Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul ile İzmir’i birbirine bağlayacak olan Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu bu güne kadar Türkiye’de girişilen belki de en büyük ve önemli altyapı projesidir.
Ulaşımı kolaylaştırarak İstanbul’un nüfus yükünün azalmasına önemli katkıda bulunacak, konuştuğum bir uzmanın deyimi ile “Muazzam bir ekonomik katma değer ekleyecek.”
Harika, değil mi?
Ama ey Ulaştırma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı! Bu yolu Türkiye’nin cennet göllerinin, sulak alanlarının ve ormanlarının içinden geçirmek ve buraları yok etmek zorunda mısınız? Neden güzergâhı orada biraz sağa, burada biraz sola çekerek hem yolu yapma hem doğayı koruma yöntemini seçmiyorsunuz?
Cevabı biliyorum. Duya duya ezberledim: “Falan tarihten önce yatırım programına konan projeler için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) araştırmasına gerek yoktur.”
Bu uygar dünyanın kurallarına uymakta direnen, çevreyi korumak için en ufak bir gayrette bulunmak istemeyen bir yönetimin tavrıdır. Doğa yasalara uymak için değil, değerli ve hızla tükenmekte olan bir kaynak olduğu için korunur.
Hükümetin Meclis’te çoğunluğu var, Cumhurbaşkanı Gül de önüne gelen her yasayı imzalıyor.
Her şey kanunlaştırılarak yasallaştırılabilir. Ama bu yanlışı doğru, akılsızı akıllı yapmaz.
Nitekim vurdumduymazlık para etmiyor.
Köprüleri, viyadükleri, tünelleri ve uzunluğu 400 kilometreyi aşan yolları ile bu proje Türk bankaları tarafından finanse edilemeyecek kadar büyüktür. Bir uzmana göre on milyar dolar civarında finansmana ihtiyaç var.
Projeyi gerçekleştirecek konsorsiyumu oluşturan Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldi, Yüksel ve Göçay firmaları finansmanın büyük bir bölümünü sağlamak üzere Akbank, Citi ve Intesa’yı görevlendirdi. Bu üçlü gerekli paranın büyük bir bölümünü dışarıdan temin edecek. (Marmara denizini kat edecek köprüyü muhtemelen İstanbul’da ikinci köprüyü yapan Japon IHI ihracat kredi ajansı fonu kullanıp yapacak.)
Dışarıdan finansman temin edilebilmesi için... Hay Allah... Ne büyük aksilik... Uluslararası standartlarda hazırlanmış ÇED raporuna ihtiyaç var. Çünkü ÇED raporuna sahip olmayan bir altyapı projesi finansmanı Batılı bankaların yönetim kurullarında onaylanmaz.
Sadece bu değil. Yabancı bankalar Sosyal Etki Raporu da istiyor. Proje gerçekleştirilirken kaç yerleşim yeri ortadan kalkacak, kaç kişi zarar görecek, bunlar nasıl tazmin edilecek bilmek istiyor.
Üstlenici firmalar şimdi bunları yaptırmakla meşgul. “Karayollarına başvurup güzergâhı bile değiştirebiliriz” diye konuştu bir projeyi yakından bilen bir kaynak. Demek ki, sonuçta Batı ile iş yapmak istediğiniz zaman uygar dünyanın kurallarına boyun eğmek zorunda kalıyorsunuz. Neden, o zaman, biz gönüllü olarak standartlarımızı yükseltmiyoruz?
Zorla iş yaptırılmak tarihten gelen geleneklerimizdendir. Uluslararası Para Fonu IMF zorlamadan ekonomik reformları yapmadık. Avrupa Biriliği (AB) zorlaması kalkar kalkmaz reformlar rafa katlı.
Buradan çıkarılması gereken bir ders var ama çıkarılır mı, bilmiyorum.