Bir buçuk yıldan fazladır uykuda olan Türkiye-Suriye hududunu mayınlardan temizleme konusu uyandı.
Milli Savunma Bakanlığı geçen gün bir duyuru yayımlayarak “Konu ile ilgilenen mayın temizleme firmalarının” 7 Mart’a kadar dosyalarını bakanlığa göndermelerini istedi.
Konuya yakın kaynaklar ihalenin “birkaç ay içinde” yapılmasını bekliyorlar.
Bilmiyorum, iki sene kadar önce hükümetin bu konuyu ilk ortaya attığında kopan büyük gürültüyü hatırlayan var mı?
Hükümet o zaman işin “milyarlarca dolara” çıkacağını, bütçede bunu karşılayacak para olmadığını, bu nedenle mayınlı alanın 40 sene temizliği yapan şirkete verileceğini açıklamıştı.
Ancak, temizliğin milyarlarca dolara değil yüz küsur milyon dolara yapılabileceği ortaya çıktı.
Dokuz yüz kilometre uzunluğunda, yüz ölçümü 212 milyon metre kare olan bu topraklar temizlendiğinde Türkiye’nin en bakir tarım alanına dönüşecek. Birilerini cinlik ederek bu bereketli toprakları kapatmak istemişti.
Hükümet yüzü kızararak çark etti ve ihale yoluyla temizliğe öncelik verdi.
İhalenin tarafsız ve adil bir biçimde yapılacağına dair şüpheleri ortadan kaldırmak için de NATO İkmal ve Bakım Teşkilatı NAMSA’yı devreye sokacağını açıkladı.
NAMSA işi ipten döndü
Lüksemburg merkezli NAMSA kâr amaçlı değildir. Ne kâr, ne zarar prensibi üzerinde çalışır. Müteahhit de değildir. İhale açan bir kuruluştur.
Türkiye’den aldığı bir komisyon karşılığında fizibilite projesi hazırlayacak, ihale şartnamesini yazacak, ihaleye açacak, kazanan şirkete projeyi verecekti.
NAMSA halen Azerbaycan, Kazakistan, Moldova, Ukrayna, Ürdün, Afganistan ve Gürcistan’da buna benzer işler yürütmekte. Tamamlanmış, ona yakın projesi var.
Şimdi öğreniyorum ki konu geçen aralıkta kabinede görüşüldü ve ne olup bittiğini bilen birisinin sözleri ile, “NAMSA’nın ipi çekildi.”
“Birçok defa NAMSA ile toplandılar, hükümet kararı verince NAMSA ile kontrat imzalamayı iptal ettiler, iş ipten döndü.”
NAMSA’dan vazgeçmek ihaleyi tarafsız ve adil bir biçimde yapmaktan da çark etmek anlamına mı geliyor, bu aşamada belli değil.
NAMSA devrede kalmış olsaydı, büyük bir olasılıkla uzman Amerikan ve İngiliz şirketlerine öncelik verecekti. Çünkü Türkiye’de mayın konusunda uzman eski yüzlerce subay ve asker var, ama tek başına bu büyüklükte bir mayın işi yapmış Türk şirketi yok.
Türk şirketleri tecrübe kazanır
Anlaşılan Savunma Bakanlığı yabancı mayın temizleyicilerini Türklerle ortaklık yapmaya zorlayarak elde edilecek paranın bir kısmının yerli şirketlere gitmesini sağlamak istiyor. Türkler bu işte deneyim kazanırsa dünyada büyük bir iş olan mayın temizleme sahasında oyuncu olur.
Bu, temiz uygulanırsa, makul bir plandır.
Ama Savunma Bakanlığı Türk şirketlerine öncelik vermesini NAMSA’dan isteyebilirdi ve o zaman NAMSA bu buyruğa uymak zorunda kalırdı. Neden bunu yapmadı da NAMSA’yı devre dışı bıraktı? Bunu açıklamalıdır.
Eğer açıklama havasında ise, bakanlığın cevap vermesi gereken birkaç soru daha var. Konuyla ilgili yasa çıkalı neredeyse 17 ay oldu. Bu süre içinde neden Mayın Faaliyet Merkezi kurulmadı? Mayın temizleme esasları (SOP) nerede? NAMSA’nın internet sitesinde bütün mayınsızlaştırma işlerini ver, her birinin bedeli var. Bunlara bakarak bizdeki işin bedelini rehber olarak kullanacak mı?
Ve temizlenen topraklar ne olacak?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024