Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fırtınalı, soğuk bir gece; arabanızla gidiyorsunuz. Dehşetli yağmur yağıyor. Birdenbire durakta otobüs bekleyen üç kişi görüyorsunuz.
1. Hemen hastaneye götürülmezse öleceğe benzeyen yaşlı bir kadın.
2. Bir zamanlar hayatınızı kurtarmış olan eski bir arkadaş.
3. Hayatınızın kadını.
Arabanızda bir kişilik yer var. Hangisini alırdınız?
Kadını alıp hayatını kurtarırsınız çünkü onu otobüs durağında bırakırsanız ölecek. Eski arkadaşınızı alırsınız, çünkü bir zamanlar hayatınızı kurtardı ve bu, ona olan borcunuz ödemek için iyi bir fırsattır. Ama onu alırsanız hayatınızın kadınıyla bir daha karşılaşamayabilirsiniz. Hayatınızın kadınını arabaya alırsanız ömrünüzün geriye kalan kısmı yaşlı bir kadını yüzüstü bırakmanın ve arkadaşınızı hayal kırıklığına uğratmanın vicdan azabıyla geçecek.

Haberin Devamı

İşe alma sınavı
Bu ahlaki ikilem bir işe alma sınavındaki sorulardan biriydi.
Sınava katılan 200 kişi arasında şu cevabı veren işe alındı.
“Anahtarları arkadaşıma verir, yaşlı kadını hastaneye götürmesini söylerim. Hayatımın kadınıyla durakta otobüsün gelmesini beklerim.”
Soru sınava girenleri iki kişilik bir çözüm bulmaya yöneltiyordu. Arabada bir boş yer, o yeri talep eden üç kişi var. Bu şekilde düşünüldüğünde belli bir çözüme hapsolmak kaçınılmazdır. Söz konusu üç kişinden ikisi muhakkak arkada bırakılacak, hayal kırıklığına uğratılacak.
Bu şekilde düşünenler, yani 199 kişi, “kutunun içinde” düşünüyorlardı.
Anglosakson terminolojisinde Thinking Outside of the Box, “kutunun dışında düşünmek” diye bilinen kafa çalıştırma becerisini tek bir kişi gösterdi.
O, çözümü arabadaki boş koltuk sayısında aramadı. Durumda aradı. Arabadaki tek boş yer, bir kişinin sorununu hallediyordu. Ama durumda herkesi tatmin edecek bir çözüm vardı.  Sürücünün boşaltması durumunda, araba, duraktaki bir değil, iki kişinin sorununu hallediyordu. Fırtınaya karşı korunma sağlayan durak, zaman, ve gelecek olan otobüs arkada kalan diğer iki kişinin.

Bakış açılarına kapalı olmak
Yukarıdaki örneği The Hindu adlı Hindistan gazetesinden ödünç aldım.
Kutunun içinde düşünmek statükoyu, mevcut durumu kabullenmek, yeni düşünce tarzlarına, açılımlara, çözümlere, bakış açılarına kapalı olmaktır. Alışılmışın, denenmişin, kabul edilmişin, kalıpların, geleneklere ve göreneklere uymanın, ezberin dışına çıkamamaktır.
Türkiye’nin benzer nedenlerle sürekli olarak benzer siyasi ve ekonomik krize düşmesinin nedeni, politikacıların kutunun dışında düşünme ehliyetine sahip olmamasıdır. Sorunlara, durumlara, denenmiş ve başarısız olmuş çözümler inatla, tekrar tekrar uygulanıyor.
Cari açık sorunundan Kürt meselesine her sahada yerinde saymanın nedeni budur.
Ankara kutunun içinde bile düşünmüyor. Kutunun içindeki kutunun içindeki kutunun içinde düşünüyor.
Zekâ doğuştan sahip olduğumuz bir şeydir, diyor Edward de Bono. Düşünmek, öğrenilmesi gereken bir maharettir.