Her ilacın uzun ve karmaşık bir araştırma süreci var. İlk aşamada laboratuvar çalışmaları yapılır. Meydana getirilen ilaç önce hayvanlarda denenir. İnsanlarda test edilebilecek duruma getirilince klinik araştırma on kişilik bir grupla başlar. Sonra bu sayı elliye çıkarılır. Ardından binlerce, bazen on binlerce insan üzerinde deneme yapılan klinik araştırmalara geçilir. Sonuç başarılıysa gerekli izinleri aldıktan sonra ilaç piyasaya çıkar.
Tıp bu tür klinik araştırmalarla gelişir.
Klinik araştırma sadece daha piyasaya sürülmemiş, ümit vaat eden bir ilacın gönüllüler üzerinde denenmesi değildir. Yeni ameliyat veya tedavi yöntemleri de bu prosedürün bir parçasıdır. Bu deneyler, hangi tedavilerin iyi sonuç verdiğini, hangi yöntemlerle hastaların iyileştirilebileceğini öğrenmenin kaçınılmaz yoludur. Amerikan hükümetinin ClinicalTrials.gov sitesinde 174 ülkede yapılmış veya yapılmakta olan 99 bin 800 küsur araştırmanın kaydı var. Bu araştırmaların 738’i Türkiye’de yapıldı ya da yapılmaktadır ve bunların kaydını Sağlık Bakanlığı tutar.
İnsanların kobay olarak kullanılması gibi de değerlendirilebilen klinik araştırmaların ahlaki yönü 1900’lerden beri yoğun olarak tartışılmakta. Çünkü kullanılan ilaç veya tedavi yöntemlerinin nahoş, ciddi, hatta hayati tehlike oluşturabilecek etkileri olabilir.
Bu nedenle Türkiye dahil birçok ülkede bunları asgariye indirmek için çok net ve ayrıntılı kurallar konuldu ve sert cezai yaptırımlar getirildi.
“Bu araştırmalar başıboş yapılıyormuş gibi bir izlenim verilmesi doğru değildir” diye konuştu bu sektörde çalışan bir uzman.
“Sadece Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerde yapıldığı da doğru değildir, çünkü yüzde sekseni ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde yapılıyor. Ayrıca birçok araştırma tek ülkede değil aynı anda birçok ülkede yapılır.”
Ülkemizde klinik araştırmaların kötü bir şöhreti var. Bunun nedeni ecza ve araştırma sektörünün, tıp örgütlerinin ve Sağlık Bakanlığı’nın halkı yeteri kadar bilgilendirmemesidir. Klinik Araştırmalar Derneği’nin sitesinde topluma verilen bilgilere ulaşmak zordur, bu bilgiler yetersizdir ve deneylere katılacak kişilerin karşılaşabileceği riskler yazılmamıştır.
Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde klinik araştırmalarla ilgili bilgi varsa o kadar iyi gizlenmiştir ki bulmak için deneyimli bir hacker olmanız gerekir.
İlaç sektörü yıllık 100 milyar dolarlık bütçesi ile dünyada en çok araştırma yapan sektörlerden biridir. Türkiye’de bu pastadan pay alacak altyapı ve bilgi birikimi mevcut. Konu tartışmaya açılmalı, halk aydınlatılmalı ve halen yetersiz olan yasal çerçeve boşluksuz hazırlanmalıdır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024