Kore elektrik enerjisi şirketi KEPCO’nun Sinop nükleer santral projesini mukaveleye bağlaması halinde işin yarısını Enka yapacak.
Ama telefona sarılıp Enka hissesi satın almaya başlamadan önce biraz sabretmenizi öneririm.
Her ne kadar Korelilerle Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) arasında bir protokol imzalandıysa da bugüne kadar projenin ilerlemesine mani olan belirsizliklerin hepsi yerinde duruyor.
Bunlar devam ettikçe ne KEPCO ne de herhangi bir başka ticari şirket Türkiye’de nükleer santral kurmaz. 2008’de yapılan nükleer santral ihalesinin başarısızlıkla sonuçlanmasına da bu belirsizlikler neden olmuştu.
KEPCO-EÜAŞ anlaşmasına göre, iki taraftan beşer kişinin katılımıyla 5-6 aylık bir süre içinde değişik alternatifler geliştirilecek ve fiyatlar belirlenecek.
Seçenek peşinde
“Sahibi yüzde yüz devlet, devlet kısmen ortak, yap işlet devret, yap işlet... Bütün alternatifleri içeren bir model üzerinde çalışılacak” dedi konuyu yakından izleyen bir kaynak. Ancak Enerji Bakanlığı devletin yükleneceği sorumlulukları belirlemiş değil. Bu yüzden yapılabilir bir modelin orta yere çıkma şansı pek fazla değil.
“On binde bir ihtimalle gerçekleştirilebilecek bir şey” dedi kaynağım. Ve, herhalde bunun çok kötümser olduğunu fark etmiş olacak ki, “Belki zaman içine bir şeyler gelişebilir” diye ekledi.
Anladığım kadarıyla, Enerji Bakanlığı’nın tutumu şu: “Bize değişik seçenekler hazırlayın. Beğenirsek bunlardan birini hükümete sunarız.”
Bu anlayış değişmedikçe nükleer konusunda ilerleme kaydedilemez. Nükleerin kendine has riskleri ve finansman zorlukları var. Bunlar konusunda Enerji Bakanlığı’nın net ve kesin bir tutum geliştirmesi lazım. Bunsuz, bankaların kredilendirebileceği bir yapı ortaya konamaz.
Örneğin, santralın 60 yıl olan ömrü dolduğunda tesisi sökmek gerekebilir. Sökme maliyeti nerdeyse yapma maliyetine eşittir. Bu maliyeti kim yüklenecek?
Eğer işin herhangi bir aşamasında inşaat yargı kararıyla durdurulursa ortaya çıkacak zararı kim telafi edecek?
İmzayı attı, konuştu
Amerika Birleşik Devletleri gibi yerleşik nükleer enerji endüstrisine sahip bir ülkede merkezi hükümet yeni projelere finansman garantisi sağlıyor. Çünkü böyle bir garanti olmadan projelerin finanse edilmesi kaldırılamayacak bir pahalılıkta olur. Türkiye neden kendini bu kuralın dışında sanıyor?
Kullanılan nükleer yakıtın “külleri” nerede, kim tarafından saklanacak?
Enerji Bakanlığı bu ve bunun gibi hayati önemi olan birçok sorunun cevabına sahip değil. Bakanlık ne istediğini biliyor ama nasıl elde edileceği konusunda bir fikri yok.
Yapılan anlaşma Korelilere exclusivity tanıyordu. Yani Türkiye Korelilere tanıdığı süre sona erinceye kadar konuyu herhangi başka bir şirketle konuşmayacaktı.
Ama imza töreninin hemen ardından Enerji Bakanı Taner Yıldız başka ülkelerden veya firmalardan talep gelmesi halinde değerlendirileceğini söyledi.
İşin ciddiyetsizliği konusunda başka bir şey söylemeye gerek var mı?
DÜZELTME: Dünkü yazımda KEPCO’nun BAE’de üreteceği elektrik fiyatının 3,571 dolar olacağını yazdım. Bu sent olacaktı.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024