Bu ülkede köşe yazarlığı yapmak için Gabriel García Márquez olmak lazım. Márquez ile Aziz Nesin karışımı olmak daha da iyi.
Çünkü gerçeküstü bir ülke burası.
Mantık kuralları, gerçekçilik. Eski Yunan filozoflarından başlayarak “nasıl yaşamalıyız, nasıl yönetmeliyiz” sorularının cevaplarıyla yoğrula yoğrula ortaya çıkmış etik kuralları ve demokrasi. Bunlar bizim ülkemizde egemen değildir.
Dün Dünya gazetesinde Dünya Türk Girişimcileri Konseyi ile ilgili haberi okuduktan sonra bunlar bir daha aklımdan geçti.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde kurulan konseyde 47 ülkeden 200’ü aşkın Türk işadamı bir araya gelmiş. Amaçları “Türkiye’nin dünyada etkinliğini ve imajını yükseltecek hedefler belirlemek”miş.
Rifat Hisarcıklıoğlu, Muhtar Kent, Cem Kozlu, Ferit Şahenk, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Rona Yırcalı gibi süper iş adamı ve kadınlarını tanıdım Dünya’daki fotoğrafta.
Bu süper girişimciler kendilerine süper bir de hedef de koymuşlar: Türkiye’yi “dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline getirmek.”
Gerçeküstülükten ne kastettiğimi anladınız mı?
Tarihinin en büyük on krizinden birini çıkarmanın eşiğinde olan bir Ankara ile dünyanın en büyük on ekonomisinden biri nasıl yaratılır?
Beni yanlış anlamayın.
Türk girişimcilerin yeteneklerinden şüphem yok. Ama işleri zor çünkü dışarıda rakipleriyle, içeride zorluk çıkarıcı bürokratlarla ve kriz bağımlısı politikacılarla mücadele etmek zorundadırlar.
Etkin bir iç ortam olmadan ne en büyük 10 ekonomiden biri olunur, ne araştırma ve geliştirmeye dayalı yenilikçi bir ekonomik model kurulur, ne “en az üç sektörde” dünya lideri olunur, ne 500 milyar ihracat yapılır, ne de dünyada tanınan on marka üretilir. Çünkü:
Özel sektör kaslıdır
Ankara paslıdır
Özel sektör rüya görür
Ankara uyur
Özel sektör koşar
Ankara çelme atar
Özel sektör globaldir
Ankara vebaldir
Özel sektör çalışır
Ankara karışır
Özel sektör kârdır
Ankara rant
Özel sektör vergi öder
Ankara yer
Özel sektör arzdır
Ankara talep
Özel sektör oynar
Ankara çalar
Özel sektör besteler
Ankara desteler
Özel sektör asidir
Ankara bürokrasidir
Özel sektör batıdır,
Ankara katıdır
İşte böyle. Sonunda rap’çi de olduk. Yakında başımda oturak, elimde tahta kılıçla dolaşacağım. Ve galiba tek başıma değil.