Van
Van’da, Tatvan’da, Ahlat’ta, Siirt’te ve Muş’ta üç gün geçirdikten sonra anladım ki bu bölgeyi İstanbul’dan Ankara’dan görmek mümkün değil. Uzaktan bildiklerimizin çoğu yalan, abartılı...
Güneydoğu Anadolu çok büyük bir değişim yaşıyor.
En büyük ve dramatik değişim devletin bölgeye bakışında ve tutumunda meydana geldi. Bunu en bariz bir biçimde valilerde görüyorsunuz. Van Valisi Münir Karaloğlu, Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, klasik vali tipinden çok uzak. Bölgeyi, orada yaşayan insanları seviyorlar; tutkulu ve enerjik hizmet veriyorlar. Bürokrat gibi değil tüccar gibi düşünüyorlar.
Durum değişti. Eskiden halk talep ediyor, hükümetler eziyordu. Şimdi halk talep ediyor, hükümet taleplere cevap veriyor. Kürt realitesi artık lafta değil gerekten kabul edilmiş.
“Van kedisinin gözleri değişik renkli” diyor Van vali yardımcılarından Atay Uslu. “Ama aynı şeyi görüyor. Biz de böyle olmalıyız. Değişmeli, başka şeyleri konuşmalıyız.”
“Burada her şey yeni yeni yapılıyor” diyor Muş Valisi Bektaş. “Yeni yeni ev yapılıyor, eşyalar alınıyor. Cıvıl cıvıl, ileriye ümitle bakan bir ekonomi var. Çözüm özel sektörde, reel, ayağı yere basan işlerde.”
“Karşımdaki kişinin hiçbir kimliği yok. İnsandır” diyor Bitlis Valisi Yılmaz. “Her şey değişti artık. PKK’nın politikaları itibar görmüyor. Halk huzur içinde kalkınma istiyor. Dünyada olanı burada da istiyor. İnsanlar yaşamak, iyi yaşamak istiyor.”
Hoşgörü ve genişlik
Devletin sivil her kademinde farkına vardığınız bu hoşgörü ve genişlik Güneydoğu’ya karşı değişen tutumun en belirgin özelliği.
Artık faili meçhul cinayetler, evinden alınıp bir daha geri dönmeyenler yok. “Türkçe konuş lan” diyen memurlar yok.
Batıda yaptığımız en büyük hatalardan biri Güneydoğu’yu homojen bir yer olarak düşünmek ve bütün illeri terörün fırçasıyla boyamak. Sabahtan akşama kalaşnikoflar susmuyor, Irak’ta olduğu gibi bombalar patlıyor sanıyoruz. Oysa Van, Bitlis ve Muş’ta asayiş hâkim. Ana yollarda ne barikat var ne de asker görüyorsunuz. Van sokakları gecenin geç saatlerine kadar insan dolu. Muş ise Türkiye’de adi suçların en az olduğu il.
Devlet buralara büyük para harcamaya başladı. İller duble yollarla bağlandı veya bağlanmakta. Rekor sayıda okul, yurt, hastane açılıyor. Özellikle Bitlis ve Van’da özel sektör yatırımları kıpırdanmaya başladı. Okula gitme oranında, hem erkek hem de kız çocuklarda, büyük artışlar var.
Bundan on yıl önce hastanelerde doktor bulmak mümkün değildi. Bugün sadece il nüfusu yarım milyon civarında olan Muş hastanesinde yüze yakın doktor var. Yılda bir milyondan fazla doktor başvurusu yapılmış.
Göç edenler gelmeye başladı
Durumu beş yıl öncesinden önce iyi mi, diye sorduğumda Muş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şihmus Sinecem “yüzde yüz“ diye cevap verdi.
“Bölgeye huzur geldiğini görüyoruz. Göç edenler geri gelmeye başladı. Yeni yeni yatırımlar yapılıyor.”
Sinecem çözümün demokraside olduğuna inanıyor. “Demokratik haklar azdır” diyor. “Biraz daha demokratik hak verilirse çözülür.” Ve herkes gibi anadilde eğitimden bahsediyor.
“Artık pazar kavgası yapmalıyız. Zenginleşmek için kavga etmeliyiz.”
Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zahir Kandaşoğlu, “Herkes yola gelmiş, ikna olmuş, herkes mutabık. Bu iş bitmeli” diyor.
Valiler dahil, herken sabırsızlıkla İran’la yeni bir ticaret kapısının açılmasını, Ermenistan’la ticaretin başlamasını bekliyor.
“Tek problemimiz güvenlik” diyor Van Valisi Karaloğlu.
“Önce buralarda refahı ve huzuru yakalamalıyız” diyor Kandaşoğlu. “Yatırım, demokrasi gelmezse bu iş daha bin yıl sürer. Böyle olacaksa ne onlar bu tarafa gelsin, ne biz o tarafa gidelim.”
Buraya gelince anladım ki halk başka, PKK başkadır ve birincisi az, ikincisi çoktur. PKK yokmuş gibi süratle demokratikleşmek ve ekonomiyi canlandırmak gerekir. Tek çıkar yol budur. Zaten mayınlar da demokratikleşme ve ekonomik canlanma olmasın ve bu iş ebediyen devam etsin diye patlıyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024