GDO’yu böyle ateşli tartışmaya yeni başladık. Oysa yıllardır GDO’lu ürünleri tüketiyoruz... Çünkü Türkiye’de GDO’lu ürün ithali geçen aya kadar kontrolsüzdü. Hükümetler ithalatı başıboş bıraktı. Yasal boşluklardan dolayı en geri Afrika ülkesinde bile ender görülen bir laçkalıkla halka yıllarca GDO’lu gıdalar yedirildi!
ABD’de ilk ekildiği 1996’dan bu yana milyonlarca ton GDO’lu gıda ve hayvan yemi kontrolsüz olarak Türkiye’ye ithal edildi. Bunların çevreye, insan ve hayvan sağlığına etkisi konusunda hiçbir bilgi yok. İthal edilen ürünler arasında bu konuda dünyanın en liberal ülkesi olan ABD’de bile yetkili makamlardan izin almadan ekilen GDO’lar olabilir. Bunlar bebek mamalarına bile girmiş olabilir. Genetiği ile oynanmış pamuktan üretilmiş giysiler giyiyor olabilirsiniz. Genetiği değiştirilmiş tohum bile ithal edilmiş ve ekilmiş olabilir. Ve bunun çevrede, yabani bitkilerde kimsenin farkına varmadığı etkileri bile olabilir. Soframıza gelen beyaz ve kırmızı etlerin büyük bir bölümü GDO’lu yem ile beslenen hayvanlardan elde ediliyor. Yağ, hazır gıda ve meşrubatlar da GDO’lu ürün içeriyor. Hangi markalarda ne kadar kullanılıyor, meçhul!
Bunlar neden oldu?
Çünkü Türkiye’de GDO’lu ürün ithali geçen aya kadar tamamen serbest ve kontrolsüzdü. Hükümetler GDO konusunda duyarlı davranmadı, ithalatı başıboş bıraktı. Yasal boşluklardan dolayı en geri Afrika ülkelerinde bile ender görülen bir laçkalıkla yıllarca halka GDO’lu gıdalar yedirildi. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’ne göre her yıl dışarıdan ithal edilen 4 milyon civarında hayvan yeminin yüzde 80’den fazlası GDO’lu. Hayvan Besleme Bilim Derneği geçen sene “ağırlıklı olarak” genetiği değiştirilmiş 1.7 milyon ton mısır ve yan ürünü, 1.6 milyon ton soya ithal edildiğini açıkladı. Bu rakamlar ülkemizde kullanılan hayvan yeminin yaklaşık yüzde 40’nın GDO’lu yemlerden meydana geldiğini gösteriyor.
Hükümet ‘devam’ dedi
Hükümetten bu ürkütücü durumu düzeltmesi beklenirken, Tarım Bakanlığı geçen ay sürpriz bir yönetmenlik yayımlayarak GDO’lu ürünlerin ülkeye girişini meşrulaştırdı. GDO lobicisi Amerikan kuruluşu ISAA’ya göre Türkiye resmen GDO’lu gıda ve yem ithal eden 31’inci ülke oldu. Dünyadaki toplam ülke sayısı yaklaşık 200. Artık bebek mamaları dışında her hazır gıda, meşrubat ve yağda GDO’lu ürün bulunması serbest ve yasal. Yemde de durum aynı...
GDO NEDİR?
Kısmen hayvan, kısmen bitki
GDO ‘genetiği değiştirilmiş organizma’nın kısaltılmışı. Bitkilerin on binlerce yıldan beri nesilden nesle aktardıkları özellikleri var. Bu özellikleri tayin eden ve bir nesilden diğer nesle doğal yollardan nakleden, DNA denilen kimyevi bileşim. DNA’yı bir formül gibi düşünebilirsiniz. Yeni teknolojiler bu formüllerin doğal olmayan yollardan, insan eliyle değiştirilmesine izin veriyor. Bioteknoloji veya GEN teknolojisi kullanılarak bir canlının bazı genleri alınıp bir bitkiye monte ediliyor.
İlk genetiği değiştirilmiş organizmalar, çiftçinin ürününü hastalıklara karşı korumak amacıyla geliştirildi. Gıda veya yem olarak kullanılan bazı bitkiler, genetik yapıları değiştirilerek, haşerelere ve virüslere karşı daha dayanıklı hale getirildi.
Raf ömrü uzadı
İkinci aşamada raf ömrü daha uzun olan çilek, domates, kabak ve biber gibi ürünler geliştirildi. Halen sayısı 30 olan genetiğiyle oynanmış ürün sayısının 2015’e kadar 120’ye çıkması bekleniyor. Yüzyılın yarısına gelinmeden, genetik mühendislik dünyanın en önemli teknolojisi olacak ve ticari önemi olan bütün ürünlerin genetiği değiştirtilecek. Doğanın yarattığı gıda bitkileri âleminden insanın yarattığı kısmen hayvan kısmen bitki gıda bitkileri âlemine geçeceğiz!..
31
Türkiye resmen GDO’lu gıda ve yem ithal eden 31’inci ülke oldu
ANAVATANI ABD
Sert domates size ne hatırlatıyor?
Gıda bitkilerinin genleriyle oynanması işi ABD’de başladı. Piyasaya çıkan ilk genetiği değiştirilmiş ürün yumuşamayan ve çürümeyen sert domatestir. (Size bir şey hatırlatıyor mu?)
Domateste onun yumuşamasını sağlayan ‘polygalacturonase’ adlı bir enzim var. Transgenetik domates bu enzimin çalışamaz duruma getirilmesiyle sağlandı. Avrupa’da da satılan domatesler, 1994’te piyasaya çıktı ve GDO’lu ürünlerin sembolü haline geldi. Ama beş yıldan kısa bir süre içinde sağlık nedenleriyle piyasadan çekildi.
Pirinç ve buğday sırada
Ekilen ve hâlâ ekilmeye devam edilen ilk genetik mühendislik ürünü tohumlar 1996’dan bu yana ürün veren soya fasulyesi, pamuk ve mısırdır. Ardından pamuk, kabak, papaya, kanola, karanfil çiçeği geldi. Geçen yıl ise ABD’de ilk defa genetiği değiştirilmiş şeker pancarı ekimi başladı (Bizde hükümetlerin dış baskıyla şeker pancarı ekimini öldürdüğünü hatırlayacaksınız). Sırada pirinç ve buğday var. Susuzluğa, sıcağa, tuza dayanıklı tohumlar da geliştiriliyor. ABD’de 2012’ye kadar susuzluğa dayanıklı darı yetiştirilmesi bekleniyor. Genetik mühendisliği diğer gıdalara ve pazarı geniş olan ürünlere (mesela çiçek) de el atacak ve yüzyılın yarısına gelmeden her gıda ürününün genetiği değiştirilmiş çeşitleri bulunacak.
Silah olabilir mi?
Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan bir rapora göre bugün 30 civarında olan GDO cinsi ürünler, altı yıl içinde 120’ye yükselecek. Bioteknoloji yandaşı bir kuruluş olan Amerikan ISAAA’ya göre, 2008 yılında dünya GDO ekiminin yüzde 63 kadarı ABD’de yapıldı (Diğer iki büyük GDO ülkesi ABD’nin nüfuz sahasındaki Brezilya ve Arjantin). Gıda ve Bioteknoloji Pew Girişimi’ne göre, ABD’de ekilen soya fasulyesinin yüzde 85’i, pamuğun yüzde 76’sı ve mısırın yüzde 45’i GDO’lu. Amerikalı çiftçiler ihracat gelirlerinin dörtte birden fazlasını GDOlu ürünlerden elde ediyor.
GDO işinin bir tehlikesi daha var. Dünya gıda ve yem piyasası Amerikalıların eline geçecek ve Washington (Rusya’nın doğalgazı kullandığı gibi) bunları bir silah olarak kullanabilecek.
YARIN: Türkiye GDO’ya mecbur mu? GDO faydalı mı, zararlı mı? Gıdanızın GDO’lu olduğunu nasıl anlarsınız? Ben yer miyim?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024