Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1970’lerden beri, bazen haftada bazen günde birkaç defa, Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar Türkiye’deki üslerinden kalıp Ege Denizi’nin ihtilaflı hava sahansında uçuyorlar.
Her defasında Yunanlı meslektaşları peşlerine takılıyor. Genellikle zararsız ve kısa bir dalaştan sonra herkes geri üssüne dönüyor.
Bazen kazayla uçaklar çarpışıyor, pilotlar ölüyor. Bir defasında Yunanlı bir pilot ateş açıp Türk uçağını düşürdü ve pilotu şehit etti.
Ülkelerin toprakları üzerinde olduğu gibi göklerinde ve denizlerinde de egemenlik sahaları var.
Bu sahaların sınırlarını uluslararası konvansiyonlar ve ikili anlaşmalar belirler. Aramızdaki denizde sınırların nereden geçtiği konusunda Türkiye ile Yunanistan arasında anlaşmazlık var.
Ege’de irili ufaklı, kimisi bir kayadan büyük olmayan, üç binden fazla ada var. Bir zamanlar Osmanlı’ya ait olan bu adaların birkaçı dışında hepsi, imparatorluk dağılırken, değişik zamanlarda, Yunanistan’ın hâkimiyetine geçti.

Egemenlik sahası
Komşumuz her bir adanın denizde ve havada kendi egemenlik sahasına sahip olduğunu iddia ediyor.
Türkiye’nin tezi, Ege Denizi’nin, adaların varlığı ve bunların çoğunun Türkiye’ye yakınlığı dolayısıyla özel olduğudur.
Burada, diyor Ankara, statü bu özel duruma uydurulmalıdır. Eğer her ada kendi kara suyuna sahip olursa ve eğer bu karasuları Yunanistan’ın arzuladığı gibi altı milden 10 veya 12 mile çıkarsa Ege bir Yunan gölü haline gelir.
Neredeyse 40 yıldır süren müzakerelerde taraflar konuyu çözüme bağlayamadı. Bir mucize olmazsa sağlayacağı da yok.
Türkiye ve Yunanistan 1976 Bern Anlaşması ile kıta sahanlığı sorunu çözülene değin, Ege’de karasularının ötesinde sismik araştırma yapmamayı taahhüt ettiler. Bu şekilde çatışma konularından biri bertaraf edilmiş oldu.
Ama hava sahası için böyle bir anlaşma yok.
Türkiye, Ege’de Yunanistan’ın egemenlik sahası olarak ilan ettiği hava sahasını tanımıyor ve tanımadığını göstermek için sık sık burada savaş uçakları uçuruyor.
“Bizim yaptığımız, Ege’nin uluslararası hava sahasında, tüm üçüncü ülkelerin olduğu gibi, bizim de serbest uçuş hakkımızı kullanmaktan ibarettir,” diyor Dışişleri sözcüsü. “Seyrüsefer serbestîsi denilen serbestimizi kullanıyoruz.”

Tamam da kaç defa?
Türkiye Ege’nin tartışmalı göklerinde savaş uçakları uçurmaya başladığında bugün Dışişleri’nde bu konu üzerinde çalışan diplomatların, sözcü dâhil, çoğu kısa pantolon giyiyordu.
Konuştuğum askeri bir kaynağa göre bu uçuşlar “Tamamen anlamsız, hiçbir amaca hizmet etmeyen bir horoz dövüşüdür.”
Türkiye ile Yunanistan’ın Ege veya başka bir konuda savaşma olasılığı sıfıra yakındır. Buna rağmen her iki ülke de savaşacakmış gibi silaha para harcıyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstütüsü’ne göre Türkiye ve Yunanistan gayrisafi milli hasılalarına göre dünyadan en çok silah harcaması yapan ülkeler arasındadır.
Onlar battı, biz yoksulluktan çıkamıyoruz ama Ankara hovardaca para harcamaya devam ediyor.
Ege uçuşlarının esas maliyeti uçakların kaç paralık benzin yaktığı değil bu harcamalardır.
Bay Komşularla Sıfır Sorun’un dikkatine sunulur.