Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ahmet Davutoğlu’nun maestroluğunu yaptığı
Türk dış politikasının biri megaloman, diğeri akıllı iki
boyutu var.
Megaloman boyut Davutoğlu’nun Türkiye’yi sıkletinin üzerinde güreştirme merakından geliyor. Hiperaktif seyahat programları, ara buluculuk tutkusu, dünya satranç tahtasında oyuncu olma iddiaları, Osmanlı Devletler Topluluğu kurma projesi bu merakın tezahürleridir.
Bunun faydası nedir veya sonucu ne olur bilmiyorum. Oluşum halinde, sonuca ulaşmamış bir olgudan bahsediyoruz.
Ben, kendi adıma, her konuda alçakgönüllülükten yana olduğum için Davutoğlu’nun daha çok kendi kendini övme şeklinde ortaya çıkan bu özelliği bana
ters geliyor.
Sadece bana değil. Geçenlerde Hürriyet ile Bild’e aynı anda bir demeç veren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Davutoğlu’nun egzotik beyanatlarından hoşnut olmadığını gizlemedi.
Bunun yanında Davutoğlu dış politikasının olumlu sonuç veren akıllı bir boyutu olduğu da kesin. Bunu “komşularla sıfır sorun” politikası ve dış ticarette yarattığı büyüme olarak görüyoruz.

Ticarette artış oldu
AKP döneminde, özellikle son yıllarda, Türkiye’nin komşu ülkelerle olan ticaretinde büyük artışlar oldu.
2002-2010 arasında Türkiye’nin dış ticaret hacmi üç misli büyürken komşularla olan ticaretteki artış neredeyse on misli oldu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK’e göre bu dönemde Türkiye’nin Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Irak, İran, Suriye, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan ile ticareti 88 milyar dolardan (tahminen) 290 milyar dolara çıktı.
Bu rakamlarda Rusya ve İran’dan yapılan gaz ithalatı büyük bir yer tutuyor. Ama komşulara yönelik ihracatta da kayda değer büyümeler oldu.
DEİK Genel Sekreteri Ufuk Yılmaz bu artışı doğrudan olumlu dış politikaya ve bunun bir uzantısı olarak Suriye gibi ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarına bağlıyor.

Tarife dışı engeller
“Sıfır Sorun politikası ile yaşadığımız normalleşme sürecinin katkılarını hemen gördük” diyor Yılmaz. “Serbest ticaret anlaşmalarının etkisi olarak yaşadık ticaret artışlarını. Bunlar imzalanmasa ve tarife dışı engeller siyasi yakınlaşmayla beraber
hızla çözüme kavuşturulmasaydı, bu gelişmelerin
yaşanmayacağı da bir gerçek.”
Dünya ticaretinde başarılı olmuş ülkelere baktığımızda bunların komşularıyla
ticaretlerini artırdığını görüyoruz, diyor Yılmaz.
“Bugün Almanya’nın dış ticaretinin yüzde 60’tan fazlası doğrudan kara komşularıyla gerçekleşiyor. Bu ticaretin mümkün olabilmesi komşularınızla siyasi sorunlarınızın olmamasına bağlı. Sorunlar ciddileştikçe ticaretin önü tıkanıyor.”
Dış ticaret listesinde adı bile bulunmayan Ermenistan bunun açık örneği.
Doğu ve Güneydoğu illerimizde son yıllarda hızlanan ekonomik canlanmanın arkasındaki nedenlerden biri komşularla olan dış ticaretteki canlanmadır.
Diplomasi onur değil, döviz getirmek için olmalı. Davutoğlu hiç olmazsa kısmen bunu anlıyor.