Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu yıl atom çekirdeğinin Ernest Rutherford tarafından keşfinin yüzüncü yılıdır.
Artık herkes atomun ne olduğunu biliyor veya bildiğini sanıyor.
Ama keşfin İngiltere’nin Manchester Üniversitesi’nde açıklandığı 1911 yılında atom, bugün olduğu gibi, Hiroşima’sı, bombaları, nükleer santralleri ve tıptaki uygulamalarıyla günlük hayatın kelime haznesine girmemişti.
Rutherford atomun ne kadar küçük olduğunu anlatmak için bir benzetme yaptı. Eğer, dedi, dünyada yaşayan her insan günün on iki saatini bir yüksüğün içini teker teker atom doldurmaya ayırsa, yüksüğün dolması için yüz yıl geçmesi gerekirdi.
Temelde her şey basittir.
Açıkça anlatılamayacak konu yoktur. Açıkça anlatılamayacak kadar kavranmamış konu vardır.

Kafası berrak olanlar
Eğer birisi bir konuyu anlatmaya çalışır da beceremezse bunun muhtemelen iki nedeni var. Ya konuyu kendisi de iyice anlamamıştır. Ya kafası berrak değildir.
Ama galiba, sonunda, bunların ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Çünkü sadece kafası berrak olanlar bir şeyi net bir şekilde anlatabilir. Kafa berraklığı konuya tam hâkimiyetle gelir.
Konuya tam hâkim olmak yolun büyük bir bölümüdür ama tamamı değildir. Berrak, herkesin anlayabileceği şekilde yazmak ve konuşmak, öğrenilmesi gereken bir şeydir. Çalışmakla, pratik ve egzersiz yapmakla elde edilen bir maharettir.
Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP adına konuşanların şiddetle ihtiyaç duyduğu bir maharettir bu.
CHP ile AKP arasındaki en büyük fark berraklıktır. AKP ne düşündüğünü, ne istediğini biliyor. Söylemleri, her zaman nazik, akıllı, veya kabul edilebilir olmasa bile, açıktır.
CHP ne felsefe, ne program, ne de söylem olarak açık değildir.
Bu açıdan AKP pencere ise CHP panjurdur.
CHP, AKP’yi Kayseri belediyesinde meydana geldiğini iddia ettiği bir yolsuzluğun üzerini kapatmakla itham etti. Ama ne “yolsuzluğu” ne de “üst kapatma operasyonunu” kamuoyuna iyi anlatamadı. AKP ile Hizbullah arasında bir bağın var olduğu iddiası da havada kaldı.

Doğru anlatılmalı
En son CHP halkı sokağa dökülmeye davet ederek Meclis’te Anayasa komisyonunu terk etti. Ne idi bu kızgınlığın sebebi, acaba kaç kişi biliyor, konunun uzmanı olmayan?
Kimsenin sokağa dökülmemesinden anlaşılabileceği gibi, çok kişi değil. Bir şey doğru anlatılamıyorsa doğru mu, yanlış mı ayırt edilemez.
CHP’de her kafadan bir ses çıkıyor. Çok seslilik olarak açıklanmak istenen bu olgu bana kararsızlık, disiplinsizlik ve ne istediğinden emin olmamak gibi geliyor.
CHP yönetimindeki her insan günün on iki saatini bir yüksüğün içini berraklık doldurmaya ayırsa, yüzüğün dolması için acaba kaç yıl geçmesi gerekirdi?