Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Azınlık denince çoğumuzun aklına Lozan Antlaşması'nın sözde garanti altına aldığı Rum ve Ermeni azınlıklar geliyor. Kürt bağlamında bölücülüğü çağrıştırıyor. Böööğğğ. Kaka! Azınlığın Kıbrıs'la da olumsuz bir ilintisi var. Sadece "Türk düşmanları" Kıbrıs'taki Türklerin azınlık olduğunu söyler. Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır!İşimize gelmediğinde olanı olduğu gibi görmekten hoşlanmadığımız için dünyanın bütün dillerinde aynı anlama gelen bir kelimeyi nerdeyse aforoz ettik. Bütün dünya için aynı anlama gelen azınlık kelimesi bizim için değişik bir anlam ifade ediyor.Olağanüstü saçma, dürüst olmayan, alaturka bir durumdur bu. Ama tipik.Azınlık sosyolojik bir kavramdır. Nüfusun siyasi olarak egemen çoğunluğunu teşkil etmeyen bölümüne azınlık denir.Basit değil mi?Bu tarife göre, Kıbrıslı Türkler de, Kürtler de bal gibi azınlıktırlar. Ülkemizi bizimle paylaşma bahtsızlığı yaşayan ve sayıları gittikçe azalan Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler gibi.Ama azınlık sadece sayısal bir kavram da değil. Sosyal statü, eğitim, istihdam, servet, siyasi güç, cinsel tercih açısından hâkim olan gruplara kıyasla dezavantajlı veya değişik durumda bulunanlar da azınlıktır. Eşcinseller bir azınlıktır, mesela. Araç sahibi olmayanlar, avcılar, ava karşı olanlar, yeşiller, organik tarım yapanlar, saçını topuz yapan erkekler, dişlerinin üzerine pırlanta yapıştıran kadınlar, nükleer karşıtları, dayak yiyen kadınlar. Bizde "azınlık" neredeyse bir küfür kelimesidir. Hoşumuza gitmeyen şeyleri çağrıştırıyor çünkü. Türbanlı olduğu için üniversiteye alınmayan öğrenciler de.Burada bir saniye duralım. Çünkü onların diğerlerinden çok önemli bir farkı var. İktidar arkalarındadır ve sorunları çözülüyor. Ama Türkiye'deki bütün azınlıkların talepleri var. Aleviler dinlerini serbestçe yaşamak, hor görülmemek istiyorlar. Kürtler kültürel hakları tanınsın istiyor. Rumlar ve Ermeniler gasp edilen vakıf mallarını geri verilmesini, kapatılan okullarının açılmasını istiyorlar.Erdoğan gerçek bir özgürlükçü olsa, bütün azınlıkların taleplerine cevap vermek niyetinde olsa, üniversitelerde türban yasağının kalkması bu kadar vaveylaya neden olmazdı. Ama o sadece kendi davasını yürütmek, kendi gibi kampındakiler için durumu düzeltmek istiyor. Diğer azınlık sorunları pek umurunda değil. Böyle olunca taraf tutmuş, ayrım yapmış oluyor. Tarafgir, cemaatçi dinci olarak algılanıyor. Diğerleri "Neden onlara var da bize yok?" diyorlar. "Neden hep AKP'lileri kayırıyorsun?" diye soruyorlar.Bölünmeyi yaratan, işi tatsızlaştıran budur, bizatihi türban yasağının kaldırılması değil.Her konuda daha demokratikleşiyor olsaydık türban konusu bu kadar tartışmalı olmazdı.Ama maalesef türban, azınlık algılamamız gibi, bir hile, ikiyüzlülük, dürüst olmama konusudur. Özgürlük konusu değil. mmunir@milliyet.com.tr Taraf tutmuş oluyor