Ergenekon’a bakmak için gözümüzü siyasetin anahtar deliğinden uzaklaştırmamız gerekir.
Hukukun penceresine yönelmeliyiz.
Siyasetin anahtar deliğinden bakan gerçeği değil istediğini görür.
Bu olay, “Sen beni kapatmaya kalkarsan ben de senin paşalarını deliğe tıkarım” veya “Benim savcım senin savcını döver” olayı olmayabilir.
Ortada gerçek bir suç veya suça teşebbüs olabilir.
Kesin bilmek mümkün değil çünkü hukukun penceresi henüz açılmadı.
Bu pencere savcının hazırlamakta olduğu iddianamedir.
İddianame açıklandığında emekli paşaların gözaltına alınması siyasi mi, değil mi ortaya çıkacak.
Umarım savcılık iddianameyi internette yayımlar. Çünkü bu dava kamu ile sanıklar arasında değildir. Bütün Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Sonucu, ne olursa olsun, hepimizi etkileyecek.
Siyaset karanlığı seviyor
Bugüne kadar Türkiye’de bu tür sansasyonel davalar hep gürültüyle başlayıp iniltiyle sona erdi.
Hep “Sonuna kadar gideceğiz” dendi ama gidilmedi. “Her şey ortaya dökülecek” dendi ama her şeyin ortaya döküldüğünü hiç görmedik.
Türk siyasi hayatı aydınlık değil karanlık sever.
Yargı sistemi de bu tür davaları süratle sonuca götürmeye muktedir değildir.
İddianamenin okunmasının ardından, dava duruşmaları üç dört ay sonrasına ertelenir. Sanıkların, mahkemede, daha önce verdikleri ifadeleri reddetmeleri bir klasiktir. Bu arada, tutuklu yargılananlar, süreç içinde birer birer salıverilirler. Duruşmaların uzak tarihlere ötelenmesi rutin bir hal alır ve sanıklar, duruşmalara dahi gelmemeye başlar. Medyanın ilgisinin de kaybolmasıyla, zaman aşımının okyanusuna bir tekne daha salıverilmiş olur.
Davaların sonuca ulaşamamasının birçok nedenlerinden biri, delil toplamada titiz davranılmaması, diğeri, iddianamelerin kötü hazırlanmasıdır.
50-60 kişi yargılanacak
Bu davada da öyle olacağına dair emareler var. İddianamenin 2500 sayfayı aşması, aynı anda 50-60 kişinin yargı önüne çıkarılacak olması işi, başından itibaren içinden çıkılmaz hale getirecek.
Bütün davaların anası, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, milyonlarca kişinin ölümüne neden olan Nazilerin yargılandığı Nürnberg davasıdır. Bu davanın iddianamesi bile 2.500 sayfa değildi. Altmış beş sayfa idi. Yargı önüne de sadece 24 kişi çıkarıldı. İkincil suçlular ayrı ayrı toplanan başka mahkemelerde yargılandı.
Nürnberg mahkemesi hiç ertelenmeden on ay on günde bitti. Ama savcılık makamında bu olayda olduğu gibi bir veya birkaç kişi yoktu. Sadece Amerika tarafında, 150’si avukat, 640 kişi vardı. İddianamede ileri sürülen suçlamaları kanıtlamak için mahkemeye daha sonra tartışmaya açılamayacak kadar sağlam deliller sunuldu.
Eğer paşalar, iddia edildiği gibi, terör örgütü kurmakla suçlanacaklarsa savcı mahkemeye terör örgütünün, terörün ve teröristlerin varlığını kanıtlayacak inandırıcı deliller sunmalıdır.
Retorik kanıt değildir.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024