Bazıları son olup bitenleri demokratik güçler ile demokratik olmayan güçler arasında bir çatışma olarak değerlendiriyor. Bunlara göre, bir tarafta AKP ve onu destekleyenler, diğer tarafta askerler ve taraftarları var.
Bence bunların ne biri, ne de diğeri demokratiktir. Eğer bir çatışma varsa, bu demokratik olmayan iki güç arasındadır.
Asker kazanırsa faşizm gelmeyecek. AKP kazanırsa demokrasi patlaması yaşanmayacak.
Hakem kimin yumruğunu havaya kaldırırsa kaldırsın, Batı demokrasisinin bitip alaturka demokrasinin başladığı loş alanda pineklemeye devam edeceğiz.
AKP’nin sicilinde, seçimle iktidara gelmek dışında, demokratik olma etiketine sahip olması için fazla şey yoktur.
Askerleri de sivil yönetimin işine karışmayı, seçilmiş hükümetleri devirmeyi alışkanlık haline getirmiş oldukları için antidemokratiklik damgası yiyor.
Hadi askerlerin demokratik bir tavır içinde değil. AKP demokratik mi? Eğer partisi kapatılmaz, başbakan olmaya devam ederse, Erdoğan demokrasiyi olduğu yerden ileri mi, geri mi götürecek?
Cevap “ileri götürecek” ise gelişmeleri demokratik güçler ile demokratik olmayan güçler arasındaki bir çatışma olarak değerlendirmenin doğru olduğunu kabul etmemiz gerekir. Ama edemeyiz. Çünkü AKP tam anlamıyla demokratik değildir ve olması da mümkün değildir.
Bir örnek. Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde yapılması gereken temel şeylerden biri Alevilere eşit hak tanımaktır. AKP Sünni hâkimiyetinde bir partidir. Alevilere eşit hak tanıyamaz. Aleviliği tanımıyor. Ama on milyondan fazla insanın inancı olarak Alevilik AKP’nin veya onun emrindeki Diyanet İşleri’nin onayına bağlı değildir. Din veya mezhepler var olmak için karşıtlarının onayına ihtiyaç duysalardı ne İslam olurdu ne de Hıristiyanlıktaki Ortodoksluk.
Rüşvet ve yolsuzluk
Alevilerin (ve Kürtlerin ve diğer çoğunluğa ait olmayanların) eşit statüye sahip olmadığı bir Türkiye demokratik sayılamaz.
Bir başka örnek. Türkiye’nin ekonomide en büyük sorunu rüşvet ve yolsuzluk ve bunlarla bağlantılı olarak bürokratların ve siyasi patronların iş hayatına koydukları gizli engellerdir. AKP’nin bu konuda bir çözümü yoktur ve olamaz çünkü bugün iktidarda olan, rantı yiyen odur.
AKP’nin bu ve bunlar gibi temel sorunları demokratikleşme yoluyla halletmeyi düşündüğüne dair en ufak bir ipucu yoktur.
Bir defa, AKP gerçekten demokratik olsaydı lider diktasına yol açan siyasi partiler yasasını değiştirirdi. Ama değiştiremez. Çünkü Genelkurmay Başkanı ordu içinde ne kadar otoriterse Erdoğan da AKP içinde o kadar otoriterdir. Belki daha fazla.
Liberal demokrasiyi gerçekten özümsemiş olanlar hem ordunun politikaya müdahalesine, hem AKP’ye karşı olanlardır.
Orduya karşı AKP’yi tutanlar değil.
Onlar tek kale futbol oynayanlar gibidir. Golü hem rakiplerine, hem kendilerine attıklarının farkında değiller.