Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın her yerinde Müslümanlar Batılılardan geridir. Bunun nedeni yetiştirme tarzı ve eğitimdir.
Yetiştirme tarzından kastım bir çocuğun evde aldığı terbiye ve disiplin, görgü, edindiği hayat görüşü, demokrasi anlayışı, sanat algısı, karşı cinse ve azınlıklara davranış biçimidir.
Eğitimden kastım okullar, öğretmenler ve eğitim yıllarında alınan bilgi, görgü ve dünya görüşünün kalitesidir.
Dünyadaki en iyi mesleki eğitim Almanya’dadır. Burada çocuklar günün bir bölümünü normal ders alarak, diğer bölümünü atölyelerde çalışarak geçirirler. Almanya bu okullar ve küçük aile şirketleri sayesinde dünyanın en büyük ihracatçısı, Avrupa Birliği’nin en güçlü üyesidir.
Finlandiya ana okulu-lise dönemi en iyi eğitim sistemine sahiptir. Refah ve hayat memnuniyeti konusunda üst sıralarda olmasının nedeni hiç olmazsa kısmen budur.
Singapur daha altmış yaşına basmadı. Ama, bu konuda klasik olan İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya’yı dışarı tutacak olursak, dünyanın en iyi üniversitelerine sahiptir. Yaşam kalitesi, refah ve istikrar bakımından komşusu Müslüman Malezya’dan fersah fersah ileridedir. Dünyada ilk ona girer.
Müslüman ülkelerin eğitimde başarılı olmuş modelleri uyarlaması serbesttir ama olasılık dışıdır. Bunun iki nedeni var. Birincisi, eğitimde reform yapacak olanların kendilerinin belirli bir birikime, eğitime sahip olmamalarıdır. Evinde kitaplık olmayan eğitimde reform falan yapamaz.
İkinci neden Müslüman ülkelerin demokratik olmamasıdır. Tek adam idaresinin geçerli olduğu yerlerde, eğitimin eğitim dışı amaçları vardır ve bunlar salt eğitimden önemlidir. Buralarda okullar yürürlükteki rejime, liderin ideolojisine uygun nefer hazırlama yerleridir. Bir tür sivil harp okuludur, yani. İtaatin itirazdan daha iyi olduğunu öğrenecek çocuk. Ya varlığını Türk varlığına armağan edecek. Ya dindar olacak.
Türkiye’nin Osmanlı’dan devraldığı en büyük miras cehalettir. Moda deyimle, hamdolsun, bu mirası (bir tek bu mirası!), harcamadan nesilden nesle, aktarıyoruz.
“Dört, artı dört, artı dört,” on iki etmez. Başka bir şey eder.
Bana kötü bir eğitim sistemi göster sana Müslüman bir ülke göstereyim. Bana Müslüman bir ülke göster sana kötü eğitilmiş bir halk göstereyim. Bana kötü eğitilmiş bir halk göster sana yoksulluk, mutsuzluk, adaletsizlik, ümitsizlik, ezilmişlik ve baskı göstereyim. Eğitim, eşittir refah, eşittir uygarlık. Gerisi laf.