Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP aslında türban için tam özgürlük istiyor. İsteyen, yaşı kaç olursa olsun, istediği yerde türban taksın, istediği yere girip çıksın. Kamusal alan, kamusal olmayan alan diye bir ayrım olmasın istiyor.
AKP şu anda üniversite altı okullu kızların başlarını örterek okula gitmelerine karşı imiş gibi görünüyor ama bu bir zamanlama taktiğidir. Üniversitede sorun halledilince sıra liselere, sonra ilkokullulara, ardından ana okullulara gelecek.
Sonra da belki türbansız kadınlara.
CHP aslında türbana tamamen karşıdır. Fakat bunun siyaseten gerçekçi olmadığını bildiği için türbanlıların üniversitelere alınmasına karşı değilmiş gibi görünmeye çalışıyor. Buna karşılık üniversite altı okullara ve devlet dairelerine turban girmesine karşı.
CHP’nin politikası mantıksızdır. Türban kabul edilemez ise her yerde kabul edilemezdir. Değilse değildir. Üniversiteli turbanla derslere girebiliyorsa liseli neden girmesin?

Tutarsızlık var
Başka bir tutarsızlık daha var. Türbanlılar üniversitede öğrenci olabiliyorlarsa mezun olduktan sonra da devlet dairelerinde memur olabilmeleri gerekir. Öğrenim özgürlüğü var da devlet memuru olma özgürlüğü yok mu? Tesettürlü tıp öğrencisi cici ise tesettürlü devlet hekimi kaka olamaz.
Aslında CHP türbanlı kadın istemiyor.
Generaller büyük bir olasılıkla CHP gibi düşünüyorlar ama artık politikada bir unsur değiller. Yargının bir bölümü de CHP gibi düşünüyordur. Ama onların da kanatları kesildi.
Artık referandumda %58 almış, gelecek seçimleri de alacağını bilen bir AKP ile onun karşısındakiler var. AKP adım adım gitmek istediği yere gidecek, Türkiye’yi de peşinden sürükleyecek.

Türban bir sembol
Aslında türban bir sembol, bir emaredir. Onun arkasında yatan daha büyük bir gerçek var:
Atatürk’ün tutkalı tutmadı. Atatürk’ün Türkiyesi dağılıyor.
Atatürk’ün modernleşme planında din yoktu. Din tutuculuk ve yobazlık evi olarak görülüyordu. İmparatorluğun çöküşündeki suçunun bir kısmı ona yüklendi. Hilafet kaldırıldı, medreselere kilit vuruldu, tarikatlar kapatıldı. Din geri plana itildi.
Osmanlı zamanında tutkal din idi. Atatürk onun yerine Türklüğü ikame etti.
Atatürk Osmanlı enkazından kaldırdığı taşlarını kullanarak yeni, değişik ve modern bir bina inşa etti ve adını Türkiye koydu.
Şimdi Erdoğan o binanın taşlarını sökerek yeni bir bina ve yeni bir Türkiye yapıyor.
Ama özde bir şey değişmiyor. Bir dayatma gidiyor, yerine başka bir dayatma geliyor.
Yapışkanın tutacağı tek Türkiye herkesin olduğu gibi kabul edildiği, dinini ve diğer özelliklerini özgürce yaşadığı Türkiye’dir. Bir gün, çok kan aktıktan, çok acı çekildikten sonra, belki o Türkiye’ye ulaşabiliriz.