Şeyda Betül Kılıç'la Hayata Dair Konuştuk...

10 Nisan 2018

Haftalar önce yaptığımız röportajımızı teknik aksaklıklardan dolayı ancak bugün yayınlayabiliyorum. Hoş bir sohbetle hayata dair çok şey konuştuk. Kendisine bir kez daha teşekkür ederim.

Şeyda hanım sizi öncelikle akademik olarak tanıyabilir miyiz?
Psikoloji lisans eğitimi aldım. Ben biraz eğitime geç başlayanlardanım. 28 Şubat’ın durduran etkisiyle karşı karşıya kalmış kişilerdenim. 1980 doğumluyum ve benim lisans eğitimi dönemime denk gelen bir olumsuzluk bu. Tabi o denemde durdurucu çok faktör vardı ama bir tarafıyla da hayat devam ediyordu tabi. O dönemde ben evliliği tercih ettim. Evlendim, çocuklarım oldu ve evliliğimin 10. Yılında artık minik minik bazı üniversitelerin esnediğini ve örtülü girilebileceğini duymaya başladık. Psikoloji eğitimime o dönem başladım. Eğitimimin bitmesini bekleyecek çok zamanım yoktu. Çünkü zaten kayıp jenerasyon. Avrupa Davranış ve Kognitif Terapiler Birliği tarafından, akredite edilmiş ve sertifikalandırılmış Kognitif Davranış Terapileri eğitimini aldım. 5 yıllık bir eğitimden geçtim. Mehmet SUNGUR hocanın öğrencilerindenim.

Bu dönemden sonra düşündüğüm çocuk değil ailelerle birlikte çalışmaktı. Çünkü çocuklara karşı çok hassasım.

Yazının Devamı

7 Soruda "Portakal Ağacı"

19 Mart 2018

Sevgi dolu halleri, sakin ruhu ve ayakları yere sağlam basan harika duruşuyla namı değer “Portakal Ağacı” Hatice ÖZDEMİR TÜLÜN’ü duymayan ya da tariflerini denemeyen yoktur sanırım. 7 soruda Portakal Ağacı’nı tanımaya ne dersiniz? Cevabınız evetse sizleri röportajımızı okumaya alalım. :)

*Bize biraz kendinizi anlatır mısınız? Hatice ÖZDEMİR TÜLÜN kimdir?
1980 Ankara doğumluyum, 2003'te Boğaziçi Üniversitesi türk dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim, aynı yıl Türkiye'nin ilk bloglarından Portakal Ağacı'nı kurdum, bir yandan da kurumsal iletişim alanında çalıştım. Sonrasında Çocuk yayıncılığı sektöründe çalımaya başladım. Halen Lokma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve TRT Çocuk Dergisi Genel Müdürüyüm. En önemli iş tanımım da 11 yaşındaki Ayşe İkbal, 8 yaşındaki Muhammed Musab, 5 yaşındaki İbrahim Yusuf ve geçen yıl kaybettiğim Ömer Halis'in annesi olmak.

*Peki Portakal Ağacı? O nasıl çıktı ortaya?
Boğaziçi Üniversitesi'ne başladığım yıl babam her boş dersimde iş yerine gitme şartı getirmişti. Kendisi yerli bir bilgisayar markasının kurucusuydu ve bana da şirketin web sitesini yapma görevini vermişti. Ben tüm arkadaşlarım Güney Kampüsün çimenlerinde otururken ek başıma

Yazının Devamı

Peki Şimdi "Biz" Kaç Kişiyiz Sizce?

14 Mart 2018

Anne olmadan 3-5 ay kadar önceydi sanırım. Bir aile meclisindeyiz. Etraftaki eş dostun çocukları sınavlara hazırlanıyor. Annelerden biri kendinden emin ve gayet gururlu bir şekilde “BİZ sınavda 2 yanlış yaptık” dedi. Ben hayretler içerisinde kadınları dinlemeye devam ettim. Eve dönerken hunharca gülüşlerimin de bana eşlik ettiği dakikalarda olanları eşime anlattım. Ama nasıl dalga geçtiğimi tahmin bile edemezsiniz. Dalga geçişlerim o anla da sınırlı kalmadı üstelik aylarca bu konunun makarasını yaptım.

Gel gelelim bizim kız doğdu ve ben anne oldum. (Bakın mesela bu da benim sinir olduğum cümlelerden biriydi. Yani çocuğun olmuş bir kadın olarak baba olacak değilim değil mi? Ama kınadım ve yaşamadan ölmek mümkün değil!) Sevgili çekirdek ailemle birlikte kızımızın ilk doktor kontrollerinden birine gittik. Sonra doktorumuz bana döndü “ var mı bir sıkıntımız?” dedi. Ve işte o an hayatımın hatası olan cümleyi kurdum. Ve dedim ki “gazımız çok oluyor, ha birde kakamız çok sıvı. Bir sorunun göstergesi değil öyle değil mi?” Doktorumuzla ben gayet güzel sohbetimizi ettik ufaklık muayenesini oldu ve dışarı çıktık. Sonra eşim gülmeye başladı. Ama nasıl gülüyor anlatamam. Hayırdır inşallah

Yazının Devamı

"Hoşça Kal Lösemi" Yazarı Merve Özçelik ile Kitaba ve Anneliğe Dair Bir Sohbet...

1 Mart 2018

Merve ÖZÇELİK kimdir? Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?
Öncelikli olarak insan hangi kimliğini söyleyeceğini bilemiyor. Ben eğitimciyim. İngiliz dili ve edebiyatı mezunuyum. Çevirmenlik yaptım şimdiye kadar. Çeşitli eğitim kurumlarında ve dil kurumlarında çalıştım. Ayrıca benim bir kimliğimde edebiyatçı. Hepsinden sonra çocukla beraber gelen annelik kimliği ve bunun doğrultusunda da Başakşehir anneleri topluluğu.

Peki annelik sizde neler değiştirdi?
Annelik neler değiştirmedi ki? Bir söz var ya hani “dünyam altüst oldu. Nereden biliyorsun altının üstünden daha hayırlı olmadığını.” diye. İşte bazen insanın dünyasının alt üst olması gerekiyormuş. Bir düzeniz varken her yaptığınız tercih sizi farklı kapılara götürüyor.

Annelik serüveni nasıl başladı?

Yazının Devamı

Çok Bilen Çetesi…

15 Ocak 2018

Evet onların bir çete olduğuna artık inanmış durumdayım. Hayatımın her evresinde ve her olayında benden daha çok bilen ve kendini her konuda söz sahibi hisseden tipler vardı hep.

Ergenliğimden başlarsak kiloma takık bir grup insan vardı ki ben onların her söylediği sözü hala dün gibi hatırlıyorum. Obez olduğumu iddia ettikleri dönemde bunlara sinirlenip kilo vermiştim de “neye dertlendin de bu kadar zayıfladın hastalıklı gibi olmuşsun” demişlerdi.

Evlenirken evliliğin toz pembe hayallerden ibaret olmadığını ve günün birinde benim de diğerleri gibi mutsuz olacağımı söyleyenleri de bu çeteye üye yapabiliriz bence. Evlendikten sonra çocuk ne zaman diye tutturdular mesela bunlar. Arkadaş hani mutsuz olacaktık? Madem mutsuz olacağımdan eminsiniz niye bana çocuk ne zaman diye soruyorsunuz?

Hamile olduğumu öğrendiklerinde ki bunu 6 aya kadar sakladım neredeyse kaç kilo aldığıma taktılar. Arkadaş size ne benim kilomdan. Zaten şişmanım ve şişman kalmak istiyorum belki. 30 kilo alsam size ne benle beraber diyet mi yapacaksınız? Çocuğumun cinsiyetini öğrendiklerinde –kız- “olsun yaa…” diyenleri de unutmadım.

Çocuğumu nasıl doğuracağıma da karıştılar mesela. “ Normal doğur bak

Yazının Devamı

Anne Ben Fenomen Olacağım... Vol.2

3 Ocak 2018

Merhabalar…

Bir önceki yazımda bu işin ilk ayağını ele almıştık. Şimdi dediklerimi yaptın ama hala bir fenomen olamadıysan bu söylediklerime kulak ver. Bunları da yapıp yine fenomen olamazsan o zaman sende star ışığı yok canım hiç kusura bakma. :D

Zengin kocayı buldun ve işe yaramadı. O zaman evlilikte 2. Level başlıyor… Annelik!

Çocuk sahibi olmaya karar verdiniz ve işte hamilesin! Haydi doktora koşun. Ama evden çıkmadan önce takipçilerine ufak bir ipucu ver ki merak uyandırasın. Mesela “kızlar doktora gidicez bu gün, çok heycanlıyım bize dua edin” gibi bir Türkçe katliamı paylaşımla başlayabilirsin işe. Daha sonra eve gelir gelmez doktordan aldığın ilk ultrason fotoğrafını adeta dünya üzerinde üreme şansı verilen ilk canlı edasıyla altına bir sürü lafla ve özellikle karnının üzerine koyarak bir paylaşım yapmalısın. Fotoğrafta kocanın eli de olursa tadından yenmez en az 100 like fazla alırsın benden sana söylemesi.

Günler geçiyor ve hamilelik gittikçe cazip hale geliyor. Aşermeye başladın ne mutlu sana. En bulunmaz meyvelerden saçma sapan bütün yemeklere kadar hepsini canın istedi ve canın kocişkoştoşun sana bulup onları getirdi. Sonra getirmekle de kalmadı çeyizinden

Yazının Devamı

Anne Ben Fenomen Olacağım… Vol.:1

20 Aralık 2017

Bugün annelikten başka bir konuda yazmak istedim.

Konumuz günümüzün en yaygın hastalığı; Fenomen olma çabası…

Bende bu konudaki gözlemlerimle merak edenler için bir tarif hazırladım. Uygulaması gayet kolay. Aşamalara uyarsanız sizde bir fenomen olabilir ya da oldum zannedebilirsiniz.

Şimdi yazıma hızlı bir giriş yaparak bu işin tarifini hemencecik vermeye başlayacağım. Öncelikle belli bir yaş sınırı var bu işte. O yüzden en küçük 22-23 falan olmalısınız. Çünkü bundan sonrası için bu yaşa ihtiyacımız var. Sonra ise ilk yapmanız gereken “zengin bir koca” bulmak. Yanlış anlamayın zekaymış, eğitimmiş, kültürmüş, kariyermiş falan bunları silip atın arkadaşlar bir kenara. Bunlar size fayda getirmez. Neden mi? Çünkü bunlar sizi bir yere getirmez! Bulduğunuz/bulmaya çalıştığınız koca adayınızın çokta elinin yüzünün düzgün olmasına gerek yok. Nefes alsın yeter! Bunlara ek olarak ileride kuracağınız masal diyarından fırlamış, adeta şekerden yapılmış gibi duran şipşirin evlerinizin içinde yaşayacak ya da yaşamaya ikna edebileceğiniz bir adamın hayatınızda olmasına dikkat etmeniz tabi önemli.

Şimdi gelelim ikinci adıma; evlilik aşamasına. Evliliğe giden bu kutsal sürecin her

Yazının Devamı

Aktif Anneliğe Merhaba...

13 Aralık 2017

Merhabalar…

Yeni bir ufka yelken açmak için rüzgarını bekleyen bir gemiydim ve karşıma Pembenar çıktı.

Evet bekliyordum çünkü yeni doğum yaptım. Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında ettiğim beylik laflarının üzerine bırakın bir bardak su içmeyi baya bir damacanayı kafaya diktim. Bebeğimin odasını 40 günlükken ayırmayı planlamaktan tutun da “bebek bu canım nasıl alıştırırsan öyle gider”lere uzanan bir torba boş beleş laf… Tabii ki hiç birini yapamadım. O güldüğüm vaktinde baya dalga geçtiğim kadınlardan biri oldum ve bu sebepten aktif iş hayatıma süresiz ara verdim. Şimdilerde ise bebeğini uyuturken zaman boşa geçmesin diye bolca kitap okumayı hedefleyen ve tek seferde 10 kitap alabilme kapasitesine sahip bir canlıya dönüştüm.

Genel olarak şansı tersten işleyen biriyimdir ve hayat fırsatları karşıma hep “sende mi şimdi geldin arkadaş?” dercesine çıkarır ki bu seferde beni hiç şaşırtmadı. Ne müdürlük teklifi kaldı ne öğretmenlik ve daha nicesi.

Ben ne yaptım peki? Aktif çalışma hayatını değil aktif anneliği seçtim. Erkek okuyucular da vardır aramızda eminim. Onların “Ne abarttın be sende” şeklindeki içsesleri baskın çıkmaya çalışsa da sustursunlar o seslerini yoksa

Yazının Devamı