Kaçak işçilerle mücadele amacıyla turistlere getirilen 90 günlük vize uygulamasında düzeltme yapılmazsa, bu ay sonundan başlamak üzere 6 bin yabancı yatın Türkiye’yi terk etmesi söz konusu... Marmaris Yat Marina Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Özkaynak, Deniz Ticaret Odası’nı göreve çağırıyor
Türkiye’de marinaların önünde büyük bir sorun var. Ama galiba seslerini duyuramıyorlar.
29 Ocak Pazar günü bu sayfada yazmıştım. Türkiye’ye turist vizesiyle kaçak işçi olarak gelenlerin önüne geçmek amacıyla Bakanlar Kurulu bir karar aldı. Buna göre turistler Türkiye’de en fazla üç ay kalacaklar, üç ayın ardından yurtdışına çıkacaklar ve aradan en az üç ay geçtikten sonra bir daha Türkiye’ye girebilecekler. Eskiden üç ay kalanlar bir gün yurtdışına giriş çıkış yapıp Türkiye’de kalmaya devam ediyordu.
Kaçak işçilerle mücadele amacıyla yapılan bu düzenleme, Türk yat turizmine ve marinalara çok ağır bir darbe indirmek üzere. Türkiye’de marinalar ve çeşitli bağlama yerlerinde toplam 9 bin yabancı yat bulunuyor. Bunların yaklaşık 3 bini yıllık bağlama kontratı yapıyor.
6 bin yat ise kış aylarını kapsayan kasım-nisan döneminde altı aylık marina sözleşmesi yapıyor, mayıs ayından ekim ayına kadar da çeşitli koylarda dolaşıyor, ihtiyaç duyduğunda da dolaştığı yerdeki marinalara bir haftalık bağlanıyor, ikmal yapıp tekrar denize açılıyor.
Bakanlar Kurulu kararnamesini uygulayacak olan İçişleri Bakanlığı, yıllık bağlama kontratı olanlara oturma izni verecekmiş. Ancak bu sorunu çözmüyor ki... Esas ağırlığı olan 6 bin tekne, yıllık değil altı aylık kontrat yapıyor. Biz bu tekne sahiplerine, “Mayıs-temmuz arasında Türkiye’de gez, sezonun en güzel zamanı olan ağustos, eylül ve ekim aylarında nereye gidersen git, kasımda tekrar gel” diyoruz.
Ertuğrul Günay konuyu Bakanlar Kurulu’nda konuşacaktı ama...
19 Şubat tarihinde de bu sayfada, sektörün konuyu Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a anlattığı, Günay’ın da ilk Bakanlar Kurulu toplantısında konuyu gündeme getireceğini ve sorunun çözülmek üzere olduğunu yazmıştım. Ancak öğrendim ki, konu Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelmemiş. Olayın Türk turizmi ve marinalar üzerindeki olumsuz etkileri Denizcilik Müsteşarlığı’na aktarılmamış.
Bakanlar Kurulu Kararnamesi 1 Şubat’ta yürürlüğe girdi. 30 Nisan tarihi itibarıyla kış sezonunu Türkiye’de geçiren yabancı yatçıların Türkiye’yi terk etmesi ve ağustos ayından sonra gelmesi gerekiyor. Teknesi kış aylarında burada kalıp da kendisi yurt dışına gidenler de mayıs ayından temmuz sonuna kadar Türkiye’de kalabilecekler. Sonra da mecburen, Yunanistan ya da Hırvatistan’a gidecekler.
Marinalarda 6 bin yabancı yatın Türkiye’yi
terk etmesine çok az bir zaman kaldı. Nisanın
ortasına kadar sorun çözülmezse, marinalar boşalacak. Sorunu çözmek esasında kararnameye eklenecek tek cümle... “Yabancı yatların transloglarında yer alan kişiler bu uygulamadan muaftır.”
“Bizden aidat alınıyor ama hiçbir sorunumuza sahip çıkılmıyor”
Türkiye’nin ve Akdeniz’in en büyük marinası
olan Marmaris Yat Marina’nın Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Özkaynak şöyle diyor:
“Geçtiğimiz yıl ne olduğu belli olmayan mavi kart uygulaması yüzünden Türkiye’den bin dolayında yabancı yat kaçtı. Nisan sonu mayıs başı, ağırlıklı olarak sözleşmelerin yenilenme dönemi. Tüm yabancı yatçılar vize uygulamasını soruyor ve bu haliyle istemeye istemeye Türkiye’yi terk etmek zorunda kalacaklarını ifade ediyor. Burada hükümeti eleştirmek doğru değil. Alınan kararın, denizcilik sektöründe ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları anlatmak ve hükümeti ikna etmek üyesi olduğumuz Deniz Ticaret Odası’nın görevi. Ancak Deniz Ticaret Odası yönetimi, marinaların, balıkçıların, yolcu taşımacılığı yapan deniz kooperatiflerinin sorunlarına hiç ilgi göstermiyor. Bizlerden aidat alıyor, gelirlerimizden pay alıyor ancak hiçbir sorunumuza sahip çıkmıyor. Olayın bir başka boyutu daha var. Marinalar bağlama dışında mega yatların bakım-onarım işlerini de üstleniyor. Daha bu sene İtalya’da 90 mega yatın yönetimini yapan dev bir şirketin bakım onarım işlerini aldık. Bir mega yatın büyük bakım onarım işlemleri, altı-dokuz ay sürüyor. Yatın kaptanı, çarkçısı, doğal olarak bunların hanımları, bu bakım onarım işlerinin başında bulunmak zorunda. Aynı şey, dünyada üçüncü olduğumuz mega yat inşaası yapan tersaneler için de geçerli. Şimdi biz, megayatlarınızı Türkiye’de inşa etmeyin, mega yat bakım onarımlarını Türkiye’de yaptırmayın diyoruz. Üstelik kısa bir süre önce İtalya’da yatlar için ekstra vergiler çıktı. İtalya’daki tekneler Türkiye’ye kaçma hazırlığı yaparken, biz onları da almıyoruz, elimizdekileri de kovuyoruz.”
Sitteisevir, kapıları çevir
Nisan ayı fırtına takviminde yer alan sitteisevir’in anlamı şu: Aylara göre verdiğimiz fırtına takvimi, yüzyılların imbiğinden süzülüp geliyor. Burada belirtilen günlerde genellikle fırtına olur. En kötü ihtimalle bir-iki gün öncesi ve sonrasına kayar. Martın son günlerinde havalar baharı müjdeledi. Nisanda da öyle gidecek. Ancak nisanın 21’ine geldiğimizde, bir-iki gün oynamayla, beş-altı gün süren mevsim normallerinin dışında soğuk, ayaz ve sert rüzgârlarla karşılaşacağız. İşte eskiler ve eskilerin gözlemlerine inanan denizciler buna sitteisevir diyor. Büyüklerimiz de nisanın sonuna doğru yaşadığımız soğuklarda üşümemek için “Sitteisevir, kapıları çevir” tekerlemesini kullanırdı.
NİSAN AYI FIRTINA TAKVİMİ
* 07 Nisan Kırlangıç fırtınası
* 12 Nisan Fırtına (3 gün)
* 18 Nisan Kuğu fırtınası
* 21 Nisan Sitteisevir’in başı
* 26 Nisan Sitteisevir’in sonu
* 28 Nisan Fırtına (3 gün)
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024