Orhaniye’ye marinet geliyor

“Neden ille de beş çıpalı marina yapmak zorundayız?” diye yakınırken, Orhaniye’de Palmiye Motel’in denizde 100, karada 100 kapasiteli mütevazı bir marinet inşasına başladığını öğrendim

Türk denizciliğinin sorunlarının başında yat bağlama limanlarının, marinaların azlığı ve tekne bağlama fiyatlarının yüksekliği geliyor. Turizmde pansiyon da var, beş yıldızlı tatil köyü de... Ancak iş tekne bağlamaya gelince ille de beş çıpalı büyük marinalarda ısrar ediyoruz. Neden daha
düşük fiyatlarla hizmet verecek küçük marinetler, yat bağlama yerleri yapılmaz?
Türkiye’de marina yatırımları ve deniz üzeri iskeleleri için işleri zorlaştıran bir bürokrasi bulunuyor. Bir marinanın yatırım maliyetinde yatırımın yüzde 80’i denize ve altyapıya gidiyor. Kalan yüzde 20’lik yatırımla da marina üst yapıları genişletiliyor ve lüks markalara kiraya verilip beş çıpalı marina haline getiriliyor.
Devletin getirdiği yüksek kiralar ve ecrimisil bedelleri nedeniyle beş çıpalı marinalarda 10-11 metrelik bir teknenin iki-üç yıllık bağlama fiyatı, teknenin ikinci el piyasa değerine eşit hale geldi.

Denizcilerin derdi lüks değil
Denizciler, bünyesinde lüks mağazalar olan marinalar aramıyor ki... Çoğu tekne sahibi için güvenli bir bağlama yeri, karadan gelebilecek vandalizme karşı güvenlik önlemi, elektrik, su, duş, tuvalet ve çamaşır yıkama yeri ve küçük bir market yeterli.
Lüksü sunan beş çıpalı marinaların yanı sıra ihtiyacı karşılayacak iki-üç çıpalı marinalar, marinetler ve bağlama yerlerine ihtiyacımız var. Bürokrasiyi azaltarak, belli bir projeye bağlı kalınarak, koylardaki restoran iskelelerinin de kış aylarında bağlama yerlerine dönüştürülmesi de gündeme alınmalı.
Bunları tartışırken, geçenlerde Marmaris Orhaniye’de yeni bir marinet yapıldığını duydum. Gittim, yerinde gezip gördüm.
Palmiye Motel’in önünde bir de bağlama iskelesi bulunuyor. Bu iskeleye yaz aylarında 40 kadar tekne bağlanabiliyor. Motelin sahibi Doğan Saygılı bu sene iskeleyi 12 ay hizmet verecek şekilde 100 tekne bağlama kapasitesine çıkarıyor. İskeleye akıllı elektrik ve su kutuları yerleştiriyor. Motelin hemen yanındaki araziye de 100 teknelik bir çekek yeri, lift havuzu yapıyor. 40 tonluk liftin de siparişini vermiş.

İzin almak yedi yıl sürüyor
Motelin arka bahçesinde çamaşırhane, duş ve tuvaletler de yapılacak. Motelin restoranı ve yüzme havuzu da yine yatçılara hizmet verecek.
Motelin sahibi Doğan Saygılı ile sohbet ederken, bu işe ne zaman ve nasıl başladığını soruyorum. Tam yedi yıldır bu işin izinleri ile uğraştığını söylüyor. Malum Türkiye’de devletin marina yapın diye ihaleye çıkardığı alanlara bile bürokrasi altı-yedi yıldan önce izin vermiyor. Bir yığın bakanlık, bir yığın genel müdürlük, 200’ün üstünde imza ile izin ancak alınabiliyor. Bu da bir yatırımcının altı-yedi yılını alıyor.
Saygılı, marina yatırımı için yaklaşık 1.5 milyon avro yatırım yapacağını söylüyor. Ancak inşaat izni için geçen altı yıl içinde 300 bin avroya yakın bir harcama yapmış.
Doğan Saygılı inşaatın bu kış içinde başlayıp biteceğini, mayıs ayından itibaren de teknelerin bağlanacağını söylüyor. Bağlama fiyatları için ise şimdilik bölgedeki marinaların yüzde 50 altında olacağını vurguluyor.

Yelkenli Yatçılığa Başlarken
Amatör Denizcilik Federasyonu’nun (ADF) yayınladığı “Yelkenli Yatçılığa Başlarken” kitabı, birkaç güne kadar tüm kitapçılarda yerini alacak. Penny Haire ile Sarah Hopkinson’un yazdığı kitap, 44 ülkede onay verdiği 2 bin 200 eğitim merkeziyle uluslararası bir yelken eğitim kuruluşu haline gelmiş RYA’nın (Royal Yachting Association) denizciliğe ve yelkenciliğe başlangıç kurslarında kullanılıyor.
300’den fazla resmin yer aldığı kitabın Türkçe baskısına denizcilik terimlerini açıklayan bir de sözlük eklendi. Kitabı İngilizceden Türkçeye, Sezar Atmaca ve Elvan Şener Koralp çevirdi.
80 sayfalık “Yelkenli Yatçılığa Başlarken”in satış fiyatı 15 lira. Kitabı adf.org sitesinden de alabilirsiniz.

Aralık ayı fırtına takvimi
* 4 Aralık Fırtına (2 gün)
* 10 Aralık Karakış fırtınası
* 15 Aralık Fırtına (3 gün)
* 20 Aralık Fırtına
* 21 Aralık Gün Dönümü Fırtınası