1999-2000 yıllarında bağlandığım Setur Ayvalık Marina’yı ziyaret ettiğimde resmen tanıyamadım. Marina, yenileme yatırımları ile güzelleşmiş. İçindeki Marin Bistro restoran ise yörenin en lezzetli meze ve yemeklerini sunuyor
Bu mevsimde Güney’de sıcaklar iyice kavuruyor. Zamanı olanlar için en iyi rota, Orta
ve Kuzey Ege diye sık sık hatırlatıyorum. Geçtiğimiz hafta Midilli’yi yazdım. Bu hafta da
biraz Ayvalık’tan bahsedeyim.
Ayvalık, çevresindeki çok sayıda ada ve liman içindeki koylarla, yatçılara birçok demirleme olanağı sunuyor. Hava kuzeyden de esse, güneyden de esse, yörede “eşek imbatı” diye tabir edilen batıdan da esse, korunaklı bir demir yeri bulmak mümkün. Ayvalık Liman içinde de Cunda Adası Balıkçı Barınağı ile Setur Ayvalık Marina bulunuyor.
1999-2000 yılları arasında tekneyi Setur Ayvalık Marina’da bağlamış, Kuzey Ege Bölgesi’nin tadını çıkarmıştım. 15 gün kadar önce gittiğimde, marinayı tanıyamadım. Yapılan yenileme yatırımları ile çok derli toplu, güzel bir marina olmuş. Hem Setur Marina üst yönetimini, hem de Ayvalık Marina Müdürü Umut Tepedelenlioğlu’nu tebrik etmek gerekiyor. Kara alanında mezeleri ve yemekleri çok güzel, Marin Bistro adında bir restoran açılmış.
Cunda ayarında deniz ürünlerini bulabiliyorsunuz
Marin Bistro’yu Alper-Tülay Lale çifti işletiyor. Sabah kahvaltı ile başlayan servis gece geç saatlere kadar devam ediyor. Bir kenarda oturup, çay kahve içip bilgisayarda çalışmanızı da yapabiliyorsunuz. Cunda Adası ve Cunda Adası’ndaki balık lokantalarının ününü bilmeyen yok. Ama marinada kaldığınızda, Cunda ayarında deniz ürünleri ve mezeleri bulabiliyorsunuz. Benim kaldığım zaman tek alternatif, marinanın hemen karşısındaki Öğretmenevi’nde köfte yemek idi...
Marinanın denizde 220, karada 80 tekne kapasitesi var. Vinci, 88 tona kadar olan tekneleri kaldırıp karaya alabiliyor. Her türlü bakım-onarım atölyelerinin yanı sıra yeni olarak, teknik malzeme, yat tekstili ve hediyelik aksesuarların satıldığı yat market açılmış. Ayrıca bakım-onarım konusunda Ayvalık Sanayi Sitesi’nden de eskiden olduğu gibi destek almak mümkün.
Ayvalık’a denizden girerken Cunda Adası’nın güneybatı yakasında çok şık,
az sayıda ev var. Bu evler, Türkiye’nin ünlü ailelerine ait. Yine Türkiye’nin ünlü ve zengin ailelerinin Ayvalık’ta Cunda’da tatillerini geçirdikleri evleri bulunuyor.
Bu aileler, Ayvalık ve Cunda çevresindeki tarihi binaların dekorasyonuna yardımcı oluyorlar. Anladığım kadarıyla da Ayvalık Marina, Türkiye’nin en çok helikopter ve deniz uçağı inen marinaları arasında ilk sıralarda yer alıyormuş.
Ayvalık Marina Müdürü Umut Tepedelenlioğlu.
Marinanın kapasitesi bir rıhtımla artırılabilir
Denizcilikte geçen 25 yılımın ardından marinaların bulunduğu yerlere sağladığı katkıyı çok açık ve net gözlemledim. Setur Ayvalık Marina’nın da Ayvalık turizmine katkısı var ama sanki bu katkı bana göre çok daha fazla olabilir. 220 olan bağlama kapasitesini çok az buluyorum. Marinanın Ayvalık tarafına doğru bir rıhtımla genişletilmesi, daha sonra bir mendirek ile çevrilmesi sonucunda kapasitesi 500, hatta daha üstüne çıkartılabilir. Üstelik bu kapasite içine son yıllarda ülkemizde sayıları artan mega yatlar da (Ayvalık’ın özel durumu nedeniyle su çekimi 6 metreden büyük olmayan yatlar) bağlanabilir. Mevcut durumda en fazla 20 metrelik tekne tonoza bağlanabiliyor. Eğer ana rıhtımda boşluk varsa, üç tane 30 metrelik tekne tonoza rıhtıma aborda olabiliyor.
Üstelik söylediğim bu bölge, ülkemizde Ege ve Akdeniz mutfağı uygulamaları bakımından, küçük bir köy lokantasından Cunda’daki Bay Nihat’a kadar en üst seviyede lezzetler sunan bir bölge. Günümüzde turizmin, özellikle iyi gelir bırakan turizmin gastronomide olduğu artık yavaş da olsa görülmeye başlandı. Dolayısıyla Ayvalık, Kuzey Ege böyle bir yatırımı fazlasıyla hak ediyor. Bunlar benim, gözlemlerim ve önerilerim. Öneriye sahip çıkması gereken Kuzey Ege esnafı, karar verecek olan da devlet ve Setur yönetimidir.
KAPTANIN MUTFAĞINDAN
Yoğurtlu dil balığı
Türkiye’deki en iyi, en zengin ot ve deniz ürünü mezeleri Cunda’da bulunur.
Bu gidişimde arkadaşlar Bay Nihat’ta yer ayırtmışlardı. Yoğurtlu dil balığının tadı hâlâ damağımda. Lokanta çok kalabalıktı, şefin işi başından aşkındı, tarifini alamadım ama yerken yaptığım analize göre tarifini şöyle çıkardım. Dil balığını fileto edin, şeritler halinde kesin. Üzerine az tuz ile az un serpin. İster zeytinyağında, ister tereyağında tavada pişirin. Şeritler halinde kesilmiş kırmızı ve yeşil biber ile yarım kesilmiş kiraz domatesleri tavada bir dakika kadar terletin. Sarımsaklı yoğurdu fırında ya da başka bir yöntemle çok az ısıtın. Yoğurdun üstüne dil balıkları, domates ve kirazları yerleştirin, değirmen karabiber çekin, tavada kızdırdığınız tereyağını dökün. Afiyet olsun.
Ayvalık’ta giriş çıkışa dikkat...
Denizden Ayvalık’a giriş, sığlıklar ve kayalıklarla dolu olup çok tehlikelidir. Ancak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün aldığı tedbirler ve fenerler sayesinde Ayvalık, aynı zamanda giriş çıkışı en güvenli limanlardan biridir. Tabii, fenerlerin ne anlama geldiğini bilmek kaydıyla. Ayvalık’a güneyden yaklaşırken önce bir güney kardinali şamandırası göreceksiniz. Bu şamandıranın güneyinden geçeceksiniz. Yaklaşık yarım mil kadar sonra hem kuzeyden gelen hem güneyden gelenlerin göreceği sabit bir fener vardır. Bu fener de güney kardinalidir. Bu kardinallerin olduğu bölgelerde kayalıklar ve sığlıklar vardır. Buradaki kardinaller, üst rütbeli din adamı değildir. Güvenli geçiş yönünü gösteren fenerlerdir.
Güney kardinali demek, güvenli geçiş güneydendir anlamına gelir. Bu kardinalleri geçtikten hemen sonra iskelenizde Cunda Adası, sancağınızda da küçük Tavuk Adası’nın olduğu bir Dalyan Boğazı geçidi vardır. Bu geçidin iki yanı da sıra halinde üç çift lateral fenerle işaretlenmiştir. Bu fenerlerin arasından geçeceksiniz. Ayvalık’a girerken sancağınızda yeşil fenerler, çıkarken de sancağınızda kırmızı fenerler kalacak şekilde geçiş yapacaksınız. Lateral fenerlerle işaretlenmiş bu boğazda derinlik
6 metredir. Fenerin hemen dışı sığdır. Bu nedenle Ayvalık’a su kesimi 6 metreden büyük olan
büyük gemiler giremez.