Pirelli’deki Türk mafyası güçleniyor!
Pirelli’nin İzmit tesisi, aile üyelerinin kariyerlerinde ilk adımı attığı bir merkezdi. Şimdi genç Türk mühendisleri, Pirelli İzmit’ten dünyaya açılıyor
İtalya’nın sembol markalarından Pirelli’nin çoğunluk hissesinin 2015’te Çin devi ChemChina’ya satılması ülkede yılın tartışmalarından olmuştu. Daha önce satılan İtalyan markalarını da Pirelli’yle birlikte paketleyen basın, “İtalya’yı Çin’e satıyoruz” diye feveran etmişti.
Pirelli, Takvim’i, çağdaş sanat merkezi HangarBicocca’sı, Inter ve daha nice sponsorluğuyla, lastik markası olmanın ötesinde zamanın ruhunu yansıtan bir kültürel değerler bütünü.
Serie A’nın kaderini tayin edecek Inter-Juventus karşılaşması vesilesiyle geldiğimiz Pirelli’de Ar-Ge merkezini inceledik, şirketin önemli isimlerinden Alberto Pirelli’yi dinledik.
İzmit’le gurur...
Pirelli’nin Ar-Ge faaliyetlerinde Türkiye’nin rolü büyük. Motor sporları alanında dünyadaki en önemli üretim merkezi İzmit’te. Pirelli MEAI Bölgesi’nden (Ortadoğu, Afrika ve Hindistan) Sorumlu Başkan Yardımcısı Alberto Pirelli, kariyerine Pirelli Türkiye Genel Müdürü olarak başlamış.
Hatta oğlu Nicolo Pirelli de şirketteki yoluna Türkiye’den çıkmış.
Pirelli, “prenslerine” sanki “Önce Türkiye’ye git, sonra gel yönet” diyor.
Alberto Pirelli, birkaç yıl önce Milliyet’ten Meral Tamer’e verdiği röportajda da Türkiye’de yetişen aile üyelerini “Pirelli’deki Türk mafyası” diye tanımlamış.
Fırsat bu fırsat, “Hâlâ kendinizi Türk mafyası” olarak görüyor musunuz?” diye sordum. Türkiye’nin hem kültürel hem kurduğu arkadaşlıklar açısından hayatında önemli bir rolünün olduğunu söyleyen Pirelli, “Türkiye’deki fabrikamızda yetişen birçok yeteneği, genç Türk mühendisi dünyanın farklı ülkelerindeki merkezlerimize ve fabrikalarımıza gönderiyoruz. Pirelli’deki Türk mafyası bu işte” dedi.
Alberto Pirelli şunları da anlattı: “Türkiye operasyonunun hem benim için hem de Pirelli için önemli bir yeri var. Pirelli’nin Türkiye’deki geçmişi 1960’lı yıllara dayanıyor. İzmit’teki fabrikamız bizim küresel mükemmeliyet merkezlerinden biri. İzmit tesislerimiz Pirelli’nin motor sporları üretiminin kalbi. Bir mükemmeliyet merkezi olarak devam etmesi için de gerekli yatırımları yapmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’deki işgücünün yüksek kalitetede olduğunu belirten Pirelli, “Standart lastik üretiyorsanız kalifiye işçiye ihtiyaç duymazsınız. Yüksek kalite lastik üretiyoruz ve işçilerimiz bu talebi karşılıyor.”
Çinlilerle ortaklıktan memnun olduklarını anlatan Pirelli, onların fabrikalarıyla da üretim kapasitelerinin arttığını söyledi; Pirelli’nin bir İtalyan şirketi olduğunu vurguladı.
Yosun ve çeltik
Lastik üretimi, süreçleri açısından çevrecilerin eleştiri konularından. Pirelli, yosun ve pirinç çeltiği gibi çevreci materyallerle deneyler yaptıklarını söyledi; “Geleneksel kimyasal dünyanın dışında çevreci materyallerle çalışmak bizi heyecanlandırıyor” dedi.
Motor sporları Pirelli’nin premium prestij stratejisinde çok kritik bir yerde. İzmit fabrikası Pirelli’nin bu konuda en önemli merkezi. İzmit’te 2007’de kurulan Ar-Ge departmanı, önce Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) lastiklerini geliştirdi. İzmit’te Blancpain GT Series, Nurburgring 24 Hours, Ferrari Challenge, Lamborghini Super Trofeo ve Spa 24 Hours gibi yarışlara lastik üretiliyor.
Motor sporları lastiklerinin gelişmesinde ve Türkiye’de üretilmesinde etkin rol oynayan Pirelli Ar-Ge Merkezi, bugün 59 kişinin çalıştığı son derece modern ve teknolojik bir bölüm. 250 kişinin sadece motor sporları lastiği üretiminde görev aldığı Pirelli İzmit’te yılda 400’den fazla farklı motor sporu türü için lastik üretiliyor.
Pirelli’nin bu yıl açıkladığı McLaren Senna için hem pistlerde hem yollarda en yüksek düzeyde performansı garanti edecek lastiklerin geliştirilmesi görevinde Türkiye öncü. Bu lastiklerin tamamı İzmit’te üretiliyor ve süreçte genç Türk mühendisler önemli rol oynuyor.
Eğitime yatırım
Pirelli Türkiye’de eğitim alanında da aktif. Pirelli Otomobil Lastikleri A.Ş. CEO’su Gian Paolo Gatti Comini, “Pirelli olarak, Türkiye’de eğitimi desteklemeye önem veriyoruz. Kocaeli’de 1966 yılında açılan Pirelli İlköğretim Okulu ve 2008’de faaliyete geçen Pirelli Ortaokul ve Liselerimiz var. Bu alana yatırım yapmaya devam edeceğiz. Endüstri 4.0 çağında, genç neslin 21. yüzyılın becerilerini kazanması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Pirelli kendini yüksek katma değerli ürünlere odaklı 146 yaşında tüketici lastikleri start-up’ı olarak görüyor. Teknoloji de şirketin en önemli itici gücü. Son 3 yılda cirosunun yüzde 7’den fazlasını Ar-Ge’ye ayıran Pirelli bu konuda kararlı.
Pirelli’nin Milano başta, 5 kıtada, 11 ülkede birçok Ar-Ge merkezi var; 1.800 kişi sadece Ar-Ge’ye adanmış durumda. 88. Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılan ‘Cyber Car’, lastikteki sensör yardımıyla otomobille lastiğin iletişim halinde olmasını sağlıyor. Cyber Car lastiğin işlevsel parametrelerini yakalayarak aracın akıllı sistemine iletiyor; bu bilgilere göre ABS ve denge kontrol sistemleri ayarlanarak daha güvenli sürüş ve daha iyi performans sağlanıyor.
Başlıca otomobil üreticilerinin test ettiği bu teknoloji 2018’de elektrikli ve geleneksel modellerle pazara sunulacak.
Premium ve prestij segment lastikler, Pirelli’nin sürdürülebilir büyüme planlarında önemli yer tutuyor. Kurulduğu 1872’den bugüne lastik sektörünün en önemli oyuncularından olan Pirelli, 2017’de 5.4 milyar euro ciroya ulaştı. Küresel lastik pazarında sadece otomobil, motosiklet ve bisiklet lastiklerinden oluşan tüketici segmenti odaklı tek üretici olan Pirelli’nin dünyada yaklaşık 30 bin çalışanı bulunuyor. Pirelli’nin uyum stratejisinde her otomobilin teknik gerekliliklerine göre özelleştirilmiş lastikler var.
88. Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenen prestij otomobillerin yüzde 60’ı Pirelli lastiklerle donatılmıştı. Yılda 76 milyon otomobil lastiği üretim kapasitesine sahip olan Pirelli’nin 2017’de gelirlerinin yüzde 57.5’i yüksek katma değerli lastiklerden.
Pirelli’nin Milano’daki Ar-Ge merkezi ve laboratuvarında 70 test makinesi var. Lastiklere 60 farklı hız testi uygulanıyor. Binek oto lastiklerinin her gün maruz kaldığı test sayısı 120, ki 2017’de toplam 27 bin test yapılmış.
Tanık olduğum bir testte, 300 km/sa hızda döndürülen bir lastiğin aşınma oranı test ediliyordu. Bir diğer testteyse sesten tamamen arındırılmış bir odada, zemine temas ederek dönen bir lastiğin değişen hızlarda çıkardığı nameler dinleniyordu. Sonuçta asfalt veya farklı bir zeminde giderken araç lastiğinin sesi de sürüş konforuna ilişkin bir öğe.