Menderes Özel

Menderes Özel

menderes.ozel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tarih öncesinde insanın en keskin dönüşümlerinin yaşandığı Şanlıurfa bölgesi, tarihte de çok sayıda medeniyet, kültür ve din için bir amaçtı.

Uçakla Şanlıurfa’ya doğru alçalırken cam kenarında oturuyorsanız Binbir Gece Masalları’na yakışır bu kente doğru bir sihirli halı üzerinde süzülürken hayal edin kendinizi.

Mezopotamya’nın kuzey kapılarından biri olan Şanlıurfa, binlerce yıldır ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden sonsuz sayıda izler taşır.

Şanlıurfa, Urfa, Edesa... Ne derseniz deyin, burada kendinizden parçalar bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

Asurlular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Büyük İskender’in varislerinden Seleukoslar, Osroene Krallığı, Roma, Doğu Roma İmparatorlukları, 7’nci yüzyıldan itibaren Müslüman Araplar, 12’nci yüzyılda bir süre Haçlı hakimiyeti altında kalan Urfa, Süryani kültürünün de merkezlerinden biriydi.

Neye inanırsanız, inanın ya da inanmayın, Eski Kent, Kaleiçi, Balıklıgöl ve hemen dibindeki tarihi çarşıda dolaştığınızda içinizin Kudüs’te olduğu gibi kudsiyetle dolmasına engel olamazsınız.

Çarşıda baharatların mis gibi kokuları burnunuz ve ruhunuzu şenlendirir. Balıklıgöl’de size kaotik gelebilecek insan trafiği aslında Şanlıurfalıların asırlardır aksamayan müesses nizamıdır. Türk, Kürt ve Araplar bu nizama halel gelmesine asla izin vermez.

Ama 100-150 yıl önce bu çarkın düzgün işleyen dişlilerinden olan Yahudiler ve Hıristiyanların eksikliği hissedilir istemsizce. Onlardan kalan yapılar da çarpar gözlerinize.

Hatta daha gerilere gidelim, Haçlıların Birinci Haçlı Seferi’nde Kudüs’ü ele geçirmeden önce tam da burada kurduğu Edessa Kontluğu’nu hatırlayalım.

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

GÖBEKLİTEPE

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

Hadi 12 bin yıl öncesine gidelim. Şanlurfa merkezinden sadece 12 km. ötedeki Göbeklitepe’ye uzanalım.

O kudsiyet duygusu bu kez en ilkel haliyle kaplıyor insan benliğini. O zaman hayat tam olarak savaştı; hayatta kalma savaşı! Ölülerin kafaları alınır, geride kalan gövdeleriyse akbabaların midesinde intikal ederdi ebediyete. Taşlardaki motiflerden bunları okuyabiliyoruz.

Yazı yoktu belki ama 12 bin yıl öncesinin Urfalısı hikâyesini geleceğe aktarmanın yolunu “dahiyane şekilde” bulmuştu. Taşların elle ve özenle toprağa gömülmesi de geleceğe uzanacak mesajların kaygısıydı. Eskiden Göbeklitepe ve diğer tepelerin yalnızca tapınak kompleksleri olduğu düşünülürken yeni bulgular çevresinde konutlar da olabileceğini gösteriyor. İnsanoğlunun yerleşik hayata tarımla birlikte bu bölgede geçmiş olabileceği tahminleri yapılıyor.

Haberin Devamı

Göbeklitepe dahil 12 tepeden oluşan ve 200 kilometrekarelik bir alana yayılan Taş Tepeler’in bize anlatacağı çok hikâyesi, anlam kazanacak sayısız bilinmezi var.

Bir sonraki durağımız Karahantepe’ydi. Birkaç gün önce yağmur ve sel yollara büyük zarar vermiş, bariyerleri kâğıt gibi yırtıp atmıştı. Bir saatlik yolculukla ulaştığımız Karahantepe’de yağış yürüyüş yolunu da yumuşatmış, ziyareti olanaksız kılmıştı. “Dikkatli olacağımız” sözünü verdiğimiz yerel görevli nuh dedi, peygamber demedi. Birkaç üst düzey telefon görüşmesinin ardından kös kös dönerken, görevlinin gevrek kahkahası çınladı kulaklarımızda.

Haberin Devamı

Kentin İpek Yolu’nun tam üstünde olması bir tesadüf değil. Binlerce yıldır nesiller boyu aktarılan ortak aklın bir eseri İpek Yolu’nun bereket fışkıran bu durağı. Burası binlerce kilometre boyunca uzanan kervanlar için güvenli bir limandı.

Şanlıurfa’nın dillere, damaklara destan mutfağı tabii ki diğer yörelerinkinden ayrılan kebabı, çiğ köftesi ve lahmacunundan ibaret değil. Hızlandırılmış kent turumuzda “sıra gündüzü”ne evirmek zorunda kaldığımız sıra gecesi mutlaka tecrübe edilmesi gereken bir deneyim. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvar Şubesi müzisyenlerinin seslendirdiği Urfa türkülerine eşlik eden üstün lezzetleri Milliyet Pazar’da gastronomi yazarımız Aylin Öney Tan’ın kaleminden okuyacaksınız.

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

BALIKLIGÖL

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

Gitmesek de görmesek de Karahantepe...

Kaleiçi’ne zaman tüneli

Yoğun seçim programının arasında Milliyet ekibini kabul eden Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Suriçi’nin bir turizm adasına dönüştürüleceğini söyledi. Yıktıkları Kuyumcular Çarşısı’na bitişik bir adayı turizme açacaklarını belirten Beyazgül, “Tarihe ait olmayan her şeyi temizleyerek burayı 200 yıl öncesine dönüştüreceğiz. İkinci aşamada bu bölgede 200 yıl önce nasıl yaşanıyorsa o şekilde yaşanacak. Evlerde odunla yemek pişirilecek. Evlerdeki yaşam düzeni öyle olacak. Oraya siz de kıyafetinizi değiştirerek 200 yıl öncesinin kıyafetleriyle gireceksiniz. Burada tarihte bir zaman tüneline girerek 200 yıl öncesine gideceksiniz” dedi. Suriçi’nde şu anda betonarme binaların temizlendiğini belirten Başkan, bugüne kadar 2000-2500 yapının kamulaştırılıp yıkıldığını söyledi.

Suriçi’nde geçmişte Ermeni, Yahudi ve Müslümanların yaşadığı, toplumlara has özelliklere sahip taş binalarda yaşandığı 3 bölge vardı. Müslüman evlerinde sağda selamlık olurdu. Misafir erkekler iç avlunun görünmediği selamlığa alınırdı. Ermeni evlerindeyse doğrudan çevresi iki katlı, üstü çardak yapıyla kuşatılmış avluya girilirdi.

Medeniyetler laboratuvarı Şanlıurfa

Urfa evlerinde eyvanlara da büyük önem verilirdi. Kısa kenarı avluya açılan dikdörtgen formlu tonoz örtüsü ve bu tonozun avluya açılan yüzündeki bezeli taş kemer açıklığı Güneydoğu Anadolu’da “eyvan” diye adlandırılıyor. 7-8 ayı çok sıcak geçen bölgede aileler zamanlarının çoğunu bu eyvanlarda geçirirdi. İşte Başkan Beyazgül, yapılacak temizlikle tüm bu yapıların ortaya çıkarılarak turizme kazandırılacağını açıkladı. Zamanla bu eski yapıların bazılarının ikiye bölünerek iki aile tarafından kullanıldığını, bazı binalara eklemeler yapıldığını belirten Beyazgül, yapıların özgün hallerine dönüştürüleceğini söyledi.