Sen kadın dili bilir misin?
Mesela; küçük bir çınar fidanını, koca bir çınar ağacı yapabileceğini bilebilir misin?
Örneğin; bir kadına iplik versen, sana kışın üstüne örtebileceğin bir battaniye yapabileceğini bilebilir misin ?
Sen bilir misin, kadının sevgi demek olduğunu?
Seneler evvel yurtdışında tatildeyiz eşim ile. Ben bir çocuk gördüm. Gözleri bende, gülümsüyor. Bana doğru geliyor. Eşime ‘şuna bak bana geliyor.’ Dedim. Eşim; ‘Sakın kimsenin çocuğuna izinsiz dokunma. Burada çocuklara ailelerden izin almadan dokunmak yasak. ‘ dedi. Haliyle kendimi geri çektim. Gülümsemekle yetindim.
Sonra bu konuşmayı kafamda düşündüm, düşündüm, düşündüm.
İnanılmaz şekilde hoşuma gitmişti.
Ben hasta olabilirdim. En ufak bir boğaz ağrısı bile bir çocukta veya bir bebekte ciddi bir hastalığa sebep olabiliyor neticede. İki dakika sevecek, çocuk özlemimi gidereceğim diye, küçücük bir çocuğa zarar verebilirdim.
Evliliğimin 2. Yılında ağrılarımın artması , yapmam gereken şeyleri tam anlamıyla yerine getiremememle birlikte; doktorumun artık ameliyat olmalısın demesi üzerine karar verdim. Artık ameliyat olmalıydım.
O zamanlar Şevki bey Haydarpaşa Numune Hastanesindeydi. Öyle randevu almak hiç kolay değildi. Arayıp randevu alamıyorduk. Oraya gidip deftere adımızı yazdırıyorduk. Boşluk varsa en erken 3 ay sonrasına yer bulabiliyorduk. Her neyse ben adımı yazdırdım. Bir kış günüydü. Kendi başına iş beceren biriyimdir aslında ama konu hastane hastalık olunca elim ayağım titrer, soğuk terler dökerim. Tek başına gitmiş olmanın verdiği buruklukla adımı yazdırdım döndüm eve:) evet sadece adımı yazdırdım bunun için bile tek gitmek benim için üzücü:))
3 ay sonunda hastaneye Şevki Bey ile görüşmeye eşim ile gittik. Gittiğim gün hastalardan doktorumun özel hastaneye geçeceğini öğrendim. İlk bir afalladım. Yani ne demekti şimdi bu? Acaba evren bana bir sinyal mi yolluyor? Ameliyat olma mı diyor? Ne oluyor diye düşündüm.
Neyse röntgenler incelendi, konuşmalar yapıldı. Hocanın değerlendirmesi sonucunda ameliyat olmam gerektiğine karar verildi. 10 ay sonrasına bi boşluk bulundu.
Ama ben nasıl
Annesiz büyümek !
Nereden başlasam bilemiyorum.
Öncelikle annem sağ. Ve onu çok çok çok seviyorum.
‘Çalışan annenin çocuğu ne hisseder. ‘ bunu yazmak istiyorum aslında.
Günümüzde bir çok çocuğa maalesef annesi bakamıyor. Ya bir bakıcı, anneanne veya babaanne, konu komşu bakıyor.
Çocuklar kaç yaşında tv izler?
Öncelikli olarak, hepimiz biliyoruz ki günlük hayatımızın her alanında ekranlar var.
Maalesef bu ekranlardan çocukları korumak çok zor. Peki ne zaman başlanmalı ekranlarla tanıştırmaya çocukları? Veya ne zaman bir çocuğun telefonu olmalı?
Ben bir uzman değilim tabiki. Asla kimseye ahkam kesme gibi bir niyetimde yok. Amacım bildiklerimi aktarmak ve farkındalık yaratmak.
Anneliğin içsel kavramını hepimiz biliyoruz , hadi birde dışsal kavramına birlikte bakalım.
Öncelikle yazımın başında belirtmeliyim ki, asla kimseyi kırmak, yaralamak değil amacım. Herkes olduğu gibi mutluysa diyecek söz yok!
Türkiye’de ‘annelik’ diye deli bir kavram var. Bu kavram öylesine dolu ki, akıllıyı delirtir; sabırlıyı yıldırır.
Anne oldun, otur evinde diye başlar. Sen anasın çocuğuna kalk bak, ne aynada kendine bakıyorsun! Pardon sen kendini insan mı sanıyorsun ? Ana oldun sen ana ana!!! O saçın bi süpürge edilecek, o burnun var ya, yerlerde sürüm sürüm sürtünecek, kendine dönüp bakma lüksün yok senin, çocuğun var. Sen ve çocuk eve hapsolcaksınız, çünkü çocuğunun bir düzeni var! Artık öyle akşamları dışarı çıkmalar, oje sürmeler, gezmeler tozmalar, oturup bi sıcak fincan kahve içmeler... pardon! yok daha neler??? Çocuğun var kızım senin geç bunları artık. Kölesin sen ye bakıyım şu baklavaları, börekleri, iç şu şerbeti. Heeeh tamaaam sütün olcak. Kalk gel otur sofraya yemek ye çocuk aç mı kalsın ? Çocuk ne emecek beni mi seni emecek seni!!!