Evliliğimin 2. Yılında ağrılarımın artması , yapmam gereken şeyleri tam anlamıyla yerine getiremememle birlikte; doktorumun artık ameliyat olmalısın demesi üzerine karar verdim. Artık ameliyat olmalıydım.
O zamanlar Şevki bey Haydarpaşa Numune Hastanesindeydi. Öyle randevu almak hiç kolay değildi. Arayıp randevu alamıyorduk. Oraya gidip deftere adımızı yazdırıyorduk. Boşluk varsa en erken 3 ay sonrasına yer bulabiliyorduk. Her neyse ben adımı yazdırdım. Bir kış günüydü. Kendi başına iş beceren biriyimdir aslında ama konu hastane hastalık olunca elim ayağım titrer, soğuk terler dökerim. Tek başına gitmiş olmanın verdiği buruklukla adımı yazdırdım döndüm eve:) evet sadece adımı yazdırdım bunun için bile tek gitmek benim için üzücü:))
3 ay sonunda hastaneye Şevki Bey ile görüşmeye eşim ile gittik. Gittiğim gün hastalardan doktorumun özel hastaneye geçeceğini öğrendim. İlk bir afalladım. Yani ne demekti şimdi bu? Acaba evren bana bir sinyal mi yolluyor? Ameliyat olma mı diyor? Ne oluyor diye düşündüm.
Neyse röntgenler incelendi, konuşmalar yapıldı. Hocanın değerlendirmesi sonucunda ameliyat olmam gerektiğine karar verildi. 10 ay sonrasına bi boşluk bulundu.
Ama ben nasıl kötüyüm!. Hocanın muayenesinden çıktık. Arabaya doğru yola koyulduk. Eşim elimi sımsıkı tutuyor. Ama ağzından tek kelime çıkmıyordu. Biliyor ki bişey dese ağlıcam o noktadayım.
Arabaya oturdum. Annemi aradım. Bana sadece ‘Alo’ dedi. Benden boşalan yaşlar annemin bana verdiği telkinler, style="margin: 0px; font-stretch: normal; line-height: normal; font-family: ">
Korkularım vardı. Çok gençtim. Bu ameliyat beni nasıl etkileyecekti? Ölebilirim. Felç kalabilirim. Ömür boyu ağrılarla yaşayabilirim. Hiç mi ağır kaldırmayacaktım? Ne zaman araba kullanacaktım? Ne kadar acı çekecektim? Hamile kalabilecek miydim? Bir bebeğin sorumluluğunu alabilecek miydim? Bundan sonra sırtımda koca bir yarık ile yaşayacaktım. (İz konusunda cidden çok düşündüm. Eşim sırt dekoltesini dert etmediği için elbise&kıyafetlerimin çoğu sırt dekolteliydi... e nolcaktı şimdi?)
(Şimdi bu yazıyı okuyanların %90 ı bu rahatsızlığı yaşayan insanlar olduğunu varsayarak yazmaya devam edeyim.
Güzel arkadaşım. Ciddi bir ameliyat olacaksın . Korkuların olsun önemli değil. Önemli olan sen ne kadar güçlüsün? Psikolojik olarak ne kadar hazırsın bu ameliyata? Acı çekmeden hiç bir kazanç olmaz. No pain, no gain demişler.)Eşim ameliyat olan insanlarla irtibata geçiyordu. Babam her gün yeni biriyle konuşmam için bana baskı yapıyordu. Annem style="margin: 0px; font-stretch: normal; line-height: normal; font-family: ">Birde benim vazgeçişlerim vardı. Yok ameliyat olmayacağım diyordum. Kesin, kararım kesin dediğimde hemen Şevki hoca aranıyor; bana resmen terapi uygular gibi beni rahatlatıp kapatıyorduk telefonu. Annem, babam, eşim az çekmediler benden. Hepsinden Allah razı olsun.
Neyse gemi ile sefere çıktık, geldik derken sayılı gün çabuk geçermiş ya geçti gitti zaman su gibi…
Ameliyata girmeden bir hafta önce; doktora gittim. Benden bir sürü röntgen ve mr istedi. Hepsini bir bir çektirdik. Sırt, bel ve boyundan mr a girdim. 1 saatten fazla sürdü. Benim gibi evhamlı biri style="margin: 0px; font-stretch: normal; line-height: normal; font-family: ">Röntgenler en kolayı, ne yapacağınızı söyleyen biri var; fotoğraf çekinir gibi çekiniyorsunuz :)
Ameliyat günü ; sabah erkenden kalktık. Gece hiç uyumadık zaten. Hazırlandık. Bi valiz içerisine tüm ihtiyaçlarımı koyduk.
Röntgen çekinmeye götürdüler beni. Oradaki hemşire çocuk bakıyım butona kaç kez basmışsın dedi. Çocuk bi butona bi bana baktı 588 miii dedi. O zaman style="font-stretch: normal; line-height: normal; font-family: ">Adam şok oldu tabi gidip diğer hastaya bakıcam dedi . Ameliyat olan diğer hasta 18 kez basmış. Daha önce hiç böyle bişey görmedim dedi. Kendimi kaybetmişim demek.
İlk geceyi uyuyarak geçirdim. Sabahında doktorumu görmenin sevinci. E tabi bide Gelen giden ziyaretçilerle vakit geçirdik. Sonra yürüme vakti geldi. Evet ameliyat sonrası ikinci gün hemen yürütüyorlar. İki hemşirenin koluma girmesi ile yürütüldüm. Hatırlamıyorum tabiki ama videolarda izlediğim kadarıyla başarılıyım gayet. Başım dönmüş. Bir tur atıp dönmüşüm.
Hareketler verdi doktorum. ‘Her gün bunları yapacaksın, bol bol yürüyeceksin . Yatmak yok, bol bol yürüyüş.’ dedi. 4 gün boyunca bebekler gibi bakıldım. Hastane zaten bildiğiniz otel. Annem ve eşim yanımda kaldılar. Gelen ziyaretçilerle kafeteryaya inip çay, kahve içmeye bile gidiyordum. Ağrım vardı ama neticede ağrı yaşayacağımı bildiğim için sorun etmiyordum.
4 gecenin sonunda sabah erkenden Şevki Bey geldi ziyaretime. Bugün çıkabilirsiniz dedi. Eşim çıkış işlemleri için çıktı odadan, annem toparlanmaya başladı. Benim gitmeye hiç niyetim yoktu. Sanki başıma geleceklerden haberdarmışım gibi …
‘Arabada gidemem ben, ağrım olur, yok ilacımı unutursunuz siz, yok bana bakamazsınız.’ derken bir şekilde toplanıp çıktık.
Arabada ağrım oldu evet. Ama doktorum; ‘şehir dışından gelenler var, korkma az bi ağrın olur’ dedi. Eşim kaplumbağa hızıyla sürüyordu arabayı. Ben aksi, nalet. Her denilen şeyi ters cevaplıyor, çoğu şeye cevap bile vermiyordum.
Eczaneden yazılan ilaçları almıştı eşim. Annem yemek yememe yardımcı oldu. Sonra ilaçlarımı içtim. Derken çok geçmeden midem bulanmaya başladı. İçtiklerim çok ağır ilaçlardı. Ve benim midem ilaçları kabul etmiyordu. O ameliyatlı halim ile kustum. Dimdiktim eğilemiyorum kesinlikle. Dimdik bir halde zırlaya zırlaya çıkardım ilaçları. Sonra sadece ağrı kesici iğne olmamı istedi doktorum. Her sabah ve akşam eve hemşire geliyor, beni kontrol edip, iğne vurup gidiyordu. Tam 1 ay bi fiil iğne oldum. 2. Ayımda ağrı kesici içmeye başladım.
İlk 20 günün sonunda sırtımda olan telleri aldılar. Mavi bir şeydi. Dikişlilerim yoktu ama sırtımda olan bir demir vardı. Hayatımda yaşadığım en büyük vücut acımdı. Sesime eşim dayanamadı. Odadan çıkmadı, kaçtı. Ameliyat olmak daha kolaydı. Ama enteresan olan o anlık bir acı yaşadım. Sonrasında hatta daha da iyi oldum. O gün gezmeye çıktık eşimle yemek yedik. O kadar ki bian da iyileşmiştim.
Her gün söylenen hareketleri yapıyor, evin içerisinde bol bol yürüyordum. İlk iki hafta eşim ve annemin yardımı ile yatıp kalktım yatağa . Sonra kendi başıma halletmem gerekiyordu. Ve başarmıştım.
Eve geldiğim gün sırtıma eczaneden aldığımız bandajları takıp suya öyle girebildim. Hep o şekilde yıkandım.
Her gün batikon ile iki kez pansuman yapıyorduk, ardından yarayı kapıyorduk. Bunu genellikle eşim yapıyordu. O yapmıyorsa hemşire hallediyordu sırtımı.
İlk zamanlar değil ama sonrasında evdeki işlere yardımcı oluyordum. Hayata yeniden karışmak için elinden ne geliyorsa yaptım. Tam iki ay ne eğilebildim ne de doğru dürüst istediğim gibi hareket edebildim.
İkinci Ayın sonunda hiç ameliyat olmamış gibiydim. Tertemiz bir sayfa açtım kendime sonra yanımdaki herkesi yolladım. Kendi işimi, yemeğimi kısacası herşeyi kendim yapmaya başladım . Hatta akşamları eşimi iş dönüşü araba ile almaya gidiyordum. Eski hayatıma tam anlamıyla 2. Ayın sonunda dönmüştüm.
3 . Ayda eşim ile Amerika seferine katıldık. Yepyeni olmuştum. Ağrısız ve mutlu…
İşte 2 Kasım 2015 yılında başlayan ameliyat maceram bu şekilde iyileşmemle son buldu.
Herkese sağlıklı günler diliyorum. Sevgiler.