Melodi Türkili

Melodi Türkili

melodi.turkili@nishmoda.com

Tüm Yazıları

Artık insanlar da mekanlar da duygusallaşıyor. Dijital ticaretin yerini duygusal ticaret alıyor; her yerde olmayan, heyecanlandıran ürünler insanları mutlu ediyor. Mekanlar da sadece yiyecek içecek değil tasarım, kültür, sanat sunmaya başlıyor

Bir yandan “Designed in X”, “Made in China” yazıları etrafımızı sararken, diğer yandan bize özel yapılmış, tasarlanmış, organize edilmiş, kendimizi özel hissetmemizi sağlayan
her şey gün geçtikçe
daha da değerli oluyor. Eskilerin “normal”
olarak gördüğü şeyler yeninin “aranılanları”. Babaannelerimiz, anneannelerimiz aldıkları kumaşlarla terzilere
tam vücutlarına göre elbiseler diktiriyorlardı. Bu işi başka yapan olmadığından
ya da halihazırda bir
giyim markasına ulaşamadıklarından...
Biz ise şimdi ancak çok özel günler için aldığımız elbiseleri vücudumuza göre yaptırabiliyoruz.
Teknolojinin bir
adım sonrası kendini geliştirmesi ise dünyanın da içinde bulunduğu adım duygusallaşmak. Nasıl mı?
Duygusallaşan insanlar:Hemen hemen doğduğumuzdan beri kitlesel yaşıyoruz. Kreş, okul, dershaneler, kurumsal hayat... İnsanın başına gelen her yeni adım onu başka bir
kitleye sokuyor adeta.
Hal ve durum böyle olunca normal hayatımız dışında aldığımız hemen hemen her hizmette trend, kişisel olmak. Artık hepimizin bir yaşam koçu, bir psikoloğu, en azından
bir doktoru var.
Duygusallaşan ticaret: Dünyanın en hızlı büyüyen e-ticaret sitesinin (fab.com) kurucularından Jason Goldberg,
e-ticaretin üçüncü kırılımında olduğunu söylüyor. İlk dönem “mal ticareti”nde ürün çeşitliği ve uygun fiyat ana ihtiyaçtı. İkinci dönem olan “dijital ticaret”te medya artık dijitalleşti. Dijital kitaplar, müzikler ve filmler ön plana çıktı. Şu anki kırılım ise “duygusal ticaret” olarak adlandırılıyor. Bu dönem mal alımının ötesinde duygusal bağlar taşıyor. Heyecanlandıran, fazla bulunmayan, özel ürünler insanları mutlu ediyor. Hızdan çok keyifle alışveriş konsepti insanların ilgisini çekiyor.
Duygusallaşan mekanlar: Bir nesil olarak olabildiğince hızlı ve çabuk tüketilir ürünleri sunan mekanlarla alelacele büyüdükten sonra, şimdi sıra keyfini çıkararak uzun uzun oturacağımız restoranlarda, kafelerde ve barlarda... Bu atmosferine doyulmayan mekanlarda yeni trend
size sadece yiyecek içecek değil, bunların yanında tasarım, sanat, kültür ve yaşanmışlık da sunulması. Son zamanlarda İstanbul’da fazlasıyla görmeye başladık bu konseptleri. Bkz. aşağıdaki “keşfetme zamanı”.

Haberin Devamı

Keşfetme zamanı

Haberin Devamı

Bodrum mandalinasından dondurmayı mutlaka tadın

Pera’da gününüzü mutlu geçirmenizi sağlayacak bir keşif
Sim Pera. Burası üç kız kardeşin “kullanmaktan ve yapmaktan zevk aldığımız her şeyi bir araya getirelim” felsefesi ile kurduğu bir kafe. Bir köşesinde kardeşlerden birinin tasarladığı şahane takılar, yaptığı tablolar, diğer köşede diğer kız kardeşin işlettiği, özel menülü bir kafe. Hatje Cantz yayınlarından kitap seçkileri, 1950’lerin ikonik tasarımcısı Serge Mouille’nin aydınlatması, Gorbon firmasından çiniler ve Ahmet
Kaleli tasarımı masalar mekanın ne kadar detaylara önem verdiğinin kanıtı.
Menüde de dünyadan seçkiler ve size özel
tatlar bulmak mümkün. Bodrum mandalinasıyla yaptıkları kendi dondurmalarını da mutlaka tatmalı. n