Bu ülkede rüzgara göre yelken açan bir idare - i maslahatçı iseniz herşey kolay. Eğer haktan, hukuktan, halktan, doğruluktan yana bir görev adamı iseniz işiniz zor... Çok zor...
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsunuz diyelim..
Hükümet TRT Genel Müdürünü yeniden atama kararını bakanlara imzalatıp önünüze koymuş. İmzanız bekleniyor. Eğer imzalamazsanız olacaklar belli... Başbakan merdivenaltına inip gazetecileri toplayacak, en içli ve inandırıcı sesiyle ve öfkeden titreyerek sizin bu uyumlu hükümeti nasıl engellediğinizi, TRT gibi önemli bir kurumu genel müdürsüz bırakarak piyasaları(!) ve demokrasiyi nasıl da temellerinden sarstığınızı anlatacak.. Ortalığı ayağa kaldıracak.
İmzalarsanız.. Vicdanınız sızım sızım sızlayacak... Çünkü bu genel müdür döneminde sergilenen yolsuzluklar, usülsüzlükler, bir ambleme verilen 3 milyar doların hikayesi, yarım milyon dolara yaptırılıp çöpe atılan raporun öyküsü vs. size belgeleriyle sunulmuş... İçinden burum buram pislik ve çürümüşlük kokuları geliyor. Bir imzayla bütün bu pisliklere de onay vermiş olacaksınız...
Zorlu ikilem değil mi?
Cumhurbaşkanı'nın alacağı tavır merakla beklenirken TRT yönetiminin incelenmesi için Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirdiği söyleniyor ki... Bu da hayli önemli adımdır...
Mankenler bir ay evden çıkmasa bizim medya habersizlikten çöker.
Ç.Hacaloğlu
Okurumuz Mete Neptun anlatıyor...
...Yeni tanıştığım bir Alman çiftini Kuşadası'nda yemeğe davet etmiştim. Konuştukça, erkeğin şımarık biri olduğu ortaya çıktı...
Hiçbirşeyi beğenmiyordu...
Yemeklerden de pek memnun değildi.
O arada salatanın içindeki rokayı gösterip:
- Biz bunu Almanya'da ineklere veririz, deyince ben de dayanamadım:
- Türkiye'de biz onu Almanlara veriyoruz, dedim.
Dersini aldı sanırım...
AIHM'nin Refah Partisi hakkındaki kararı Avrupa'da türlü çeşitli yankılanıyor. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu'nda Alman milletvekili Ozan Ceyhun diyor ki:
- Bu karar aslında AB'ye karşı olan ama politik çıkarları için AB'nin olanaklarını istismar etmeye çalışan köktendincilere verilmiş en güzel cevaptır... Bir yandan şeriatı överek diğer yandan demokrasi elden gidiyor diyerek politika yapanların gerçek yüzleri bu karar aracılığıyla gözler önüne serilmiştir. Avrupa'nın takıyye ve demagojilere kanması beklenmemelidir...
ANAP, İSO kalite belgesi almış!.. Bu kalit , kriz kalitesi olsa gerek!..
Vatandaş Metin Karadağ'ın Başbakanlığa gönderdiği soruları biz de imzamızı atarak aşağıya alalım:
- Devlet Denetleme Kurulu'nun geçen ay Vakıfbank ile ilgili hazırladığı ve dokuz ayrı suçtan iddianame hazırlanmasını talep eden soruşturma dosyasının Başbakanlıktaki akıbeti ne oldu?
(Bu dosyalarda Başbakan'ın imzasıyla Bayındırbank'a verilen 45 milyon dolar kredi de sorgulanıyordu)
Bu dosyaları savcılara intikal ettirmek için hala ne bekleniyor?
Başbakanlıkta bunca zamandır DDK raporunun ciddiyeti ve inandırıcılığı mı sorgulanıyor?
Başbakanlık, herhangi bir işlemde bulunmak için gerekli olan sürenin çok ötesine taşarak iyi niyet sınırlarını çoktan aşmıştır.
***
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden hakkında ısrarla soruşturma izni istediği halde, savcının bu talebi ısrarla reddedilmiştir.
Savcı Kanadoğlu'nun başvurusu halen Danıştay'da bekleme aşamasındadır. Savcının bütün ısrarına rağmen, kendisine soruşturma izni vermemekte direnen Enerji Bakanı Zeki Çakan'ın bu inadının altında yatan gerekçe nedir?
Bu soruya bakanlığın ve bakanın verdiği tek cevap "Biz soruşturduk ve soruşturulacak bir şey olmadığına kanaat getirdik" olmuştur.
Madem ki Müsteşar Yiğitgüden hakkında hazırlanan raporda adı geçen kişi temiz çıkmıştır, bırakınız Savcı Kanadoğlu sonuç alamayacağı bir soruşturmayı açarak boşa kürek çekmiş olsun.
Bizlerin de adalete inancımız bir kez daha güçlensin.
Mesut Yılmaz yeni bir program hazırlıyormuş...
Önce barajı yüzde 5’e indirtmeye bak ahbap!