Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ali Sirmen ile Leyla Tekül, Flash TV’de basın yayın okullarına ders olacak kadar nitelikli ve güzel bir program yapıyorlar... Hem gülümseten hem düşündüren "Kelam ve Kalem" adlı programı hafta içi her gece saat 10.00’da izleyebilirsiniz...
Program önceki gece bayram anılarına ayrılmıştı. Konuk: Aydın Boysan... Söz bayramların çokluğuna ve uzunluğuna gelince Aydın Ağabey Romalıların dramını anlattı:
- Romalılar zafer üstüne zafer kazandılar. Her zafer bayram ilan edildi. Bayram günlerinin sayısı normal günleri aşınca Roma battı...
Ali Sirmen bu bilgiye dayanarak, Galatasaray’ın Şükrü Saracoğlu’ndaki yenilgilerini diğer zaferlerinin çok artmasına bağladı. İsabet kaydetti.

İdam cezası kaldırılsın.
İmza: Bir koyun


Sabah uyanınca ne göreyim?/ Bayram gelmiş/ Nereden geldiğini bilmiyorum ama önemsiz/ Önemli olan nereye geldiği/ Pabuçlarımın içi bayram dolu/ Kuşlara bakıyorum / Arkadaşlarımın yüzüne bakıyorum/ Kayığımın küreğine/ Kalemimin ucuna/ Ve saatimin yelkovanına bakıyorum/ Yıldızlara/ Bahçelere bakıyorum/ Her yer bayram/ Dönüp içime bakıyorum/ Bir merhamet bin çiçek yüzbin aşk/ Bayramı seviyorum.



Abdullah Öcalan’a sormuşlar: - Bazılarının dediği gibi, Kürtçe öğrenimi serbest bırakılırsa Türkiye gerçekten bölünür mü?
Apo:
- Hayır, demiş, Türkiye bölünmez ama PKK bölünür.
- Nasıl yani?
- Çünkü biz, örgüt olarak kendi aramızda Türkçe konuşuruz, şimdi bazılarımız Kürtçe konuşmaya başlarsa, haliyle bölünmüş oluruz!
***
Maaş kuyruğunda bekleyen emekliler arasında tıp öğrencileri varmış.
Meraklı bir vatandaş, öğrencilerin yanına yaklaşarak:
- Siz, herhalde muhtemel bir kalp krizine zamanında müdahale etmek için burdasınız, demiş.
Tıp öğrencileri mahcup bir şekilde boynunu bükmüş:
- Hayır. Bize kadavra lazım da!...
Can Ozan

Kurban, kesilmeden önce, "yat" emri verilerek yere yatırılır. Emri dinlemezse bu işin yaka paça yöntemiyle de olsa mutlaka yapılacağı, dolayısıyla efendiliğin kendisinde kalması gerektiği hatırlatılır. Gönüllü ya da metazori yere yatırılan hayvana, her faninin sonunda mutlaka öleceği, bundan kaçış olmadığı, ebedi saadetin aslında öteki dünyada olduğu lisanı münasiple anlatılır.
• Hayvan ölmemek için son bir umutla çamurluk yapabilir, kasabın gayrimüslim olduğu şeklinde iftira yollarına sapabilir. Hatta, "Böyle birinin elinde ölmektense ben kendi kendimi keserim" diyerek kasabın elindeki bıçağı kapabilir. Bu numarayı yemeyiniz, hele hele kasaba, "Yahu kardeş bu şerefsiz benim de aklımı karıştırdı, senin sünnetli olup olmadığına bir bakabilir miyim?" demeyiniz, koyun dururken kasapla birbirinize girmeyiniz.
• Hayvana, "Biz kaçın kurrasıyız koçum, bu ayakları yemeyiz" deyiniz, "haydi artık uzatma da son arzunu söyle" diye sorunuz, yanıt için iki dakika durunuz.
• öGalatasaray - Liverpool maçını görmek istiyorum" gibisinden istekler gelirse katiyen kulak asmayınız.
• Hayvan, ebediyete intikal zamanının geldiğini nihayet görecektir, son bir vicdan sömürüsü yaparak ve de Kenan Işık triplerine yatarak, "Beni kesmekte kararlı mısın? Bu son kararın mı? Emin misin?" diyecektir.
• Hatta belki, iyice cıvıtacak, joker hakkımı kullanmak istiyorum ya da seyircilere (çocuklara) soralım, gibisinden laflar bile geveleyecektir.
• Bu oyuna da gelmeyiniz, koyun yerinize kendinizin kesilmesini istemiyorsanız çocuklara oy hakkı asla vermeyiniz.
• öHücum" emrini vermek üzere elinizi havaya kaldırınız, kasabınızla birlikte, "Ya Allah ya Bismillah ya settar" diyerek hayvanın üzerine saldırınız. Gazanız mübarek olsun!

Önceki gün bir yazıda "Tören giderleri üç kat azalmıştı" ifadesini kullandık. Okurumuz Yüksel Çetiner "Kat" sözcüğü azalış için değil, artış için kullanılır.
Doğru ifade "Tören giderleri dörtte üç oranında azaldı, dörtte bire düştü" vs. biçiminde olmalıydı diyor...
Teşekkürler...