Dicle Jandarma Komutanlığı yaşları 1 ile 15 arasında değişen Berivan, Zilan, Rojda, Baver, Velat, Serhat, Kendal, Zinar, Hebun, Baran, Rojhat, Agit, Zelal ve Zozan adlı çocukların isimleri nedeniyle 7 aile reisi hakkında Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş.
İlginç... PKK etkisindeki kimi ailelerin dilekçe kampanyasından sonra bu defa isim değişikliği için mahkemelerde topluca dava açacağı haber veriliyordu. Böylece iktidarı sıkıştıracaklardı. Ama gerek kalmadı. Eğer AB ve Batı önünde ülkeyi küçük düşürmek gerekiyorsa bizim devlet o işi daha iyi yapar... Bu ülkede iki günün biri tiyatro oyunu yasaklanır, kitap toplatılır, dernek kapatılır. Dilekçe verdi diye insanlar tutuklanır. Anayasa değişir. Babayasa değişir. Yasaklarda değişiklik olmaz. Bu yasaklar çoğunlukla AB’ye "bizi almayın" mesajı vermek adına uygulanır.
AB’ye giriş tartışmasının bir ucuna "Teslimiyetçiler" öteki ucuna "anti demokratlar" geçti. Çekeliyorlar. AB’ye onurumuzla girmeyi savunan solcu ve aydın kesim ise arada kaldı. Sesleri gittikçe daha az duyuluyor.
*Ülkeyi esenliğe çıkarmaya çalışanlar Esenler’i bile esenliğe çıkaramıyorlar.
Esenler Karabayır’da kavga eden vatandaşlara sormuşlar:
- Niye birbirinize girdiniz?
- Devletin yüzünden, demişler.
- Ne alakası var?
- Devlet bizi burada unutmuştu. Gelsin de görsün halimizi diye birbirimize girdik!
Can Ozan
Ankaralı okurumuz Tuncay Eryılmaz, geçenlerde bir iş için Trabzon’a gitmiş, üç yıldızlı otellerden birinde konaklamış. Yaşadığı olayı şöyle anlatıyor.
Resepsiyondaki delikanlı odamın anahtarını verirken "gece için battaniye ister misin abi?", diye sordu. Ben de kendisine, hayrola, kaloriferleriniz yanmıyor mu yoksa, diye sorunca "battaniye"nin ne olduğunu öğrenmiş oldum. Meğerse, geceyi birlikte geçirmek için Nataşa isteyip istemediğimi soruyormuş..
*Türk mutfağında kullanılan bazı malzemeler cinsel gücü artırıyormuş.
Ya o malzemeleri alım gücü yoksa?
Haldun Ertem
Hâlâ 78’deyiz...
1970’lerin ikinci yarısında toplumsal mücadele içinde bulunanları bir araya getiren "78’liler Vakfı Girişimi" önceki akşam Andon Teras’ta bir kokteyl verdi. Girişim "Yurttaşlık Haklarını İstiyoruz" adlı bir kampanya başlatıyordu.
12 Eylül karanlığında yargılanıp ağır cezalara mahkûm olanlar TCK’nın 31. ve 33. maddelerine göre kamu görevlerinden men edildiler.
Yani cezaları hâlâ sürüyor...
Oysa o dönemlerin baş sorumluları yeniden bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı bile oldular.
Toplantıda "78’lilerin çocukları" adına konuşan Ceren şöyle dedi:
- Sakıncalı annelerden sakıncalı isimlerle doğmuştuk. Mahir, Deniz, Eylem olmak suçtu. Arkadaşlarımıza yıllarca ‘babam askerde’ yalanını söyledik.
78’lilerin sözcüsü Celalettin Can da konuşmasında şunları söyledi:
- Türkiye artık 12 Eylül’ün ayıplarıyla yaşayamaz. 12 Eylül’de 5 yıldan fazla ceza alanlar, parti, dernek, sendika, vakıf kuramıyor. Ehliyet, pasaport, ruhsat gibi işlemlerde engellemelerle karşılaşıyorlar. Bu insanların çocukları da ordu ve polis yönetmeliklerine göre sakıncalı olarak kabul ediliyor. Babaların, annelerin haksız cezalarını çocukları da çekiyor.
Nedendir tüm bu cezalar? Esas suçluları gizlemek için değil mi? Bitse artık...
En azından üç dil bileceksin/ En azından üç dilde/ Ana avrat dümdüz gideceksin/ En azından üç dil/ Çünkü sen ne tarih ne coğrafya/ Ne şu ne busun/ Oğlum Memiş/ Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun
Bedri Rahmi Eyüboğlu
"Bu memlekette her şey bulunuyor diye övünen siyasetçilerimiz, zamanında bu memlekette her şey üretiliyor diye övünmeyi tercih etselerdi, ne ülkemiz bugünkü gibi açık pazar haline gelir ne de bu krizleri yaşardık."
Nazmi Kal (TRT programcısı)
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024