Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"... Meslek liseleri olayında, özellikle meslek liselerinde yavrularını okutanlar, çocuklarının durumuna sahip çıkmamışlardır. Bunun karşısına dikilenlere toplum gereken cevabı vermemiştir... Toplum buna hazır olduğu zaman bu adım atılır..."Meslek liseleri (imam hatipler) konusundaki yasanın karşısına dikilenlerler kimlerdi? Ordu, üniversiteler, demokratik kuruluşlar, aydınlar vs... Başbakan Erdoğan tabanındaki sivil halkı işte bu kurumların karşısına dikilmeye, kitlesel cevap vermeye, yürüyüş, gösteri vs. yapmaya çağırıyor...CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi:- Kafalarının arkasındakini gerçekleştirebilmek için hangi yollara başvurabileceklerini ortaya koydular, diyor...CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadolun teşhisi ise şu:- Tabanını sokağa dökülmeye çağırmak Başbakanlık sorumluluğuyla bağdaşmaz...Şimdi bazı sorular...1 ) Halk sizi Başbakan yaparak gereken yetkiyi vermiş... Mecliste Anayasayı değiştirecek çoğunluk elde etmişsiniz. Bu destek yeterli değil mi? Halk her yasada sokağa dökülüp destek mi verecek?2 ) Şimdiye kadar yasa çıkarıp affetmediğiniz hırsız, uğursuz, vurguncu, soyguncu kalmadı... Bunları, halk sahip çıktığı, aman bir an önce çıkarın diye sokaklara döküldüğü için mi çıkardınız? Onlarda halkın desteğini aramayı neden hiç düşünmediniz?3 ) Daha geçenlerde sağcısıyla solcusuyla yüz binlerce insan sokaklara döküldü... NATOya karşı eylemler yaptı, "Gelme Bush" diye sloganlar attı. Aynı şey Irak savaşı öncesinde de yaşandı. Bu insanlar halk değil mi? Onları neden hiç dikkate almadınız? Bir dediğini iki etmediğiniz "büyükleriniz"in kapalı kapılar ardındaki talepleri neden ağır bastı? Başbakan Erdoğan geçen cumartesi günü Birlik Vakfı toplantısında bugüne dek rastlanan en ürkütücü demeçlerinden birini verdi.. Dedi ki: Türkiye 80 yılda 100ü aşkın af yasası çıkarmış! Suç işleyenlerin çoğu yönetenler ve yakınları olunca af yasası da bol oluyor. Irak işgalinin en çok akılda kalan görüntülerinden biri kuşkusuz 9 Nisan günü Firdevs Meydanındaki dev Saddam heykelinin devrilmesiydi... Olay televizyonlardan, Irak halkının Saddama tepkisinin ilk tezahürü gibi gösterildi... Gazeteci David Zucchino 3 Temmuz 2004 tarihli Los Angeles Timesta işin içyüzünü anlatıyor:- Heykeli devirme kararını ordunun psikolojik operasyon timinden bir komutan verdi... Çevredeki halk hoparlörlerle yardıma çağrıldı...Buna rağmen operasyona halktan katılanların sayısı 40 - 50 kişiyi geçmemişti. Saddama tepkiyi göstermek için uygulanan senaryo pek istenen etkiyi vermemişti... Firdevs Meydanı... Ölüm korkunç bir şeydir ama insan eğer ölmeyi başaramayıp sonsuza kadar yaşasaydı bu daha korkunç olurdu. Bugün Çelik Gülersoyun ölümünün birinci yıldönümü...İstanbulu tek başına yeniden yaratan adamın... İstanbul âşığı İstanbul efendisinin bizi terk ettiği günün ilk yıldönümü...Bugün İstanbulda milyonlarca kişi bir parça nefes alabiliyorsa çoğunlukla onun yarattığı veya onarıp İstanbula kazandırdığı parklarda, köşklerde, bahçelerde nefesleniyor... Yıldız Parkındaki Malta ve Çadır köşklerini, Emirgân Parkındaki Sarı ve Beyaz köşkleri, Hıdiv Kasrını, Sultanahmette Yeşilev ve Soğukçeşme Evlerini, İstanbul Kitaplığını, Çamlıca Tepesi ve Fenerbahçeyi O abad etti... Kariye Oteli, Safranbolu Evleri, Koru Oteli, Büyükada İskelesi ve Kültür Evi onun çabalarıyla hayat buldu... İstanbul Kitaplığı onun ömür boyu biriktirdiği kitaplarla var oldu...Tanrının İstanbula en büyük armağanıydı o...Geçen yıl öğle vakti Teşvikiye Camiinden onu ebediyete yüz binlerin yolcu edeceğini umuyorduk. Cami avlusuna o umutla gitmiştik... Ne var ki avlunun yarısı boştu... İstanbul halkı bu aziz adamı daha ölmeden unutmuştu...Gülersoyun yardımcılarından Ömer Kırkpınarla konuşuyorduk...- Kendisini doğal besinlerle besleyen, gıdasına çok dikkat eden, içki ve sigara içmeyen, gece hayatı olmayan bu insan neden öldü biliyor musunuz? diye sordu- Neden?- Yalnızlıktan...Onun yeniden yarattığı Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Pembe ve Sarı Köşkler ile Hıdiv Kasrı, Çamlıca Tepesi Anakent Belediyesi tarafından geri alındığında halk oralı olmamıştı. Tıpkı Soğukçeşme Evlerini Bedrettin Dalan yıkmaya kalktığında kimsenin oralı olmaması gibi...Halk kaybolan İstanbulu onun yarattığı mekanlarda yeniden buldu, o mekânlarda İstanbul güzelliğini yaşadı ama bu mekânların tek bir adam tarafından tüm engeller aşılarak yaratıldığını algılamak istemedi... Ona bir parça alkışı çok gördü. Hoş, galiba bu algılama yeteneği ve inceliğe de sahip değildi.Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz bu büyük adamın... Çelik Gülersoyu anıyoruz Başbakan Erdoğan şikâyet etmiş: "Halk, YÖK Yasası konusunda yeterli desteği vermedi." Demek ki halk laik cumhuriyetin temelini sarsacak girişimlere sıcak bakmıyor. İstanbul metrosuna hafif deprem endişeleri dahil kimi karmaşık duygularla binen arkadaşımız Mehmetcan De-miray Mecidiyeköy istasyonuna adımını atınca İbrahim Tatlısesin türküsüyle karşılanmış:"Şu dağlarda kar olsaydım olsaydımSahipsiz mezar olsaydım olsaydım..."Metroda "mezar"lı türkü biraz garibine gitmiş arkadaşımızın... Müzikleri kimin seçtiğini sormuş oradakilere:- Kimse seçmiyor, demişler, alaturka yayın yapan bir radyoya bağlandık, onlar ne yayımlarsa aktarıyoruz... Metroda Başbakan Erdoğana "Türk milletinin cezası bitmiş olmalı ki, Allah sizi başımıza getirdi..." diyen öğretmen müşavirliğe terfi ettirilmiş. Normal. Az gelişmiş toplumda liyakat ölçüsü dalkavuklukla doğru orantılıdır... m.asik@milliyet.com.tr