Seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşüren seçim yasası teklifi, genellikle yüksek oy alan partilere yarıyor.
Yüzde 7’nin altında kalan ve umudunu ittifaka bağlayan partilerin Meclis’e girmesini zorlaştırıyor. Bu yüzden ittifaklar önemini yitiriyor.
AREA Araştırma’nın eski ve yeni yeni sisteme göre milletvekili dağılımlarını karşılaştırdığı çalışmaya göre AK Parti’nin milletvekili sayısı 295’ten 305’e, MHP 49’den 52’e ve HDP 67’den 72’e çıkarken CHP 146’dan 134’e, İyi Parti 43’ten 37’e geriliyor. İttifak önemsizleşiyor. DEVA, Gelecek, Saadet gibi partilerin Meclis’e girmesi imkânsızlaşıyor.
Ayrıca... Yeni seçim yasası ilçe ve illerde seçim kurullarına en kıdemli yargıcın başkanlık etmesi şartını kaldırıyor. Bu görevlere birinci sınıf yargıçlar arasından kurayla seçim yapılacak. Geçmiş yıllarda seçim kurul başkanları çok yerde soruşturmaya uğramıştı. Bu yüzden birçok birinci sınıf yargıcın kuraya katılmak istemeyeceği yorumu yapılıyor.
***
Bu arada... Siyasi partiler ve kamuoyu başkanlık seçimine odaklanırken, Meclis’te çoğunluğu almanın önemi unutuluyor. Meclis’te çoğunluğu alacak olan ittifak Başkan’ı çalıştırmayabilir, onu güç duruma düşürecek yasalar çıkartabilir.
AVUKAT TİRADI
Mahkemede çok güzel konuşan, parlak nutuklar atan ama dava kazanmakta aynı ölçüde başarılı olamayan avukatlara sitem için yazmış Romalı ünlü şair Martial bu şiiri...
“Ne zehirden ne cinayetten ne de tecavüzden
Sadece çalınan üç keçiden ibaretti davam
Komşum üç keçimi çaldı demiştim sadece
Kanıt istedi hâkim haliyle
Fakat Postumus -avukatım- sözü alınca
Cannae savaşından başladı söyleve
Mitridates’in kahramanlığından söz etti
Eskilerin Kartaca dehşetini anlatarak devam etti
İhanetten, sadakatsizlikten bolca bahsederek
Tarihte Sulla, Marii ve Mucii’nin yaptıklarına da girdi
Sesinin tonu görkemliydi titretti yürekleri
Görseniz harikaydı konuşurken el kol vücut jestleri
Çok iyi sevgili avukatım, dinledi herkes seni zevkle
Ama lütfedip tek bir kelimeyle olsun
Şu benim üç keçiyi de ansaydın keşke.”
(Prof. Turgut Öz’e teşekkürle)
CİLDİYE
Hollanda’da yaşayan bir arkadaşımız anlatıyor:
- Geçen gün vücudumda kızarıklıklar belirdi. Burada yani Amsterdam’da özel bir Türk hastanesi var. Muayeneye gittim. Önce aile hekimine gideceksiniz, o sevk ederse biz bakarız, dediler. Aile hekimine gittim. Genç sayılabilecek bir arkadaştı. Bir cilt uzmanına görünmek istediğimi söyledim, beni sevk etmesini rica ettim. Kızarıklıklara baktı. Sonra internette bir çalışma yaptı. Benim kızarıklıklara benzer kızarıklıklar buldu. Ekranda bana da gösterdi:
- Bak, dedi, onlar önemli şeyler değil bir süre sonra geçer.
- Siz yine de beni bir cildiyeci doktora havale edin, dedim.
Hiç oralı olmadı. İlaç da vermedi. Öylece sepetledi. İlginç olan. Burada aile hekimi havale etmezse özel hastaneye de gidemiyorsun. Sistemin bazı faydaları olabilir. Ama bize uymuyor!
KAPAMA
HDP hakkındaki kapatma davasında Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenirken eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk Cumhuriyet’te Sefa Uyar’a sonucu anlatıyor. Diyor ki:
- Kapatılırsa muhtemelen yeni bir parti kurulacak, Meclis’teki milletvekilleri de o partiye geçecek. Yeni parti grup kurabilir ama seçime katılamaz.