Küçükçekmece’deki Hikmet Uluğbay İlkokulu’nda çocuklara okul temizliği yaptırılmasını dün olumlu bir karar olarak alkışlamıştık. Okul Müdürü Turgut Ercan’dan biraz daha bilgi aldık. Çocuklara sınıf temizliğini ayda bir gün son iki ders yaptırıyorlarmış. Amaçlarını şöyle özetledi:
      - Öğrenciler arasında temizlik alışkanlığı çok zayıf. Hem bu alışkanlığı kazandırmak, hem onları hayata hazırlamak için düşündük bu yolu. Ama birçok başka faydası da var. Değişik sınıfların öğrencileri birbirini tanıyor. Birlikte iş yapma keyfi gelişiyor. Abilik - ablalık, kardeşlik duyguları artıyor.
      Okurumuz Yılmaz Özmen gönderdiği notta diyor ki:
      - Kızım Japonya’da ilkokul 1 ve 2. sınıfı okudu. Tüm okullarda, ilkokul dahil, sınıflar kendi öğrencileri tarafından silinip süpürülmektedir. Hem de her gün... Okul bahçesi de yine öyle öğrenciler tarafından düzenlenmektedir.
      Pamukkale Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Şecaattin Kırımhan, Müdür Turgut Ercan’ın çok yerinde bir karar verdiğini söylüyor, yedikleri her şeyin kabını ve sapını yere atan çocukların, bunları birilerinin temizlediğini düşünmediklerini, onları temizliğe sevk ederek çevre bilinci sağlanacağını anımsatıyor.
      Eleştirilere gelince... Okurumuz Bahadır Ürkmez ve Dr. Mahmut Yaman çocukların cam silerken düşüp yaralanabileceğini, çevre temizliği sırasında mikrop alabileceklerini bildiriyorlar. Dr. Mahmut Yaman kızlara pencere sildirip erkeklere bahçe temizliği yaptırılmasında cinsiyet ayrımcılığı buluyor. Eleştirileri Müdür Ercan’a aktarıyoruz. Bu konuları kendilerinin de düşündüklerini, kimi önlemler aldıklarını söylüyor. Yine de üzerinde duracaklar.
Alışmamış olunca...
      Belkıs antik kentinin Birecik gölünün suları altında kalacağı 1996 yılından beri belliydi. Türk’ün aklı başına ancak kentin suların altında kaldığını gördüğü an geldi. Bir telaş, bir heyecan... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in çabalarıyla suların baskını 10 gün geciktirildi. Cumhurbaşkanı Sezer’in olaya müdahale biçimi de hayli ilginç oldu. Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci bu süreçle ilgili olarak diyor ki:
      - Sayın Cumhurbaşkanı Belkıs antik kentiyle ilgili yazımız kendisine ulaşınca bizzat telefon etti. Yazıda dile getirdiğimiz görüşlere aynen katıldığını söylüyordu. Bir an tereddüde düştüm; acaba telefonda konuşan kişi gerçekten Cumhurbaşkanı mı diye!.. Böyle bir yaklaşıma alışmamışız çünkü!..
      Sayın Sezer’in “öncelikleröi olağan ama alışılmışın dışında gerçekten...
Mantık zembereği
      CHP Genel Başkanı Altan Öymen, “İnanılır şeyler değil" diyor olup bitenler için... Gerçekten de öyle... Soruşturma komisyonlarında önceleri Mesut Yılmaz’ı peş peşe aklayan MHP birden rotayı tersine çevirince herkesi şaşkınlığa uğrattı. Mesut Bey ve ortağı Bülent Bey şimdi:
      - Koalisyon ortakları birbirine güven duymalı, diye sızlanıyorlar.
      Demek istedikleri:
      - Koalisyon ortakları birbirinin yolsuzluklarını aklamalı...
      CHP Genel Başkanı Altan Öymen soruyor:
      - Bu bir koalisyon ortaklığı mı, suç ortaklığı mı?
      Dürüst liderin DSP’si de MHP’nin ani manevrasıyla ofsayta düştü. DSP’nin yolsuzlukları onaylayan, kirli çamaşırları aklayan parti imajı öne çıktı.
      CHP Genel Başkanı Altan Öymen traji - komik duruma ekler yapıyor:
      - DSP - MHP - ANAP’ın hükümet programında 83 ve 100’üncü maddelerin değiştirileceği yazıyor. 83’üncü madde biliyorsunuz dokunulmazlıklarla ilgili. 100’üncü madde ise yolsuzluk soruşturmalarının Meclis komisyonları yerine yüksek adli makamlarca yapılmasını öngörüyor. Doğrusu da bu. Ne var ki iktidardaki üç parti hükümet programına koydukları o maddeleri hiç hatırlamıyorlar.
      Soruşturma komisyonlarında aklanmış görünüp şaibeden sıyrılmak daha kolayına geliyor Mesut Bey ve diğerlerinin. Komisyon Yüce Divan’a sevki gereksiz bulursa o milletvekilinin TBMM’den ayrıldıktan sonra adli makamlar tarafından kovuşturulması da imkansız hale geliyor çünkü...
      HHH
      Bu arada Mesut Bey’in mantık zemberekleri tamamen boşalmış görünüyor.
      Başkentte topladığı il ve ilçe başkanlarına diyor ki Mesut Bey:
      - Soruşturma komisyonları siyasi linç mekanizması haline getirildi. Bundan sonra icraat kadar partizanlığa da önem vereceğiz. Kadrolaşmaysa kadrolaşma, partizanlıksa partizanlık...
      Altan Öymen bu sözler karşısında da hayretler içine düşmüş:
      - Bir siyasi partinin görevi kadrolaşma ve partizanlığa karşı çıkmaktır diyor, eğer bir parti açık açık kadrolaşma ve partizanlık ilanı yaparsa demokrasi ve hukuka karşı bayrak açmış sayılır.
      Zor durumda ANAP lideri... “Koalisyona katılırım, yolsuzluk suçlarından aklanırım" hayali tutmadı. O yüzden çok sıkıntılı... Çok...
     Â
Ä°nsanoÄžlu     Â
Ürkek biri tehlikeden önce çekingen, tehlike sırasında korkak, tehlikeden sonrada cesurdur.Mesaj...
      İnsanlar, birbirlerine ilişkilerinden ne kadar az söz etmek ihtiyacını duyarlarsa, ilişkileri o kadar sağlıklı ve doğaldır. İlişkide sorunlar başladığı zaman, ilişkinin türü konuşma konusu olur.
      İki sevgili arasındaki ilişki ne kadar sözlü mesajlarla ifade ediliyorsa, ilişkinin o derece zayıf olduğu düşünülür. “Seni çok seviyorum", “tatlım bugün seni özledim", gibi mesajlar donuk yüzle veriliyorsa başarılı olamaz. Zihnin mesajı sözle, gönlün mesajı sözsüz ifade edilir.
      Doğan Cüceloğlu
      İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre köpeklerle sahipleri birbirine benziyor. Neden? Çünkü insanlar köpek seçerken farkında olmadan kendilerine benzeyeni tercih ediyor. Misali: Yanda...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr