Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Betül Uncular parlamento muhabirliğinin acar ismi, soyu tükenmekte olan yurtsever ve dürüst gazeteci kuşağının seçkin üyelerindendi. Yakalandığı amansız hastalık onu aramızdan ayırdı. Son kitabı "Uçurumun Kıyısında" (Broy Yayınları) kanserle geçen günlerini anlatıyor, öyküyü şu satırlarla noktalıyordu:
"Yaşam dediğiniz olgu, acılar ve mutlulukların iç içe geçtiği yumaklara benziyor kanımca... Önemli olan bu yumakları kördüğüme dönüştürmemeyi başarabilmek... Ben, bunu çok güç de olsa yapabildiğim inancındayım. Hepinizi çok seviyorum. Kanseri bile! Beni sizlerle buluşturduğu için... Şimdilik hoşçakalın... Yumaklarınıza da özen gösterin! Uçurumun kıyısında dolaşsanız bile..."

"Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz."
B.Shaw

Recep Tayyip Erdoğan’ın çok samimi bir arkadaşı varmış. Fakat arada bir içermiş.
Erdoğan, bir gün bunu kenara çekerek:
- Bak, demiş, iyi adamsın hoş adamsın; ama içince sapıtıyorsun. Gel vazgeç şu meretten...
Arkadaşı, kaykılmış:
- Ne var bunda? Sen içmeden sapıtıyorsun!



Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’la ilgili oylamada olup bitenleri Meclis TV’den izleyenler gözlerine inanamamışlardı. Olayı dün en yakın tanığına, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Kamer Genç’e sorduk:
- Aydın sizce de gerçekten aklandı mı?
- Hayır. Çünkü bu tür oylamaların Anayasa’ya göre gizli yapılması gerekiyor. Ama böyle olmadı. MHP’lilerin büyük bölümü oylarını göstere göstere kullandılar. Birkaçı kabine çifter çifter girdiler. ANAP Grup Başkanvekillerinden Nihat Gökbulut ve Yaşar Dedelek oyunu göstere göstere kullandı. DSP’den de oyunu açıkta kullananlar oldu. Kısacası bu oylamada Anayasa açıkça çiğnendi.
- Sizin buna bir tepkiniz olmadı mı?
- Sürekli uyardım, resmen suç işliyorsunuz, dedim. Hatta bu yüzden bir ara oylamayı iptal etmeyi bile düşündüm.
- Niye etmediniz peki?
- Birincisi, uçağa yetişmek zorunda oldukları için Milli Eğitim Komisyonu üyelerine öncelikle oy kullandırmıştım. İkincisi ve asıl önemlisi, ben kürsüde, yapmayın, etmeyin, diye çırpınırken, muhalefet milletvekillerinden maalesef hiçbir destek görmedim. Onlar bana birazcık destek verselerdi, hemen iptal ederdim...
***
Muhalefetin 189 milletvekilinden 75’i oylamaya gelmeyerek Koray Aydın‘ın aklanmasına destek oldular. Cumhur Ersümer, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller daha önce aynı şekilde aklanmışlardı! Yolsuzluk yapanları yargıdan kaçırmaya bizim siyasette "aklama" adı veriliyor malum. Mahkeme kaçkınlarının aklanmış sayıldığı ülkemizde dün TESEV’in anketi açıklanıyor, polisin, gümrükçünün, gariban memurun aldığı 5 - 10 milyonluk rüşvetler ahlaksızlık ve çürüme örneği olarak gösteriliyordu.

Para babalarından destek almak için özel bankaları ve kamu bankalarını batakçı ve hortumculara peşkeş çektiler. Yani: İktidar koltuğu için 50 milyar dolar "rüşvet" verdiler. TBMM’de karşılıklı olarak yolsuzlukları aklıyorlar. Yani: Koltuğu siyasi rüşvetle koruyorlar...
Ve böyle bir ülkede üç kuruş maaşlı trafik polisi, belediyeci, tapucu, gümrükçünün aldığı rüşvetin toplumsal çürüme yarattığı konuşuluyor. Devletin zirveleri Hazine’yi rüşvet diye yağmalatırken ahlaksızlık, saf saf, aşağılarda aranıyor. Zirvesi ahlaksız bir toplumun dibi nasıl ahlaklı olur?