Solaklar için yepyeni bir dünya sloganıyla Ankara Karum’da açılan mağazanın adı "Sol Elim"... İngiltere’nin ünlü "Anythingleft - handed Ltd" şirketinin temsilcisi olan mağaza, solaklar için çeşitli ürünler pazarlıyor. Solaklar salaklardan farklı ne gibi ürünler kullanır? Mağaza sahibi İlker Hüner bazılarını sıralıyor:
1) Makaslar: Sol elini kullanan kişiler için üretilmiş, rahat kesim sağlayan ve değişik alanlarda kullanılabilen yaklaşık 15 değişik makas.
2) Mutfak malzemeleri: El ile çevirerek kullanılan ürünlerin (konserve, şarap açacağı vs) tamamı saatin ters yönünde çevrilerek kullanılıyor.
3) Kol saatleri ve duvar saatleri (sağdan sola doğru çalışıyorlar)...
4) Dökme yönleri sağ tarafta olan kepçe ve cezveler...
5) Solakların daha rahat kullanabileceği çatal, bıçak ve kaşıklar...
6) Uçlarına eklenmiş küçük bir metal top sayesinde her açıda mürekkep kesilmeden yazı yazabilen dolmakalemler...
7) Rakamları sağdan sola doğru dizilmiş cetveller (böylece solak kişi çizdiği çizgiyi görebiliyor),
8) Sağdan açılan adres defterleri.
9) Solak kişilerin düz kesim yapmaları için üretilmiş çok çeşitli bıçaklar.
Okurken aynı şeyleri düşündük sanırız... Meğer neler çekiyormuş solaklar...
Sağlam kafanın hasta vücutta da bulunabileceğini Başbakanımız ispat etti.
Parlak fikir ABD’deki bir yurttaşımızdan geliyor...
- Sürekli Küçük Amerika olmayı özlemiş ülkemizin adını hafif değiştirerek "Amerikalılaşmak" mümkün.
Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası yeni resmi ismi; "Anadolu Birleşik Devletleri ABD" İngilizce karşılığı "United States of Anatolia USA" olmalıdır!
Olayı Leman’da Nihat Genç anlatmıştı... Yıllar önce Avrupa Kupası elemelerine katılan genç takımımız son maçta yenilir ve elenir. İsyanları oynayan teknik direktör (hâlâ bu mesleği ifa ediyor) başlar soyunma odasında sıralara çökmüş futbolculara teker teker "ana avrat" küfür etmeye... Sıra en sondaki futbolcuya gelince delikanlı diklenir:
- Bana niye küfür ediyorsun Hoca, ben yedek kaleciyim, oynamadım ki...
Hoca kükrer:
- Ulan antrenmanlarda iyi çalışıp, iyi bir performans gösterip bu 1. kaleciyi takımdan kesemediğin için senin de ananı...
Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?
Anketlerde bu soru sorulduğunda yanıt çoğunlukla:
- Eğitim, şeklinde tecelli eder.
Eğitim derken de genellikle diploma, iyi okullar, çok dil bilme, falan akla gelir.
Acaba okumuş adam bolluğu sorunları çözer, topluma mutluluk getirir mi?
Mevcut manzaraya bakınız... Türkiye’de okumuş kişilerin sayısı geçmişe göre çok daha fazla. Ama yolsuzluk, vurgun, hırsızlık oranı tarihin en yüksek düzeyinde. Banka boşaltanların hepsi de tahsilli çocuklar örneğin...
TBMM’ye bakalım... İçinde geçmiş meclislere göre çok daha fazla sayıda üniversite mezunu yer alıyor. Ne var ki ülkeyi peşkeş çekmekte eski meclislerden hiçbiri bunların eline su dökemez.
Sonuçta açık ki, eğitim tek başına sorunları çözmüyor... "Karakteriniz Kaderinizdir" adlı kitap da işte tam bunu anlatıyor.
Theodore Roosevelt güzel söylemiş:
- Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.
Kitabın Amerikalı yazarı Russel Gough ekliyor:
- Anne ve babama bana sık sık "Zeki olmak iyi bir insan olmak anlamına gelmez" dedikleri için minnetarım. Bunu bir adım daha ileri götürebiliriz. Karakter sahibi olmadan, (yani dürüstlük, kendine hâkim olma, sorumluluk ve merhamet gibi erdemler olmadan) bilgi sahibi olmak en hafif tabiriyle değersiz, en ağır tabiriyle de kötüdür... Önemli olan iyi ve doğru olanı bilmek değil, iyi ve doğru olanı yapmaktır.
Bu da kuru tahsille değil, karakter ve ahlakla mümkün...
Karakter ve ahlak sahibi olmak ne demektir? Nasıl olunur? Kitap bu sorulara ışık tutuyor.