Londra'daki bir arkadaşımızdan gelen kısa notu birlikte okuyalım:
      "...Dün gece Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın konserine gittim. Royal Festival Hall'de çaldılar. Sadece bir geceliğine gelmişler Londra'ya... Mükemmeldi, bütün salon ayakta alkışladı defalarca. Gerçi salonun çoğunluğu Türktü. Ama İngilizler de alkışta bizimkilerden aşağı kalmadı. Şef
Cem Mansur harikaydı.
Ulvi Cemal Erkin, Wagner ve
Beethoven çaldılar. İngilizler
Ulvi Cemal Erkin'i çok beğendi.
      Futbol maçlarına onlarca muhabir gönderiyoruz. Böylesi başarıları ise ancak bir arkadaşımız not geçerse tesadüfen öğreniyoruz. Bilvesile kutluyoruz senfoni orkestramızı...
Hoca'nın demokratları
     Â
Necmettin Erbakan kendine yakın bulduğu gazetecileri geçen hafta sonu Hidiv Köşkü'nde topladı. Onları
"demokrat gazeteciler" diye niteleyerek demokratik görevlerini anımsattı. Bu görev 312'yi değiştirmek ve Hoca'yı hapisten kurtarmak olacaktı. Malum demokrasi demek Hoca'nın sıkıntılarına çözüm bulmak demekti. Ne var ki son zamanlarda köprülerin altından kimi sular akmış, Hoca'nın demokrat gazetecileri FP içindeki
"genç takım"a tranfer olmuşlardı. O yüzden Hoca'yı biraz sıkıştırdılar. Mesela sordular:
      - Ülkede demokrasi diyorsunuz, peki FP içinde neden demokrasi yok?
      Hoca'nın yanıtı:
     Â
- Partide disiplin olmalı. Demokrasi mücadelesi için disiplin ve itaat şarttır...      Parti içi demokrasiyi disiplinsizlik ve itaatsizlik gören Hoca'ya onun
"demokrat gazeteciler"i tuhaf tuhaf baktılar...
      Hoca'da değişen birşey yoktu...
Bilgi notu...
      İrticacı adalet mensupları için kanıt isteyen Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk'e okurumuz Prof.
İsmail Hakkı Duru Edirne İdare Mahkemesi'nin kimi yargıçlarını hatırlatmıştı... Bu yargıçlar türban davasında kararlarını hukuka değil Din İşleri Yüksek Kurulu kararlarına dayanarak vermişti.
      Konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'ndan Basın Müşaviri
Rüçhan Akıncıoğlu imzasıyla bir yazı aldık. Aynen aktarıyoruz:
      "Köşenizde yayımlanan yazınız üzerine yapılan incelemede; Prof. Dr. İsmail H. Duru'nun sözünü ettiği Edirne İdare Mahkemesi'nin bahse konu hakimler hakkında 7.9.1998 günlü Bakan oluru uyarınca Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen 1.12.1998 tarihli rapora istinaden Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 10.05.1999 gün ve 172 sayılı kararı ile "Yer Değiştirme Cezası" verildiği anlaşılmıştır. Bilgilerinize..."
Rulet...
      Kumarbaz
Tülay Hanım Kıbrıs'a kumar oynamaya gitmişti. Oturduğu rulet masasında devamlı kaybettiği için ofluyor, pofluyor ve etrafına bakınıyordu.
Tülay'ı seyreden bir adam:
     Â
- Hanımefendi, bir kere de yaşınıza oynayın, dedi ve masadan uzaklaştı. Biraz sonra ayrıldığı masadan çığlıkların yükseldiğini duyan adam geri dönüp
Tülay'ı yerde baygın yatarken görünce ne olduğunu sordu. Anlattılar:
     Â
- Bu hanım bütün parasını 29 numaraya koydu ama top dönüp dolaşıp 36 numaraya düşünce aniden bayıldı...Rio'ya davet...
      Kadın kasılır, erkek asılır...
Adem ile
Havva'nın doğumundan beri bu böyledir... Sanılır... Ama öyle değilmiş. Gençlik yıllarında uzak diyarlarda hayatın keşfine çıkan hanım yazarlarla
E dergisinde bir röportaj yer aldı bu ay.. Orada
Aslı Erdoğan diyor ki:
      " (Rio'da) kadın erkek ilişkilerinde de kadınlar çok daha girişken, daha atak... Burada (Türkiye'de) süslü vazolar gibi durup bekliyorsun, orada kadınlar asılıyor erkeklere. Ben burada gördüğüm birçok şeyin evrensel olduğunu sanıyordum. Bu erkek yapısıdır, bu kadın yapısı. Öyle değilmiş, zamanla öğrenilen bir rolmüş bu. Tam tersi, Rio'da, buradaki erkeklerin kadını kıskanışından tut sahiplenişine kadar her türlü tavrını kadınlar gösteriyor..."
      ***
      Erkeklerin de kadınları motive etmek için anası ağlamıyor o zaman tabii!
      Aaah ah... Yanlış yerde doğdularsa bunun kabahati erkeklerin mi?
Kordon mutluluÄŸu
      İzmir'de geçen Cumartesi günü... Kordonboyu'ndaki dolgu alanına yapılan park açılmakta... Başbakan
Ecevit kurdeleyi kesmeden önce Belediye Başkanı
Ahmet PriÅŸtina konuÅŸuyor:
     Â
- İzmir denince yalnız İzmirlilerin değil İzmir'i bilen herkesin aklına ilk gelen İzmir hayali, Kordonboyu'dur...      Doğru... Çok doğru.. Biz de o yüzden birkaç yıl önce Kordonboyu'nun
Burhan Özfatura tarafından üzerine 6 şeritli otoyol yapılmak üzere toprakla doldurulduğunu öğrenince oturmuş, orada düpedüz bir kent cinayeti işlendiğini kamuoyuna duyurmaya çalışmıştık...
     Â
PriÅŸtina devam ediyor:
     Â
- Dolgu yapılmasını hiçbir zaman içimize sindiremediğimiz Kordonboyu'nu uzun ve büyük çabalarla şehrimize kazandırırken...      Burada bir dakika duralım Sayın Başkan... Burası doğru değil...
      Kordonboyu'nun doldurulmasını içine sindiremeyenler ve dava üzerine dava açarak
Burhan Özfatura'nın Kordon cinayetini durduranlar sizler değilsiniz...
      Kimler midir?
      Mimar ve Mühendis Odaları, Tabip ve Eczacı Odaları, İzmir Barosu, Çevre avukatları, "Kordon Otoyolunu Önleme Girişim Grubu", meslek odaları... Özetle kent bilincine sahip aydınlar ve sivil toplum kuruluşlarıdır...
     Â
Burhan Özfatura'nın oluşturduğu sermaye lobileri bu duyarlı aydınların üzerine yürürken ve İzmir halkı da onlara sahip çıkmazken... DSP'nin tavrı ne oldu biliyor musunuz?
Bülent Ecevit'in Kültür Bakanı
İstemihan Talay Kordon için SİT kararı veren Anıtlar Kurulu Başkanı Profesör
Numan Tuna ile üye Profesör
Ömer Özyiğit'i görevlerinden aldı...
Ecevit hükümeti resmen
Burhan Özfatura'dan yana tavır koydu.
      Ne var ki mahkemeler dürüst çalışmış, yargı kararlarıyla
Burhan Özfatura'nın yolu kesilmişti. Geçen yıl göreve gelen
Ahmet Priştina'ya burayı park haline getirmekten başka çare zaten kalmamıştı...
     Â
Ahmet Priştina'nın açış konuşmasını baştan sona okuduk... Kordon cinayetini durduran sivil toplum kuruluşlarına tek kelimelik teşekkür yok... Soruşturduk... Kordon'u kurtarmak için 7 yıldır savaş veren (tehdit edilen, kendilerini dozerlerin altına atan, mahkeme mahkeme koşturan) mimarlar, mühendisler, çevreciler, avukatlardan tek bir tanesi bu törene davet edilmemiş..
      Törende ön safta alkışçı olarak kimler mi bulunuyordu? İki yıl önce
Burhan Özfatura'nın Kordon'u doldurmasını alkışlayanlar...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr