HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, önceki akşam kokteylli bir basın toplantısı düzenledi. Bozlak son gelişmelere ilişkin görüşlerini aktarırken bir yerde basit görünen hayli önemli bir konuya temas etti...
Malumunuz 40’a yakın ulusal televizyon kanalımız var. Bu kanallar zaman zaman ayrıntıları ve boyutları merak edilen konularda tartışma programı düzenliyorlar. Halk neyin doğru neyin yanlış, kimin haklı kimin haksız olduğunu öğrenmek için o programları gece yarılarına kadar dikkatle izliyor.
Gelin görün ki bu programlara çoğunlukla uçlarda yer alan, fanatik, münakaşacı, kavgacı insanlar çıkartılıyor. Çünkü "kanal"ın amacı halkı aydınlatmak değil, gürültü, tartışma, kavga yaratıp reyting yakalamak.
Böyle olunca televizyonda ele alınan kritik konular halkı aydınlatmak bir yana, seyirciyi uçlara taşıyarak mevcut gerilimi artırıyor. Meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor...
Murat Bozlak işte bu konuya değindi konuşmasında.. Dedi ki:
- Tartışmaları fanatik kişiler arasında değil... Düşünce adamları, akademisyenler, bilim adamları, uzmanlar arasında düzenlemeli... Eğer uçlara kaymadan soğukkanlı ve düzeyli bir şekilde tartışırsak hem toplumda gerilimi azaltır, hem halkın aydınlanmasına yardımcı olur, hem çözüme daha kolay varırız...
Katılıyoruz...
Yaşlı beyinlerin gençlere yol açmadığı bir ülkede genç insanlar yoldan çıkarak yol bulmaya çalışırlar.
Atasözü
Sezer ailesi evde otururken birden kapı çalmış ve Semra Hanım kalkıp kapıyı açmış. Açar açmaz da kocasına seslenmiş:
- Necdet, pejmürde kılıklı biri gelmiş, senden bir imza istiyor.
Sezer:
- Haa, demiş; o, derviş kılığına girmiş Kemal Derviş’tir. Sürekli aynı numarayı yapıyor!
Demeye kalmadan kapıdaki toz olmuş.
İki üniversite öğrencisi... Murat Güler ve Onur Ateş yazıyor:
Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü gecesi televizyonlarda dişe dokunur bir yayın yoktu... Reha Muhtar’ın ateş hattındaki konu ise Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren ve piyasaları da derinden etkileyecek olan Hülya - Melih aşkı ve Esra’nın Melih’i sigaraya sürüklemesiydi.
Durum o kadar vahim ki okullarda bile Eraycılar ve Melihçiler bile oluştu. Kafayı bu boş şeylere takan bir toplum kendi sorunlarına nasıl çözüm bulabilir? Kendine nasıl onurlu ve sağlam bir gelecek inşa edebilir?
Enis Batur’un "Elma", Dragan Bobic’in "Son Sürgün", Metin Üstündağ’ın "Pazar Sevişmeleri" adlı karikatür albümü toplatıldı... Yargı hızını alamamış... Dünyaca ünlü ABD’li dil bilimci ve filozof Noam Chomsky’nin "Amerikan Müdahaleciliği" adıyla çevrilen kitabı hakkında da dava açılmış. Yayıncı Fatih Taş 1 yıl hapis istemiyle yargılanırken Naom Chomsky de dava için Türkiye’ye gelmeye karar vermiş. Ayıklayın pirincin taşını. Chomsky malum dünya çapında bir isim. Yazı ve konuşmalarında Amerikan yönetimini en acımasız şekilde eleştirir. Eğer bir yanlışı varsa, düşüncesi beğenilmiyorsa, muhatapları kendisine yanıt verir. Kimsenin aklına Chomsky’nin kitabını toplatıp yayıncısını hapse atmak gelmez... O yüzden bu davanın dünya çapındaki yankısı çok olacağa benzer...
***
Bu arada dikkatimizi çekti... Sorup soruşturup doğrulattık. Her il ve ilçe adliyesinde yalnızca basını izleyen bir basın savcısı mevcut. Fakat örneğin finans merkezi olan Şişli’nin adliyesinde yalnızca banka ve finans davalarını izleyen bir savcı mevcut değil. Bundan hangi sonucu çıkartırsınız?...
Yazı ve çizinin halkın trilyonlarının çalınmasından daha tehlikeli bir unsur olarak görülmesini mi? Yoksa ne?
Almanya’da Başbakanlık binasında Başbakan Schröder’in de katıldığı bir okuma akşamı düzenlenmiş. Toplantıya Günter Grass gibi ünlü yazarlarla birlikte Türk yazarı Sevgi Özdamar da katılmış. Haberi dün Milliyet’in birinci sayfasında okudunuz. Bizim ülkemizde de Başbakanlık bir kitap toplatma akşamı düzenlemeli. Toplanan kitaplar Başbakanlıkta sergilenmeli. Başbakan kitap toplama emrini veren savcı ve polisleri ödüllendirmeli. Gecenin sonunda maytap yerine kitap yakılmalı.
Bu iktidara böylesi yakışır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024