Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       TBMM bünyesinde kurulan Araştırma Komisyonu, "Üniversite giriş sınav sistemi, YÖK ve İstanbul Üniversitesi Rektörü" yle ilgili soruşturma yapıyor. Bu soruşturmanın İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve YÖK Başkanı Kemal Gürüz' ü hedef aldığı iddiaları sürerken... Soruşturmanın İstanbul ayağında yalnızca İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu'na muhalif öğretim üyelerinin ifade vermeye çağrılması dikkati çekiyor... Bu arada Marmara Bölgesindeki 21 ayrı üniversitenin rektörlerinin yayınladığı bildiri önümüze geliyor... İTÜ, Boğaziçi, Uludağ, Mimar Sinan, Trakya, Yıldız Teknik, Balıkesir, 18 Mart, Gebze Yüksek Teknoloji, Kocaeli, Sakarya, Işık, Bilgi, Yeditepe, Doğuş, İstanbul Kültür, Maltepe, Bahçeşehir, Haliç ve Marmara üniversitelerinin rektörleri, çağrılmaları hakkında "üniversite sistemi hakkında tarafsız ve kapsamlı bilgi verebileceklerini" söylüyorlar...
       Eğer TBMM Komisyonu'nun üniversite sorunlarını öğrenmek gibi bir derdi ve merakı varsa öncelikle rektörleri dinlemesi gerekmez mi? Unutmuşlar bunu... Ama yine de geç kalmış sayılmazlar... Rektörler kendiliklerinden ifade verme önerisinde bulunuyor. Herhalde Komisyon (şeklen de olsa) bu öneriyi ve dolaysıyla üniversite sorunlarını öğrenme fırsatını geri çevirmeyecektir.

Hediye kriteri

       Hürriyet yazarı Ayşe Arman 'ın sorularını yanıtlayan İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar, kimlerden hediye kabul edebileceğini şu sözlerle anlatıyor.
       "Bizim ölçülerimize göre hediyesini kabul edebileceğimiz kişi toplumda genel kabul görmüş ve kazancı üzerinde hiçbir şaibe olmayan insandır. Ekmeği yenilmeyen adamın hediyesini kabul etmeyiz."
       Mehmet Ağar geçenlerde bir soru üzerine "Zeytin Kralı" Erol Evcil'in sahip olduğu iki uçaktan birini, seçim kampanyasında kullandığını kabul etmişti. Böylece "toplumda genel kabul görmüş ve kazancı üzerinde hiçbir şaibe olmayan insan..." örnekleri arasında Erol Evcil de yerini alıyor.

Sevgili mesajlar

       Dün, Sevgililer Günü'ydü...Sevenler, birbirlerine olan sevgilerini bir kez daha yaşadılar, dile getirdiler. Kimileri herkesin ortasında, herkesin duyacağı şekilde haykırarak, kimileri kuytu köşelerde fısıldayarak...Kimileri de gazetelerde bir kez daha ilan - ı aşk ederek...İşte bunlardan bir demet...
       .CİVCİVİM. Kalp pilim, dengesiz mandan seni çok seviyor.
       .Bu ilanı okuyan herkes bilsin ki EBRU - HAKAN' ı çok seviyor.
       .AYNUR, o diline rağmen seni çok seviyorum.
       .SENİ sevdiğimi biliyorsun. Ama herkes bilsin istedim.
       .BAYAN X' e. O kendini biliyor. Herşeyim sensin. Bay Z.
       .ŞİRİN ÖZGEN'e...Görüyorsun, sayfa dolu, herkes kendince yazmış. Bu bu sayfadakilerden farklı kılan, seni bu saygadaki sevenlerin sevgilerinin toplamı kadar seviyorum.
       .DÜNYANIN en büyük domuzuna, domuzcuğundan sevgilerle.
       .SEVGİLİM değil ama kocamsın. Ama olsun, yine de seni çok seviyorum.
       .PINAR' ım. Su içmeyi unutma canım. Sevgililer Günü'n kutlu olsun.
       .CEYLAN gözlü doktorum GÜLTEN, acil hastan SERDAR sevmeni ve güvenmeni bekliyor.
       .UNUTTUM seni sanma sakın. Asla. Asla. Asla.
     ÂSÃœHEYLA. Her ne kadar çamaşırları, bulaşıkları bana yıkatsan da seni çok seviyorum.

       *Sevgililer Günü'nden elde kalan mallar nedeniyle 16 Şubatı'da flört günü ilan edelim!..

MuhteÅŸem ikili

       Cumhurbaşkanı Demirel, Cuma namazını sık sık Köşk'ün bahçesindeki Muhafız Alayı Camii'nde kılıyor. Ancak o camiye kesinlikle kamera ve gazeteci sokulmuyordu. Bu hafta İnterstar televizyonuna izin verildi... Baba askerler arasında namaz kılarken görüntülendi. Star Gazetesi de olayı resimlerle verdi. Neden buna gerek görüldü?.. Belli ki Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir taktik... Dinsel çevrelere temenna çekiş... Zaplayalım...
       Cumhurbaşkanı Van, Kahramanmaraş, Urfa gezilerini nereden çıkardı? Bu soru işaretini kaldıracak satırları da Cüneyt Arcayürek'in Cumhuriyet'teki sütununda okuyoruz... Gezi büyük olasılıkla "Doğulu ve Güneydoğulu milletvekilleri Demirel'e oy vermeyecek" yollu gazete haberleri üzerine düzenlenmiş...
       Cumhurbaşkanı Cuma günü namazda görüntüleniyor. Cumartesi günü de Kahramanmaraş'ta Türk bayrağını öperken resimleniyor.
       Bayrak - ezan edebiyatı tamam...
       Gelelim Hizbullah edebiyatına...
     Â- Efendim, jandarma "Bende" diyor, daha niye uzatıyorsunuz, diye bir cümle çıktı Baba'nın aÄŸzından... Gazeteler günlerdir bangır bangır silahların 500 bin dolarlık kısmının jandarmaya verilmeden ortadan kaybolduÄŸunu yazıyor.
       Baba'daki bilgi gazetelerin gerisinde...
       Baba'nın kıyak emeklilik konusundaki sözleri de rutin bilgi eksikliği içeriyor. Kıyak emeklilik yasası için "Hazineye yeni bir yük getirmiyor" diyor Cumbaba... 23 bin yüksek bürokrata 414 milyon ek gelir sağlanacağını gözden kaçırıyor.
       Tabii tarihe geçecek cümleyi atlanmamalı:
     Â- Devlet zaman zaman rutinin dışına çıkabilir...
       Nedir burada "rutin"in anlamı..?
     Â"Hukuk ve devlet adabı..."
       Cumhurbaşkanı bu soloları yaparken Başbakan da Romanya'da yine Fethullah Gülen'i övmüş. Türkiye 2000'li yıllara bu ikiliyle giriyor.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr