Rakı sohbeti

Rivayet bu ya... Giderek artan "ürün sorumluluğu" bilinci ve üretici firmalara karşı açılan davalar nedeniyle Türk Tekel’i de rakı şişesinin üzerine uyarıcı etiketler yapıştırmayı kabul etmiş... Düşünülen etiketler şunlarmış:
• İnsanların sizinle birlikteyken çok eğlendiğini düşünmenize yol açabilir.
• Arkadaşlarınıza "onları çok sevdiğinizi" defalarca (ve defalarca) söylemenize neden olabilir.
• Çok iyi şarkı söylediğinizi düşünmenize yol açabilir.
• Sizi herkesten daha güçlü, daha akıllı olduğunuz hayaliyle buluşturur, ertesi sabah hayal kırıklığı yaratabilir.
• Görünmez adam olabileceğinize inanmanızı sağlayabilir.
• Eski sevgililerinizin sizden gelecek telefonun hayaliyle yanıp tutuştuğunu, sabahın saat dördünde ve dört gözle telefon başında nöbet tuttuklarını düşünmenize yol açabilir.
• İçtikçe daha yakışıklı olduğunuzu düşünmenize ve aldanmanıza yol açabilir.
• Hamileliğe sebep olabilir.

Yabancı ülkede Fransız olmak sefil olmaktır.. Yabancı ülkede Amerikalı olmak başka insanları sefil etmektir...
Ambroso Bierce

Akşam vakti Köşk’ü arayan Başbakan Ecevit, telefona Semra Hanım çıkınca sormuş:
- Ahmet Bey ne yapıyor?
- Banyo yapıyor...
Ecevit sevinmiş:
- İyi iyi... Cumhurbaşkanlığı yapmasın da, ne yaparsa yapsın!


ABD Indiana Üniversitesi’nden Mete Yıldız yazıyor...
ABD’ye yeni gelen bir arkadaşım gözüne kestirdiği bir lokantaya giriyor. Gelen garsonun ilk sözü "Supersalad?" oluyor. Bizimki süper salatayı duyunca tadını merak edip, "Okey, getirin" diyor. Garson ise duymamış gibi soruyu tekrarlıyor "Supersalad?"... Arkadaş hafif bozulmuş, tekrar "Okey" diyor. Garson yerinden kımıldamayınca bizimki patlıyor, "Getir dedim ya, ne laftan anlamaz adamsın"... Derken garson sabırlı bir tavırla tekrarlıyor: "Soup or salad?", Yani "Çorba veya salata?"

Sevgili Gençlik/ Öyle parçalandım ki ömrümde/ Sevgiyle öfke arasında,/ Sevgimi öfke vurdu / Öfkemi sevgi kaçırdı/ İçim parçalandı arada
Bi de bi gün baktım gökyüzüne bir bayram gecesi/ Bi kestane fişeği açmıştı yedi rengimden/ Yağıyorum çocukların üstüne


DERS VERİLİR. ODTÜ’lülerden ders işte böyle verir. Önce Mc Donald’s, sonra Kemal Derviş. Sıradaki gelsin. İdari İlimler’den Devrim.
MÜTEAHHİTLİK KARNESİ devrediliyor da öğrenci karnesi niye devredilemiyor? Devredilebilseydi pederden bi araba sopa yer miydim ben? Vefa 6 Ed. C.’den Sefa.
TELEFONLA ALIŞ - SATIŞ. Maçlar, hakemler, takımlar, teknik direktörler, icabında malzemeciler bir telefonla alınır, bir telefonla satılır. Müracaat; Milanolu Ali Fevzi...
EVİNİZDE kedi, köpek hatta ne bileyim yılan bile besleyebilirsiniz ama bit, pire, fare, hamamböceği besleyemezsiniz komşu. Ya bir an önce evinizi dezenfekte ettiriniz ya da ben sizi dezenfekte ettirecem, ona göre. Alt komşunuz Senai.
BAYAN SEKRETER kesinlikle olmaz Abdullah. Yok efendim mazbutmuş, yok efendim mütedeyyinmiş, yok efendim sekiz defa hatim indirmiş...Ben onu bunu bilmem, israr etme, türban değil peçe de takıyor olsa kabul etmem. Ya o kız gidecek ya da ben annemin evine gidiyorum. Eşin Şaziment.
ECZACIYA, "Prezervatif istiyorum baayan, varsa bir tane verir misiniz?" elbette ki denir ama "Acaba bana uyacak mı?" gibi soru olmaz. Olursa o müşteki müşterinin gözü işte böyle mosmor olur. Şifa Eczanesi sahibi Dilruba.
ESKİCİ - ANTİKACI seyyar satıcı arkadaşlar, size son kez söylüyorum. Her Allah’ın günü Kuleli Sokağa gelip, Beyefendi’nin duyacağı sesle, "Eskiler alırııımmm! Antikalar alırııımmm!" şeklinde bağırmanız hiç de hoş değil. Beyefendi, bir günden bir güne pencereye çıkıp sizlere, "Kimse böyle manalı manalı garnından gonuşmasın, varsa bi diyeceği, yetiyorsa yüreği açık açık söylesin" demediyse bilin ki acizliğinden değil beyefendiliğinden ve de devlet adamlığı vasfındandır. Eskilere biraz saygılı olun lütfen. Beyfendinin Özel Kalem Müdiresi Nalan.

Süleyman Demirel sonbaharda seçim görüyormuş.
Bizim merakımız; seçim yapılırsa Baba’yı yine görecek miyiz?..