ANAP İstanbul Milletvekili
Güneş Taner, Etibank'a el konulmadan birkaç gün önce Medya Holding Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti. Basın son günlerde bu istifanın ilginç zamanlaması üzerinde duruyor.
      ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Yaşar Dedelek, yaptığı açıklamada, siyasetçinin ticaretle uğraşmaması gerektiğini söylüyor:
     Â
- Benim partimde de olsa, kim olursa olsun, bu tür işlere karışan kişileri partiler kendi içinde tasfiye etmelidir, diyor...
      Peki ANAP
Güneş Taner'i sorgulamak ve partiden uzaklaştırmak için herhangi bir teşebbüste bulunuyor mu?
      Yok canım... Sadece görünüşü kurtarıyor...
      ANAP bu konuda gerçekten duyarlı olsa iki yıl önce
Güneş Taner Medya Holding'e transfer olurken harekete geçer, bu açık görev istismarını önlerdi. Konu o dönem bizim sütunda yazıldı. Halka hizmet için oy toplayan bir milletvekilinin Holding tarafından maaşa bağlanmasının yanlışlığı vurgulandı. Ama ne TBMM Başkanlığı, ne ANAP, ne de diğer partiler oralı oldu...
Güneş Bey değerli mesaisini oy aldığı vatandaşa değil ek ücret aldığı Medya Holding'e verdi. Esas sorgulanması gereken buydu. Kimse ilgilenmedi.
      Türkiye'de bütün pisliklerin, bütün sorunların kaynağı siyasetin çevresinde halkalanıyor. En büyük sorun saydam olmamasıdır. Partilerin ve milletvekillerinin kazanç ve harcamalarının denetim altında bulunmamasıdır. Eğer temizliği o noktadan başlatırsak sonuç alırız.
      Aksi takdirde bütün kurumların teker teker pisliğe batmasını önleyemeyiz.
Götürme planı
      Banka boşaltan ünlü işadamları, Mevduat Fonu bankaya el koyduğu anda hatalarını anlıyor (!) ve hemen oracıkta söz veriyorlar:
     Â
- Bir ödeme planı yapalım, bütün borçlarımı bu plan dahilinde ödeyeceğim...      "Beyefendi paranız varsa neden zamanında ödemediniz?" diye sormuyor kimse.
"Belki bulur buluşturur öder" umuduyla...
      Esbank'ın eski sahibi
"Zeytinoğlu Grubu" da Fon'a bir ödeme planı önermiş.
      Bir üst düzey yetkili dün telefonda planı alatıyor:
     Â
- Zeytinoğlu grubu, Esbank'tan 600 milyon dolar kredi kullanmış, bunun bir lirasını dahi geri ödememiş... Şimdi önerileri şu: Borcu "Türk lirası"
na çevirin, faizsiz olarak 20 yıla yayın, geri ödeyelim...
     Â- Bu ne anlama gelir?
     Â
- Borcun yüzde 85'inin silinmesi anlamına gelir...Egzoz ölçümü
      Okurumuz
Mete Göker, aracının egzoz muayenesini yaptırmış; karşılığında 4 milyon lira ödemiş... Tam bir yıl önce, 20.10.1999 günü yaptırdığı egzoz kontrolünde ödediği bedel ise... 1 milyon lira...
      (İkisinin de fişlerini göndermiş...)
      Artış bir yılda: yüzde 300...
      Soruyor okurumuz:
      - Enflasyon tefe'de yüzde 41.4, tüfe'de 44.4 olarak açıklandı. Peki egzoz muayenesindeki yüzde 300'lük bu artış hangi ülkenin enflasyonunu yansıtıyor?
Cihan Demirci’den Laforizma
      AB'den bize yeni ev ödevi yokmuş... Hocanın umut kestiği öğrenciye ev ödevi vermemesine sevinir gibi sevinebiliriz.
Kalemli koltuk!
      TBMM Genel Kurul Salonu inşaatıyla ilgili koltuk davası yeniden gündeme geldi... Olayı başından beri yakından izleyen iki isme, DSP Ankara milletvekili
Uluç Gürkan ve CHP eski Genel Sekreteri
Adnan Keskin'e son durumu sorduk.
      Önce
Uluç Gürkan'ı dinliyoruz:
      - Olayla ilgili, biri hukuk, diğeri ceza olmak üzere iki dava açılmıştı. Ceza davasına bakan mahkeme, üç kişiden oluşan bir bilirkişi heyeti seçmişti. Heyette yer alan isimlerden Doç.
Yavuz Kır'ın olumsuz rapor yazacağından çekiniliyordu. Bu yüzden, başta görevli olduğu üniversite olmak üzere kendisine daha ilk günden büyük baskılar yapılmaya başlandı. Sonuçta üniversitede barınamaz hale getirildi ve
Kır, önce fakülteden, sonra da bilirkişi üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldı.
Yavuz Kır şu anda Meclis'te, danışman olarak çalışıyor.
      Peki, bundan sonraki gelişmeler mi?
      -
Yavuz Kır'ın yerine yeni bir üye seçildi ve heyet raporunu tamamlayarak geçenlerde mahkemeye sundu. Bilirkişilere göre
Kalemli'nin suçu son derece masum; Görevi ihmal! Yani kasıt yok, görevi kötüye kullanmak yok... Hani kamuoyunun tepkisinden çekinmeseler belki de toptan temize çıkaracaklar...
      Geliyoruz
Adnan Keskin'e:
      - Açıklanan bilirkişi raporu tam bir skandal niteliğinde... İhale süreci anlatılırken binbir türlü yolsuzluk, usulsuzlük sayılıyor, skandalın baş kahramanı
Kalemli, Meclis Başkanlık Divanı üyelerine yanlış bilgi vermekle suçlanıyor.. Yani, TCK'nın 240. maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma suçu işlendiği ifade ediliyor. Ama sonuç kısmına gelindiğinde, çok daha hafif cezai müeyyidesi olan
"görevi ihmal suçu var" denerek işin içinden çıkılıyor. Tıpkı bir cinayet olayında sanığın suçunun hem kasten hem de kazara adam (!) öldürmek olarak nitelenmesi gibi... Başkalarını bilmem ama ben bu işin peşini bırakmayacağım...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr