Bu hafta en çok elektronik mektubu çocukların okul temizliği konusunda aldık. Hikmet Uluğbay İlköğretim Okulu Müdürü
Kadir Ercan'ın çocuklara
ayda bir gün iki saatliğine sınıf, koridor ve bahçe temizliği yaptırmasını biz olumlu bulmuştuk. Okurlarımız bu konuda ikiye ayrıldılar. Bir bölümü bize katıldı. Bir bölümü uygulamaya şiddetle karşı çıktı. Eleştiriler şöyle özetlenebilir:
     Â
- Camların temizliği için kız öğrencilerden ekip oluşturulması yanlıştır. Cinsiyet ayrımcılığına girer.      - Cam temizliği sırasında bir kaza olabilir. Bahçe temizliği sırasında çocuklar mikrop kapabilir. Okul sorumluluk altına düşer.
      - Çocukları temizlik yapmaya alıştırmanın gereği yoktur. Onları sadece çevrelerini temiz tutmaya alıştırmalıyız.
      Bir okurumuz şart öne sürdü:
     Â
- Temizliğe öğretmenler de katılmalı. Cam silinmesi gibi ağır sayılabilecek işler çocuklara yaptırılmamalı...      Bir başka okurumuz, bizim de katıldığımız şu öneriyi getirdi:
     Â
- Ayda "bir gün", "iki saat"
temizlik çocuklara yük yüklemez. Sadece oyun olur. Ama öğretici bir oyun. Bu uygulama Milli Eğitim'ce bütün okullara yayılmalıdır.      Bir öğrenci annesi şu notu geçti:
     Â
- Çocuklarımız derslerine daha çok vakit ayırabilsin diye peşlerinden hizmetçi gibi koşturup her işlerini biz yapıyoruz. Bu yüzden sürekli kendi işlerini bir başkasının yapmasını bekliyor, bunu da çok normal sanıyorlar. Bu konuda ana baba olarak hatalıyız. Sözünü ettiğiniz okuldaki uygulama çocuklara sorumluluklarının hatırlatılması açısından uygundur.      Bu konu giderek uzuyor. Acaba bu konuda psikologlar ne diyor? Önümüzdeki hafta onların kapısını çalalım. Bilimsel görüşü alıp sizlere aktaralım.
Yol olur korkusu
     Â
Ahmet Balkan, Adana Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nde tekniker olarak çalışıyor. Geçenlerde
"Yolsuzlukla Mücadele Derneği"ne üye olmak için Valilik kanalıyla Bakanlığa izin başvurusunda bulundu. Bayındırlık Bakanı
Koray Aydın adına Personel Dairesi Başkanı
Vehbi Bayraktar'ın imzasıyla gelen yanıt şöyleydi:
     Â
"...Adı geçenin Yolsuzlukla Mücadele Derneği'ne üye olması ve Adana Şubesi'ni kurması Bakanlığımızın 13. 7. 1992 tarih ve 535 sayılı genelgesi gereğince uygun görülmemiştir."      Devlet yolsuzluğa karşı önlem alamıyor. Ama vatandaşın yolsuzlukla mücadelesine karşı önlem alabiliyor. Bravo.
      Damat
      Fıkraya en son
Mehmet Barlas'ın Y.Şafak'taki sütununda rastladık.
      Damat adayı kızın babasına kendini anlatıyor:
     Â
- Efendim asla kumar oynamam, içki içmem, sigara içmem, çapkınlık yapmam...      - Evladım merak ettim, hiç mi kötü huyun yok senin?
     Â
- Sadece yalan söylerim efendim...'Opera'syon
     Â
UÄŸur Mumcu'nun katili diye yakalanan
Yusuf Karakuş'un bu olayla ilgisinin olmadığı anlaşıldı. Gerçi bizim gibi vasat zekalı vatandaşlar bunu ilk günden sezinlemişti ama yüksek zekalı devlet yetkilileri ile kıvrak zekalı meslektaşlar
"Lamı cimi yok, katil bu!" diye tutturunca kimde hal kalır?
      Gazeteler olaya fiyasko diyor...
      Bizce henüz değil...
      Unutmayalım ki
UÄŸur Mumcu'nun bir de yedek katili var.
      Şimdi umutlar onda.
      Yetkililer
Yusuf Karakuş'un karakolda söylediklerini mahkemede inkar edeceğini bilmiş gibi...
Ferhan Özmen adlı ikinci bir adayı yakalayıp yedeğe almışlardı.
      Bu arada aynen
Yusuf KarakuÅŸ gibi..
Ferhan Özmen'in de
Uğur Mumcu'nun katili olduğunu gösteren itirafından başka kanıt yok elde.
      Mahkemeye çıktığında
"Beni zorla konuÅŸturdular" derse ikinci bir skandal patlayacak.
      Allahtan şu ara Euro 2000 finalleri başlıyor.
      Eğer bugün İtalya engelini aşarsak İsveç ve Belçika maçlarına odaklanır,
Uğur Mumcu dosyası dahil herşeyi unuturuz.
      ABD ilerde İran'la aramızı tekrar açmaya gerek gördüğünde yeni katil adayları bulunur nasıl olsa... Bu konuda bir sıkıntı doğacağını sanmıyoruz. Çünkü milletçe devlet yetkililerine ve basına hemen inanmak gibi bir eğilimimiz var.
      Diyeceğimiz sonuçta en kolay şey "
Mumcu katili" bulmak. O yüzden şimdi dikkatlerimizi yavaş yavaş Euro 2000'e çevirelim. İyice konsantre olalım. Bir okurumuz not geçmiş:
     Â
- Bence CIA, İran'la aramızı bozmak için birkaç berduşu Mumcu katili rolüne soyundurdu. Kimi devlet yetkilileriyle kimi gazeteciler arkadan itince milletçe bu dolmuşa bindik. Acaba bu oyuna kimler bilerek kimler bilmeyerek katıldı?      Boşverin bu merakları sevgili okurumuz. Bakın maçlar başlıyor. Hadi bakalım ekran başına...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr