İMF Başkan Yardımcısı Fischer "Dalgalı kura devam edin" demiş... Bülent Ecevit
- Zaten ben de kendisine şu aşamada bir değişikliğe gitmenin uygun olmayacağını söyledim, diyor...
Bir gün önce ise dalgalı kur sürecek mi sorularına:
- Fischer gelince belli olacak, diyordu...
Şimdi "Ben de öyle düşünüyorum" oldu.
Sanki farklı düşünme yetkisi varmış gibi...
Büyük Türk Büyüğü Turgut Özal bu konularda (uydulukta) büyük aşamalar kaydetmişti... ABD'nin ne isteyeceğini önceden öğrenir, onların isteyeceğini kendi önerisi gibi gündeme getirir, böylece hem dışardan hem içerden aferin alırdı. Eco bu işi de beceremiyor.
xxx
Ankara Emniyet Müdürü koltuğuna oturan Ahmet Yücesan ilginç projesini televizyon kameraları önünde açıkladı:
- Kendisine verilen rüşveti ihbar eden polise bunun iki misli ikramiye vereceğiz...
Hangi kaynaktan.. Hangi yasal dayanağa göre... Gibi merakları bir kenara bırakalım... Sayın Emniyet Müdürü'nün önerisi:
- Bizim polis rüşvet teklifini geri çeviremiyor. Bire bir ikramiyenin bile etkisi yok. O yüzden iki misli ikramiye vereceğim ki sonuç alayım. Özel rüşveti ancak devlet rüşvetiyle önlerim, gibi bir anlam da içermiyor mu?
Dalgalı kurun tek avantajı, soygunun gözümüzün önünde olması!..
Memur yılbaşına doğru bir punduna getirmiş... Müdürünü eve yemeğe davet etmiş. Akşam kapıdan girerken müjdeyi vermiş:
- Karıcığım bizim patronu yemeğe davet ettim, yarın akşam güzel bir et yemeği yap... Ben de birkaç şişe şarap alırım. Zam işini konuşuruz...
- Ne eti, demiş kadın, et alacak para nerde? Adam düşünmüş taşınmış... Senaryoyu hemen yazmış:
- Öyleyse şöyle yapalım... Sen tam yemeği getirecekken mutfakta bir şangırtı yarat. Etler düştü, yere saçıldı diyelim, sadece patates püresiyle idare edelim...
Beklenen an gelmiş. Müdür masada. Kadın mutfakta... Şangırr diye bir ses:
Adam numaradan telaşlanmış:
- Karıcıım eti mi düşürdün yoksa?
- Hayırrrr, diye inlemiş kadın mutfakta, patates püresini düşürdüm...
İki küçük balık daha küçük bir balığı takip ediyorlarmış. Birden bir deniz yıldızı görmüşler. Küçük balıklardan biri bağırmış:
- Eyvah şerif!
Ali Balkaner'in tahliye kararı Kartal Cezaevinde sevinç yaratmış... Tabii sevinecekler. Gün onların.. Önce hapisten yırtacaklar.. Sonra paraları zuladan çıkartıp birer saygın işadamı olarak toplumda yerlerini alacaklar... Bizim gibi enayilere hem çaldıkları parayı ödetecek hem hava atacaklar...
xxx
1999 yılında Fon'a devredilen "İnterbank", batırılmış ve hortumlanmış paraların izini sürmek ve geri almak için Sarıibrahimoğlu avukatlık bürosu ile anlaşmıştı. Paraların izi sürüldü ve gizli hesaplar büyük ölçüde ortaya çıkartıldı. O kadar ki Cavit Çağlar 1,5 milyar dolar borcunu kabul etmiş, bir ödeme planı yapmaya dahi razı olmuştu.
Derken İnterbank bu avukatlık bürosu ile anlaşmayı feshetti.
Gerekçe... Paraların yeri bulunmuş tahsilat kolaylaşmıştı...
İnterbank bir süre önce Esbank'la birlikte Etibank çatısı altına alındı.
Bankanın genel müdürü Kadir Günay ile yardımcısı Ekrem Aydemir görevden uzaklaştırıldılar.
Etibank'ın (ve dolayısıyla diğer iki bankanın) ortak yönetimine gelen Yalçın Amanvermez, ayrıca üç bankanın teftiş kurulu başkan ve yardımcılarını görevden aldı. Yerlerine dışardan atama yaptı...
Böylece İnterbank'ın alacaklarına sahip çıkan, zararları takipte deney kazanmış kişiler devre dışı kaldı.
İnterbank'ın batık dosyaları yakında BDDK'nın "Vaklık Yönetim Birimi" ne devredilecek. Diğer fon bankalarının dosyaları da peyderpey devrediliyor.
20'ye yakın batık bankanın 5 bine yakın batık dosyasını BDDK nasıl izleyecek?
Hiç kuşkunuz olmasın hortumcuları zarar sokmayacak biçimde izleyecek.
Zaten yapılan atamalar ve işlemler de batık paraların geri alınması değil alınmaması yönünde bir çabanın varlığını hissettiriyor.
Zaman (ve devlet) hortumculara çalışıyor...
Vakıf üniversitelerinin yıllık ücretleri son zamla 20 milyar sınırına dayandı.
Yakında üniversiteyi kazananlarda da intihar başlarsa şaşmayalım.
Ayşe Akkuş