İlber Hoca "işte bu nedenle" diyerek şöyle devam etti:- İslamköylü Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Özal biraderler kasabalardan gelerek İstanbul Teknik Üniversitesine girebildiler. Çünkü lise eğitimleri çok sağlamdı. Süleyman Demirel bugünkü Afyon Lisesinden mezun olarak başbakan ve cumhurbaşkanlığa biraz zor gelirdi... ***Ortaylı konuşmasında "Mustafa Necati geleneğini" de anlattı. Eski Eğitim bakanlarımızdan Mustafa Necati öğretmenlerle mektuplaşır, onlardan gelen mektuplara tek tek yanıt verirmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmenler toplumda en çok saygı gösterilen kişilermiş. Hoca devam etti:- Bir öğretmen bakanlığa gittiğinde müsteşar onu kapıya kadar geçirirdi. Şimdi öğretmenleri hademeler kovalıyor! Kabataş Eğitim Vakfının düzenlediği "Feriye Toplantıları" nda bu ayın konuğu Prof. İlber Ortaylıydı. İlber Hoca, Osmanlıda eğitimin bir kalitesi olduğunu ve bu sistem içinde değerli devlet adamları yetiştiğini söyledi. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında da eğitimin kalitesi devam etmişti. 1950ye kadar Türkiyede sadece 50 lise bulunuyordu. İstanbulda Kabataş veya Haydarpaşa liselerinde ne okutuluyorsa, Kastamonu, Afyon, Erzurum liselerinde de o okutuluyordu. Dolar düşerken akaryakıta neden mi zam? Bu akayakıt değil banka hortumlarını halka ödetme zammı da ondan... Kim bu müteahhitler? Prof. Ahmet Mete Işıkara, Boğaz Köprüsünü karaya bağlayan viyadüklerin tehlike arzettiğini söylüyor. Özellikle Boğaz Köprüsünü karaya bağlayan Ortaköy ve Beşiktaş viyadüklerinin bir depremde çökebileceği ifade ediliyor. Bu arada ilginçtir... Sözü geçen viyadükleri inşa eden firmalardan hiçbiri ortaya çıkıp "Bizim inşa ettiğimiz viyadükler sağlamdır, eğer inşaatta bir aksama olmuşsa bedelsiz onarırız" gibisinden bir şey söylemiyor. Ülkemizde çalıp çırpmak o kadar olağan ki... Hatta adeta hak.. Fiyaka uğruna Daha iyi olmaz mı? İlk gün Başbakan Ecevit, İçişleri Bakanı Yücelen, Bayındırlık Bakanı Akçan, Sağlık Bakanı Durmuş ... İkinci gün Devlet Bahçeli... Üçüncü gün Mesut Yılmaz la Tansu Çiller...Deprem bölgesini peşpeşe ziyaret edip halka göründüler. Vali ve diğer yetkililerin vakti bu zevatı karşılayıp eşlik etmekle geçiyor. Bürokrasi duruyor. Hizmet aksıyor. Hükümeti temsilen görevi Ankara ile bölge arasında koordinasyon olan tek bir bakan gönderilse bölgeye... Ah şu komşular Genel olarak... Komşuları zengin olan, komşularıyla çok ticaret yapan ülkeler çabuk zenginleşir. Örneğin Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri dış ticaretlerinin yüzde 50 - 60ını komşularıyla yaparlar. Zengindirler. Türkiyenin komşularıyla ticareti ise yüzde 10un altındadır... Arkadaşımız Zülfikar Doğan bir sohbette bu konuya ilişkin şu gözlemleri aktardı:"Geçenlerde Suriyedeydim. Sınırımıza otobüsle 40 dakika uzaklıktaki Halepte bile İtalyan sularının, çeşitli Endonezya mallarının satıldığını gördüm. Benzer durum üç aşağı beş yukarı diğer komşularımız için de sözkonusu. Bunun nedenlerine gelince... Siyasi anlaşmazlıklarımız olan Ermenistanı, Yunanistanı bir tarafa bırakıyorum; sadece Suriye, İran ve Iraka geliyorum. ABD bu ülkeleri terörist diye nitelendirmiş, bütün dünyaya bu ülkelerle ticaretinizi olabildiğinde kısıtlayın diye tavsiyede bulunmuş. Gördüğüm kadarıyla bu tavsiyeyi talimat olarak algılayan ve uygulayan bizden başka ülke yok. İkinci sebep... O ülkeler bize tavır koymuş. Çünkü geçmiş yıllarda BMde, Amerikanın isteğiyle bu ülkeler aleyhinde alınan kararları en başta biz desteklemişiz. Ama akıllı ülkeler kraldan fazla kralcılık yapmamış. İlerdeki ticareti düşünerek bu ülkeleri kızdıracak, küstürecek tavırlar içine girmemiş. Amerikaya yaranma politikası bizi bugünlere getirmiş..."Ve bakalım buradan nerelere götürecek... Türkiyenin komşu ülkelerle arası iyi değil... Eğer ulusal çıkarlarımız böyle bir sonuç doğuruyorsa söylenecek birşey yok. Ama siyasetçiler koltuklarını sağlam tutmak için ülkeyi ABD ve İsrail gibi ülkelerin çıkarlarına alet ediyor... Komşularla bu yüzden hırlaşıyorsak... Üzerinde düşünülmesi gereken bir durum var demektir. Laforizma Doğalgazda yeni kazık y"ntemi:İGDAŞ ve EGO gazın basıncından da çalışıyormuş!.. İşte "alçak" basınç buna derler!.. Saddam' dan s"yle bir yanit gelebilir: "šlkenizi IMF denetiminden kurtarın." Başbakan Ecevit, Saddam'a g"nderdigi mektupta "Topraklarınızı BM denetimine açın" demiş. m.asik@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024