Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     ÂNazım Hikmet ölümünün 37'inci yıldönümünde anılıyor. Bugün Moskova'da mezarına Türkiye'den götürülen topraklar serpilecek, baÅŸucuna EskiÅŸehir'den götürülen bir çınar fidesi dikilecek. Türkiye, yetiÅŸtirdiÄŸi en büyük ÅŸairi hala anlayamadığı için O'nun:
     Â"Anadolu'da bir köy mezarlığına
       gömün beni
       ve de uyarına gelirse,
       tepemde bir çınar ağacı olursa
       taş maş da istemez hani!"
       sözcüklerinden ibaret sade vasiyetine uyar gibi yapacak.
       Kapitalist felsefe ve sağ düşünce şiir sanatına iyi bakmaz.
       Nedenini bir yazısında Cemal Süreya şöyle anlatır.
       "Bir kere şiir eğlence niteliğini hiç taşımayan bir sanat. Bu bakımdan çok genel anlamda temizleyici, (belki) yetiştirici, (mutlaka) bileyici... Resim mobilya olarak da kullanılabiliyor, roman vakit öldürmek için de okunabiliyor; şiir ise kendi akışı dışında yararlanılabilecek bir nitelik taşımayan bir sanat. Asi bir sanat. Bu yüzden para - mal - para düzenine pek giremiyor... Kapitalist üretim de kendi kendisine elverişli gelmeyen bu uğraş alanını kovuyor gerilere itiyor. Yarattığı hayat biçimleri içinde bir yer vermek istemiyor ona...
       İkinci olarak, kapitalist toplumu besleyen sağcı düşünce öteden beri dile karşıdır. Doğanın sessizliğine hayrandır... Bu yüzden en çok dil olan hatta bir yerde dilin kendisi demek olan şiiri daha fazla itibarsızlaştırmak yolundaki çalışmasını doğal karşılamak gerekir..."
       xxx
       Tabii ki kültürlü görünmek gerektiğinde birkaç dize okumalarında sakınca yoktur muhteremlerin... Ama şiir ile insanı başbaşa bırakmamak için engin bir kavgayı sürdürmekten geri kalmazlar. Nazım'a olan düşmanlık yalnızca O'nun şahsına değil, şiire karşı genel düşmanlığın da parçasıdır.

`IMF benim karakterimdir!'

       Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı vermiş... "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen bir lider tarafından yeniden yaratılmış bir ulusun düştüğü duruma bakın... Meclis'i var... Hükümet'i var. Ama hükümetin memur maaş zammını veya buğday taban fiyatını saptayacak iradesi yok. Düyun - u Umumiye'nin, pardon, IMF'nin memuru Cotarelli ne derse o oluyor. Türkiye'yi hükümet değil Cotarelli yönetiyor. Memura, işçiye, çiftçiye benim dediğimden bir kuruş fazla verirseniz batarsınız, diyor. Yani "Batırırız" demek istiyor. Ancak silah ihalelerine 30 milyar dolar, nükleer santrala 3 milyar dolar, lüks ithalata 5 milyar dolar vermenize karışmıyor. Halkın gırtlağından keseceksiniz, Batılı tekelleri doyuracaksınız. Bu köleliğin adı da "istikrar programı" olacak. Çok yaşayın emi!

Mülkiye

       Mülkiyeliler Birliği, Nakkaştepe'de inşaatı süren yeni tesislerini üyelerine göstermek için bugün orada bir piknik düzenlemişti. Yağmurlu hava yüzünden piknik 10 Mayıs'a ertelendi. Sevgili Mülkiyelilere duyurulur.

Karikatürün faydası

       DYP Milletvekili Kamer Genç önceki gece Meclis görüşmelerinde aldı bizim Açık Pencere'yi eline bütün Meclis'e gösterdi:
     Â- Bakın beyler ÅŸu karikatürde herÅŸey anlatılıyor!..
       Gösterdiği sayfada Ercan'ın karikatüründe Bülent Ecevit'le Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz'ı keseliyor... Hamamcı da kendi kendine:
     Â- Bu hamam hamam olalı böyle ÅŸey görmedi, diyordu...
     ÂErcan'ın karikatürü, meramını ifade etmekte hayli sıkıntılı olan Kamer Genç'in hayli iÅŸine yaradı...

       ***
       Türkiye depremi önceden haber veren “uydu" ile ilgilenmemiş... Deprem konusunda daha çok “uyduruk" haberlerle ilgilenmesindendir!..
     ÂCihan Demirci
       ***

       ***
       Kadınlar da askere alınacakmış... Uğurlama sloganı şöyle olur herhalde:
       “En güzel
       asker, bizim askeeer!..
       ***

Ofşor batağında...

       Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan kararlı:
     Â- Bundan sonra benden vergi beklemeyin!..
       Nedir Çağlayan'ı böyle kızdıran şey?.. Hükümetin daha yüksek (ve hem de vergisiz) faiz geliri elde etmek için off - shore hesaplara para yatırmış ve batırmış olanların zararlarını üstlenme kararı...
     ÂÇaÄŸlayan devam ediyor:
     Â- Bu hesaplara bile bile para yatırarak kumar oynayanların ve buna seyirci kalan Hazine murakıpları ve siyasilerin suçunu 65 milyon insanın vergileriyle ödemeye kalkmak ayıptır. O zaman devlet kumarda para kaybedenlerin zararlarını da karşılasın!..
       Hükümetin off - shorezedeleri kurtarma planı hakkında Yeminli Mali Müşavir Ömer Akan'la konuşuyoruz... Diyor ki:
       - Tasarruflarını Türkiye'de, Türk bankalarında değerlendiren vatandaşlara yapılmış büyük bir haksızlık bu.. Türkiye'de mevduat faizi elde eden vatandaşlar, gelir vergisi öder.. "Off - shore" ise yurtdışı sayıldığı için bu hesaplardan elde edilen faizler herhangi bir vergiye tabi değildir. İşte şimdi, vergisiz yüksek kazanç arzulayan kişilerce açılmış bu hesapların zararı, vergi ödemeyi göze almış vatandaşların cebinden ödenmek isteniyor. Adam, vaktiyle vergi vermemek için "off-shore" hesap açtırmış; "Herkes 10 alırken ben 15 alacağım" deyip kumar oynamış. Onun kumar zararını tasarrufunu normal yoldan değerlendiren vatandaş ödeyecek. Aynı mantıkla, geçen yıl zarar eden tüm tüccarların zararlarının da devletçe karşılanması gerekir! Bu vesileyle bir önemli noktaya daha değinmek isterim..
     Â- Nedir o?
       - Off - shore'un Türkiye'deki çalışması da zaten büyük ölçüde sahteciliktir. Bankaların çoğu, bazı paraları "off - shore" diye topluyorlar ama masa, sandalye ve bir de telefon dışında off - shore namına hiçbir şey yok ortada.
       ***
       Evet... Banka içi boşaltıp Off - shore'cuların paralarını götürenler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Onların götürdüğü parayı hükümet vergisini veren vatandaşa ödetiyor. Ne insafsız bir uygulama!


Haberler...

       İtalya muhabiri bildiriyor:
       - İtalyanlar Fatih Terim'e kurtarıcı anlamında "Salvatore" diyorlar...
     ÂReha Muhtar:
       - Yani ona kurtarıcı diyorlar öyle mi?
       - Evet "Salvatore" diyorlar...
     Â- Gördüğünüz gibi sayın seyirciler... Ä°talyanlar Fatih Terim'e kurtarıcı anlamında Matador diyorlar...


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr