Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Zonguldak'ta geçen yıl açılan Çaycuma Havaalanı'na uçak inip kalkmadığını gören vatandaşlar olayı TBMM'ye aktarmış. Milletvekillerinden biri THY bütçesi Meclis Komisyonu'nda görüşülürken yetkililere konuyu sormuş, şu yanıtı almış:
       "Zonguldak'ta geçen sezon açılan Çaycuma Meydanı, Uçuş İşletme Başkanlığımız tarafından yapılan değerlendirmeler neticesinde aşağıdaki gerekçelerden dolayı tarifeli sefer yapılmasına uygun görülmemektedir:
       1) Pist uzunluğu 1.800 metre olup, RJ uçakları ile ancak kısıtlı şartlarla iniş kalkış yapılabilir. Pist ıslak iken RJ uçakları iniş kalkış yapamaz.
       2) Bir meydanın sivil hava ulaşımına açılabilmesi için, Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nce aşağıdaki hususların yerine getirilmesi şarttır:
       a. Meydan Yangın Kategorisi: Belirsiz.
       b. SID (Standart Instrument Departure) Usulleri: Yayınlanmamış
       c. Star (Standart Arrival) Usulleri: Yayınlanmamış
       d. ICAO - TYPE: A/B/C Chartları: Yayınlanmamış
       e. Yaklaşma Chartları: Yayınlanmamış
       f. Meydan Landing Chartı: Yayınlanmamış
       3) Meydanda yakıt yoktur.
       4) Yaklaşma ve kalkış istikametinde bulunan ağaç kümeleri mutlaka tasfiye edilmelidir.
       5) Yukarıdaki eksiklikler, uymaya zorunlu olduğumuz uluslararası standartlarına yükseltilene dek meydana tarifeli sefer planlanamaz.
       Milletvekili, bu yanıt üzerine, "Peki bir havaalanı yapılırken THY'nin görüşü alınmıyor mu?" diye sormuş. Aldığı yanıt:
     Â"Yeni bir havaalanının açılma kararı ve yatırımı öncesinde ortaklığımızın fikri alınmamakta, inÅŸaat tamamlandıktan sonra THY'den bu alana sefer düzenlenmesi talep edilmektedir..."
       Gayriciddiliğin bu kadarına pes diyoruz. Müteahhitlere para kazandırmadaki bu gözü karalığa ise diyecek birşey bulamıyoruz.

Osmanlı portresi

       Topkapı Sarayı görkemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 6 Eylül'e dek gezilebilecek "Padişahın Portresi" Sergisi'nde 1400'lü yıllardan çöküş tarihine dek imparatorluğu yönetmiş çok sayıda Sultan'ın portreleri sunuluyor.. Yurtiçinden 160, yurtdışındaki müze ve koleksiyonlardan getirilmiş 87 yapıt... Tablo, minyatür ve madalyalardaki görüntüleriyle padişahları ilk kez biraraya getiren serginin açılışında Demir Özlü'yle sohbet ediyoruz:
       - Bu sergi, diyor, Osmanlı'nın "din devleti" esasına göre yönetildiğini savlayan İslamcılara en güzel cevap.. İslamda "portre" yasağı vardır. Ama bu sergide açıkça görülüyor ki, padişahlar daha 15'inci yüzyıldan başlayarak portrelerini yaptırmış. Osmanlı, söylendiği gibi "din devleti" değildir. "Teokrasi"yi kendine yol seçen birkaç padişahın dışında Osmanlı'nın yüzü hep Batı'ya dönüktür. Buradaki portreler bunun kanıtı...

Garip bir Yolsuzluk Mücadele Derneği!..

       Derneğin adı: Yolsuzlukla Mücadele Derneği... Amacının ne olduğunu belirtmeye gerek yok, adı üzerinde... Bir "Yolsuzluk Sergisi" açmaya hazırlanan derneğin başkanı, eski DYP ve ANAP milletvekili Tevfik Diker'le arkadaşımız Fahrettin Fidan konuştu:
     Â- DerneÄŸinizin kurulması devletlülerimiz katında nasıl karşılandı?
       - Çok olumlu karşılandı. Genelkurmay Başkanı, Yargıtay Başkanı, Yargıtay Başsavcısı, eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcımız Devlet Bahçeli tarafından kabul edildik, kendilerinden destek sözü aldık.
     Â- Ya diÄŸer liderler?
       - Yıldırım Akbulut, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Recai Kutan gibi isimler ise randevu taleplerimizi hala yanıtlamadı.
     Â- Süleyman Demirel size ne ÅŸekilde destek sözü verdi?
       - Bildiğiniz gibi Sayın Demirel, yolsuzluklar konusunda en duyarlı isimlerden biridir ve kör kuruşun bile hesabının verilmesi gerektiğini kamuoyuna maleden isimdir.
     Â- Bilmez miyiz!? Yahya, Murat, Hacı Ali, Cavit, Kamuran, "Verdimse ben verdim..."
       - Rica ederim. Soyadını taşıyan yakını hapiste yatmış tek kişi Sayın Demirel'dir.
     Â- Meseleye bir de yatmamış yakınlar açısından bakarsak?
       - Yargı kararıyla mahkum olmamış herkes masumdur.
     Â- Yargının iyi iÅŸlediÄŸi inancındasınız anlaşılan?
       - Aksayan yanları vardır ve düzeltilmelidir.
     Â- Çiller ve Yılmaz'la görüşebilirseniz, yolsuzlukla mücadele konusunda onlardan da destek isteyeceksiniz herhalde?
       - Elbette. Biz kimsenin geçmişiyle ilgili değiliz. Şu aşamada destek vereceğini söyleyen herkesle işbirliğine hazırız. Hatta Parsadan bile başvursa, onunla da çalışırız.
       Yolsuzlukla Mücadele Derneği'ne bu garip yolda başarılar diliyoruz!


ÅžiÅŸmansaray

       Padişah Portreleri Sergisi'nin açılışında arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, Prof. Mete Tunçay'la sohbet ediyor:
     Â- Hocam, sergilenen yapıtlarda padiÅŸahlar genellikle ÅŸiÅŸman ve kısa boylu kimseler gibi görünüyor...
       - Resim tekniğinden kaynaklanan bir yanılsama olabilir. Mesela Abdülaziz de tıknaz görünüyor ama 100 okkalık iri yarı bir adamdı. Ama benim asıl dikkatimi çeken.. Bellini'nin resimlerinden beri bütün hanedan "karga" burunlu.. Bu ciddi bir mesele.. Herhalde hanedan çok karıştığı, hepsi yabancı kadın aldıkları için.. Mesela Prof. Olderson'ın hesabına göre, eğer Osman Gazi yüzde 100 Türk idiyse Vahdettin'de Türklük yüzde 2'ye filan iniyor. Bu kadar karıştıkları halde niye daha yakışıklı adamlar değillermiş sorusu da akla gelmiyor değil hani...
     Â- ÅžiÅŸman oldukları kesin galiba?
       - Kiloları hakkında çok şey bilmiyoruz ama padişahların çoğunun "gut"tan öldüğünü, yani fazla et yemekten doğan hastalıklara müptela olduğunu biliyoruz. Bunca lüks içinde yine de kötü besleniyorlardı. 19. yüzyılda da müthiş bir verem salgını var. Mesela en yakışıklı padişah Sultan Abdülmecid, 40'ına varmadan öldü. Harem kadınları da kötü beslenme ve veremden 30'una varmadan ölüyordu.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr