Yeniden inşa edilen Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi perdelerini bu pazartesi günü Keşanlı Ali Destanı ile açıyor... İstanbul Anakent Belediyesi 17 milyon dolar harcamış sahne için... İstanbul halkı adına teşekkür ediyoruz... Ama bir ucuzluğu da görmeden geçemiyoruz...
Başkan Kadir Topbaş bizzat açıkladı... Muhsin Ertuğrul Sahnesi’yle ilgili bir belgesel yapılmış... Belgeselde yapılan protestolar da gösterilecekmiş. Protestocuların özür dilemesi beklenecekmiş...
Evet sanatçı ve sanatseverler tiyatro yıkılmadan önce gösteri yaptı...
“Tiyatrolar sadece alkıştan yıkılsın” diye tempo tutuldu Harbiye’de...
Bunlar neden yapıldı?
Yıkılan tiyatronun yerine yenisinin yapılacağına kuşkuyla bakılıyor da ondan. Kadir Topbaş protestolar sırasında tiyatronun projesini yayımlatsaydı ortalık o anda sütliman olurdu. Ama protestolar sırasında iktidardan hiç kararlı bir ses çıkmadı. Tepki o yüzden sürdü. Keyiften değil.
Eğer sanat dünyası ayağa kalkmasa Muhsin Ertuğrul yine de yapılacak mıydı? Hiç sanmıyoruz... O yüzden Belediye Başkanı tiyatrolarına sahip çıkan sanatseverleri eleştirmek yerine takdir etmeli... Onları bundan sonra da sanata sahip çıkmaya çağırmalı. Sanatseverler neden Belediye’nin sözlerine itimat etmiyor, oturup bunu düşünmeli...
Erdoğan, İsrail’le yaşanan son krizde medyayı beğenmiş, “Türk medyasının durduğu nokta özlediğim noktadır” demiş.
Medyada “tek ses”i özlediğini herkes biliyordu zaten...
Haldun Ertem
DSHP Genel Başkanı Hulki Cevizoğlu, Rahşan Ecevit'e 38 gün dayanabilmiş.
Gelin de "Rahmetli"deki sabrı bir kez daha takdir etmeyin!
Fahrettin Fidan
Yeni kategori...
Profesör Emre Kongar dünkü yazısında Türkiye’de sivil otoriter yapılanmaya (faşizme) hangi tip insanların omuz verdiğini irdeliyordu... Hocaya göre bunlar üç tipti:
Birinci ve en dikkati çeken grup “Tatlı Su Aydınları”...
İkinci grup “dönekler”...
Üçüncü grup, zaten biat kültürü ile yetişmiş olan, dogmatik kafa yapısına sahip “normal” kişiler...
İşin tuhafı.. Emre Hoca’nın saydıkları arasında Türkiye’nin eski tescilli faşistleri yoktu.
Demek onların çoğu demokrat oldu... Demekkimi aydınlar değişti, dönüştü, onların yerini aldı...
Avrupa başkenti
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyelerine dün slâyt gösterisi ile bilgi verdi.
Daha sonra söz alan Büyükşehir Belediyesi’nde kurulan “2010 Avrupa Kültür Başkenti Komisyonu”nun CHP’li üyesi Hasan Fazıl Afacan komisyonun kurulduğundan beri yani 9 aydır hiç toplanmadığını söyledi. Afacan’ın bu konuda verdiği önergeye de yetkililerden şu cevap gelmiş:
“Görevimiz ve işlevimiz ne, hiçbirimiz bilmiyoruz.”
Avrupa başkentinin belediyesi böyle mi çalışır!
Haiti depremi
Haiti depremi gözleri biraz olsun açar mı? Sanmıyoruz ama... Durumumuza yeniden göz atmadan da duramıyoruz...
Biz de deprem bekliyoruz...
Beklenen deprem Haiti’deki gibi on binlerce insanı öldürecek...
Yaralayacak, sakat bırakacak... Evi barkı yerle bir edecek.
Ne yapıyoruz bu depremi beklerken...
Sadece üç maymunları oynuyor, sadece bekliyoruz...
Hiç değilse bir şeyler yapsak...
Rahmetli Çelik Gülersoy deprem öncesi önlemlerden umudu kesmiş, en azından deprem sonrası yapılması gerekenleri planlamayı önermiş:
“Bu konuda orduya yetki verilmeli, askeriye mevcut istihkam taburları gibi deprem taburları oluşturmalı...” demişti.
Ne yapacak deprem taburları? Derdi ki Çelik Bey:
“İstanbul önce yollarını kaybedecek. Depremden sonra bölgeye yemek, ilaç, doktor, yardım malzemesi götürmek için önce yolların açık olması gerek... Deprem taburlarının ilk görevi ana ulaşımı açmak, yangınları önlemek, sağlık merkezi kurmak, yiyecek temin etmek ve yağmayı önlemek olmalı...”
İstanbul’da bu tür hazırlıklar nedense yok... Bir seferberlik planı yok. Geçenlerde yerel ölçekli bir sel felaketinde neler yaşandığını gördük. Bir depremde neler yaşanacağını düşünmek bile istemiyoruz... Ama buna rağmen hiçbir şey yapmıyor, tembel tembel oturuyoruz.
Erciyes’te kayak
Erciyes Dağı’nda kayak yapan gençlerden birine geçen cumartesi günü kar motoru çarpıyor. Çünkü kar motorları ortalarda gelişigüzel dolaşıyor. Önlem yok. Gencin bacağı kırılıyor. Derhal kayak merkezine gidiyorlar. Fakat o ne? Merkezde hiçbir ciddi ilk yardım malzemesi bulunmuyor... Kırık bacağı sabitlemek için atel aranıyor, bulunamıyor. Erciyes’te bir yandan da FIS (Uluslararası Kayak Federasyonu) yarışları yapılıyor... Kış Sporları Federasyonu’na hatırlatmaya gerek yok... Kayak yapılan her yerde belli ilk yardım ve sağlık önlemlerinin alınması şart...