Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Bazı koşullarımız kabul edilirse Afganistan’daki Uluslararası Barış Gücü’nün komutanlığını üstleniriz ve bu durumda yalnız Afganistan değil tüm bölge terör ve irtica belasından kurtulur."
Kim söylüyor bunu? Başbakan Bülent Ecevit. Ne zaman ve nerede söylüyor? Önceki gün, DSP Meclis Grup toplantısında...
***
"İrticayla mücadeleyi öngören 4 yasa hâlâ Meclis’ten çıkmadı... Bir buçuk yıl önce (bu) yasalar Meclis’e gönderildi. Gönderildi ama ne oldu? Komisyon’da bekletiliyor. Kanunlaşmıyor. Yavuz Bey, bunların çıkarılmasını bekliyoruz."
Peki bunları kim söylüyor? Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu.
Ne zaman ve kime söylüyor? Geçtiğimiz hafta, Sabah’tan Yavuz Donat’a söylüyor.
***
Kendi ülkesinde irticayla mücadeleyi boşlamış (ve fırsatını buldukça firardaki Fethullah Hoca’ya hayranlığını dile getirmiş) olan yiğit, Afganistan’a irticayı önlemeye gidiyor. Ayrıca bölgeyi de terör belasından kurtaracakmış.
Hazretin "Alavere dalavere Türk Memet nöbete oyunu oynanıyor, ülkeyi üç kuruşa muhtaç ettiğimiz için mecburen bu oyuna geliyoruz" diyecek hali yok tabii ki...

Duyarım, unuturum. Görürüm, hatırlarım. Yaparım, anlarım.
Çin atasözü

Devlet Bakanı Kemal Derviş 27 Şubat’ta ODTÜ’de yaptığı konuşmada krizin oluşum sürecine değindi:
- Şubata geldiğimizde kur sürdürülemez hale gelmişti. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki o meşhur tartışma olmasaydı da iki - üç hafta sonra çöküş olacaktı. Bant sistemine geçerek de atlatmak mümkün değildi, dedi.
Şubat krizinde 51 milyar doların, Cumhurbaşkanı Sezer’in önündeki kitapçığı Başbakan’a doğru ittiği için battığını sanan uzmanlara duyurulur...

Geçmişte ABD Kongresi veya Avrupa parlamentolarında soykırım tasarısı görüşüleceğinde Türkiye haftalar öncesinden alarma geçer, lobi yapar, ağırlığını koyar, sonucu lehine çevirirdi. Şimdi atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra kımıldıyoruz. O da çoğunlukla göstermelik. TBMM’de partiler imza toplayıp Avrupa Parlamentosu’nun soykırım tasarısını protesto etmişler. Ne zaman? Tasarı onaylandıktan sonra... Hükümet ve Meclis’in kendi ülkesi ve halkına yabancılaştığını gören Batı bundan cesaret alıyor, her türlü haysiyetsizliği başımızdan aşağı geçiriyor.

Bayındırbank’a el konulmasından sonra bankaya ve ortaklarına, yani Kamuran Çörtük’e ait mallara "ihtiyati haciz "kararı uygulayan BDDK, zamanında dava açmayı "unutunca" Çörtük’ün malları üzerindeki hacizler otomatik olarak kalktı.
Merak ettik... Kamuran Çörtük şimdi sahibi olduğu malları satar, parasını da kaçırırsa ne olacak? Bu ihmalin hesabı BDDK’dan sorulacak mı? Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) Başkanı Atılay Ergüven bu soruya "çok zor" yanıtı veriyor ve devam ediyor:
- BDDK yöneticileri 4483 sayılı Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Yasa’ya tabi olduğu için savcılar resen harekete geçemez. Dolayısıyla soruşturma için önce Başbakan’ın izin vermesi lazım. Geçmişte, görevini kötüye kullanan bazı kamu bankalarının yöneticileriyle ilgili Cumhurbaşkanı Sezer’le kavgayı dahi göze alarak en küçük bir işlem yapmayan Ecevit’ in şimdi aksi yönde davranması çok küçük bir olasılıktır.
- Diyelim bu küçük olasılık gerçekleşti.
- Soruşturma yapmakla görevlendirdiği kişi, hazırladığı raporda, olayda suç unsuru vardır, dese bile konuyu yargıya intikal ettirip ettirmemek yine tamamen Başbakan’ın keyfine kalmış bir şey.
- Başka bir yol yok mu?
- Mevcut yasa BDDK’nın, Başbakanlık Teftiş, Başbakanlık Denetleme ve Maliye Teftiş Kurulu’ndan birer üye olmak üzere üç kişiden oluşan bir kurul tarafından denetlenmesini öngörüyor. Başbakan’ın etkisi altında kalınmasa bile bu denetimden de bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Çünkü gerçek bir denetim Sayıştay, Muhasebe - i Umumiye, Harcırah, Devlet İhale yasalarına dayanılarak yapılabilir. Oysa diğer bağımsız kurullar gibi BDDK da - ve belki de bu tür durumlar düşünülerek - özellikle bütün bu yasaların kapsamı dışında tutuldu.
Ezcümle.. Düzen Çörtük ve çürtüklere çalışıyor...

Halkımızın yüzde 40’ı Amerika’yı seviyormuş... Ne güzel... Afganistan’a gönderilecekler o yüzde kırk içinden seçilse bari
İrem Soydal