Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       SSK eski Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, geçenlerde İzmir'de ortaya çıkarılan hayali ihracat olayıyla ilgili olarak soruyor:
       - Maliye Bakanlığı, (hayali ihracatçılarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle) mühürü ellerinden alınan yeminli mali müşavirlerin adlarını niçin açıklamıyor? Sermaye Piyasası Kurulu, nasıl ki zaman zaman, şu şu firmaların faaliyetlerini şu kadar süreyle durdurdum, şeklinde kamuoyuna açıklama yapıp yasa dışı davrananları teşhir ediyorsa, aynı şeyi Maliye Bakanlığı da yapmalıdır. Yapmalıdır ki, hem kötüler bilinsin hem namuslu müşavirler zan altında kalmasın. Bakanlığın WEB sitesi var, isimleri orada rahatlıkla yayınlayabilir. Yayınlamazsa bu, bakanlığın sahtekarları koruduğu anlamına gelir...

Sağır demokrasi

       Geçen hafta sormuştuk... Deprem için toplanan toplam para konusunda Maliye'nin verdiği rakamla Ecevit'in verdiği rakam arasında 10 trilyon fark var. Bu 10 trilyon nereye gitti?
       Yanıt yok... Gazete köşelerinden buna benzer sayısız soru soruluyor bakanlara ve Başbakan'a.. Hiçbirine yanıt yok... Mesela Necati Doğru soruyor:
       - Banka batıranların eş ve çocuklarıyla diğer yakınlarının mal mülküne el konulurken neden Murat Demirel aynı muameleye tabi tutulmuyor?
       Yanıt yok...
       Birileri evinizi soyuyor. Bekçiler seyrediyor. Neden soyguncuları yakalamadıklarını soruyorsunuz. Yanıt vermiyorlar.
       Neden soyulana değil de soyana yardımcı olduklarını soruyorsunuz...
       Yanıt vermiyorlar..
       Ancak kayıtlarda adları "dürüst lider" diye geçiyor..
       Ve dürüst liderler Türkiyesi tarihinin en korkunç yağma, talan ve hırsızlık dönemini yaşıyor...

Buraya kadar

       Pazar gecesi televizyonda Beşiktaş - Rizespor maçından hemen sonra İtalya'dan naklen Milan - Juventus maçını izledik. Garipsedik! Çünkü maç boyunca sahaya hiç şişe, taş ve yabancı madde atılmadı. Tribünlerde seyirciler rakip takımın futbolcularına: "Ulan senin ananı gözünden öpiiim!" diye koro halinde küfür etmedi. Kimse hakeme itiraz etmedi. Futbolcular her faulden sonra birbirlerinden özür dilediler. Hiçbiri diğerine kasdi tekme atmadı.
       Böyle ortamda futbol gelişir. Bizde gelişmez.
       Spor terbiyesinin geri gittiği ülkede futbol ileri gitmez.
     ÂFatih Terim'le yakaladığımız bir geçici baÅŸarı var. Böyle ortamda o geçici baÅŸarı da çok yaÅŸamaz, tez zamanda erir gider...

Güneş tutulması

       İngiliz bilgin güneş tutulmasını izlemek üzere Afrika'ya gitmiş. Tutulmanın en iyi izleneceği noktayı ararken birden çevresinin yerliler tarafından sarıldığını farketmiş. Çaresiz teslim olmuş. Yerliler bilgini köy meydanının ortasındaki kazığa sıkıca başlamışlar. Başına da bir nöbetçi... Ölümcül bekleyiş başlamış. O arada bilgin hesaplar yapıyor, "Eğer öğleden önce asmazlarsa kurtulurum" diyormuş için için, "Çünkü tam öğle vakti güneş tutulacak. Yerlilere bunu Tanrı'nın gazabı olarak yutturur, paçayı kurtarırım.."
       Bu düşünceler içinde yanıbaşındaki nöbetçiye sormuş:
       - Beni öğle yemeğinde mi yiyeceksiniz akşam yemeğinde mi?
       - Sanırım akşam yemeğinde, demiş nöbetçi, çünkü yarın öğlen köyün ileri gelenleri tepeye çıkıp güneş tutulmasını izleyecek...

TeÅŸhis: Sabotaj...

       Sayıştay yangını sabotaj mı, değil mi?.. Sorusuna kesin ve net yanıt veriyor İstanbul eski İtfaiye Müdürü Abdurrahman Kılıç:
       - Kesinlikle sabotaj!.. "Yangın önlemleri vardı ama elektrik kesilince çalışmadı" mazeretinden de belli.. Elektrik kapandığı zaman yangın sistemi eğer devreye giremiyorsa buna "yangın güvenlik sistemi" demek zaten mümkün değil.. Ortadaki manzara, söylenenin aksine bu binada yangın önleminin olmadığını gösteriyor. Benim için esas "sabotaj" budur...
     Â- DoÄŸru ve yeterli yangın önlemi nedir?
       - Bakın, elektrik kesildiğinde pompa çalışmıyorsa o sistem yok demektir.. Yangın sırasında bina elektriği zaten kesilir. Binanın hiçbir noktasında elektrik olmasa dahi yangın pompalarının elektriği mutlaka olacak. Yangın sistemini mutlaka ayrı hattan yanmaz kablolarla (çift güzergahtan ve çift kaynaktan) beslemek gerekiyor. Sayıştay'ın yangın güvenliği böyle alınmış olsaydı, ilk anda ve sağlıklı müdahale mümkün olacak, "Elektrik kesildi, sistem çalışmadı" gibi sudan mazeretlere de gerek kalmayacaktı.
     Â- Kamu binalarını yangından koruma amaçlı 1994 tarihli yönetmelik, ideal güvenlik önlemlerini zorunlu kılan bir çerçeve çizebiliyor mu?
       - En azından ayrıntısını az önce anlattığım "otomatik söndürme sistemi"ni zorunlu kılıyor. Ama Sayıştay'daki manzara bunun uygulanmadığının kanıtı. Yönetmeliğe rağmen bugün maalesef en riskli binalar devletin binaları... Mesela bir süre önce bir büyük adliyenin arşiv bölümünü gezdim. Gezerken korktum. Böyle riskli bir yer olamaz. Bu binaların yangın sisteminde hala bir iyileştirme yapılmaması da bir tür "sabotaj" değilse nedir?
       ***

Gönül'ün tahmini

       Sayıştay yangınıyla ilgili söylentiler arasında Eski Sayıştay Başkanı Vecdi Gönül'ün tahmini dikkat çekici:
       - Tahkikat bitmeden kimseyi itham etmek doğru değil ama hayali ihracatçılara Maliye'nin ödediği KDV'lerin belgeleri de oradadır. Acaba hayali ihracatçılarla ilgili bir davada oradan belge istenmiş midir; ona da bakmakta fayda var...

Sözler...

     Â
  • Yaşı, dini, etnik kimliÄŸi ne olursa olsun... Bütün insanları birleÅŸtiren ortak nokta, iyi otomobil kullandıklarına iliÅŸkin inançlarıdır...
           Dave Barry
         Â
  • Kural nedir? Yeni karar alma tembelliÄŸi...
           M.Krzyzewski
         Â
  • Reformcu, dünyayı ölmek için daha iyi bir yer yapmaya çalışan kiÅŸidir.
           L. Levinson


    Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr