CHP ve İYİ Parti’nin İstanbul Belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun dikkatimizi çeken sözlerine değinelim...
Başkan adayı İstanbul’da 1.2 milyon 0 - 4 yaş arası çocuk olduğunu ve bunun yaklaşık yüzde 85’inin okul öncesi eğitimden faydalanamadığını belirterek, “Bizim için mega proje, çocuklara okul öncesi eğitim verebilmek” diyor.
Ekrem İmamoğlu Suriyeli göçmenler konusuna da eğiliyor.
İstanbul’da 1 milyona yakın göçmen bulunuyor. Bunların en az yarısı bir daha ana yurtlarına dönmeyecek. Bu kesin. İmamoğlu’na göre Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne dek göçmenlerle ilgili sosyal anlamda hiçbir atılımda bulunmaması ve gelecekle ilgili bir projeksiyon ortaya koymaması ‘en büyük handikap’ tır. Göçmenlerin şehre uyumu için çeşitli projeler uygulamak gereklidir.
İmamoğlu doğru konulara değiniyor... Bu arada muhtemel büyük deprem için alınacak önlemleri de öncelikler arasına katmanın zorunlu olduğunu anımsatalım...
CHP tembelliği...
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün bir veya iki miting yaparak yerel seçim kampanyasını sürdürüyor. Küçük parti HDP bile zaman zaman miting yapıyor. Sokaklarda basın bildirisi okuyor. CHP ise ne miting yapıyor ne kapalı salon toplantısı... Erdoğan’ın mitingleri en az 20 kanaldan halka naklediliyor. CHP’nin ise ne bir TV kanalı var ne de gazetesi... CHP Genel Başkanı zaman zaman basının kendilerine yönelik ilgisizliğinden yakınıyor. Kendisinin 6 milyon takipçisi olan bir Twitter hesabı var. Kemal Bey 6 milyona seslenen hesabından sadece ölenlere başsağlığı ve taziye mesajları yayınlıyor. TBMM’deki salı toplantıları dışında iktidara eleştiri yöneltmemek için büyük çaba sarf ediyor. Böylece kendisine ve partisine yönelik iddiaları da kabullenmiş görünüyor. Ne tür bir siyaset bu?
FIKRA
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2018 Yargı Bağımsızlığı Raporu’na göre, Türkiye 140 ülke arasında 111’inci...
Neyse bu tatsız konuyu bırakalım, bir fıkra anlatalım...
Mübaşir, yargıç odasından kahkahalar geldiğini işitir. Kapıyı açar bakar...
Mahkemenin hâkimi masasının başında kahkahalar atmaktadır. Sorar:
- Neden bu kadar gülüyorsunuz hâkim bey?
- Gülüyorum çünkü bugün hayatımın en komik fıkrasını dinledim.
- Lütfen bana da anlatın.
- Anlatamam.
- Neden?
- Biraz önce bu fıkrayı anlatan birisini 5 yıl hapse mahkûm ettim...
O GÜN
Profesör Kemal Üçüncü ülkeyi yönetenlere büyük bir ihtiyacı hatırlatıyor:
“Büyük İstanbul depreminin kaosunu hiçbir sivil organizasyonla yönetemeyiz. O yüzden 1. Ordu’ya bağlı yüksek seviyeli bir afet kolordusu kurmak gerekir.
Tahliye yolları, liman bağlantıları çok acil yapılmalı. Ordu birlikleri de deprem tatbikatı yaparak beklenen felakete hazır olmalı.”
Evet: Konut stokunu kısa sürede iyileştirmenin imkânı yok... Ancak hayatta kalanları bir an önce kurtarabilmek için askeri birlikler hazırlanabilir.
KÖY
İstanbul’un belediye başkan adayları zaman zaman Kadıköy’e gelip halk ve esnafla sohbet ediyorlar.
Sayın adaylar Kadıköylüleri gerçekten anlamak istiyorlar mı?
Bir taksi veya tek başlarına özel araçla Fenerbahçe’nin maçının olduğu bir hafta sonu gelip o trafiğe girmeliler...
Kadıköy’ün nasıl özel bir eziyete tabi tutulduğunu ancak o zaman anlayabilirler.