Kimi bakanlar dün makam araçlarını bırakıp küçük araçlara binmişler. "Şov" yapmışlar... Padişah Abdülmecit döneminde de Hazine'nin dibi görününce Sadrazam ve vekiller beş çifte kayıkları bırakıp üç çifte kayıklara binmişler. Birkaç gün sonra beş çifteye dönmüşler...
Bırakalım numarayı... Gerçeğe bakalım...
Sadece Etibank'ta batan para 438 milyon dolar...
Buna karşılık İçişleri Bakanlığı bütçesi 255 milyon dolar... Kültür Bakanlığı 158 milyon, Bayındırlık 188, Enerji 59 milyon dolar... Birkaç bakanlığı ortadan kaldırsanız bir tek bankada hortumlanan parayı karşılayamazsınız.
Bunlarla vakit geçirecek yerde şu hortumculardan götürdükleri parayı geri almaya çalışsanız... Neden aklınıza bu gelmiyor?
Ozan, öykücü, edebiyat araştırmacısı Şükran Kurdakul, 75. yaşını önceki gün AKM'de onuruna düzenlenen şenlikte kutladı... Müzik ve tiyatro ile süslenen şenlikte Kurdakul'un yaşamından acı - tatlı kesitler sunuldu.
Şükran Kurdakul'un adı İzmir - Karşıyaka'da bir sokağa verilmiş... Eski adı "1719 Belediye Sokak" olan bu sokak şimdi bu soylu şairin adını taşıyormuş.. Peki ama neden? Kurkadul bu sokakta mı doğmuş, ya da bu sokakta mı yaşamış? Hayır... Şükran Kurdakul ilk kez bu sokakta tutuklanmış... 1946 yılında, daha 19 yaşında bir delikanlı iken Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi Denizli Şubesi'nin kuruluşu için çalışırken bu sokakta gözaltına almışlar Kurdakul'u... 142. maddeden 5 aya mahkum olmuş. Değerli yazı adamının adına kuşkusuz böyle sokak yakışırdı...
Geçen hafta sonu İstanbul'da yapılan Fazilet Partisi mitinginde bir pankart dikkati çekti:
"Erkeğiz, dediler iktidarsız çıktılar"
Pankart FP'nin "iktidar" anlayışını tanımlıyordu.
Gelirlerse üzecekler... Diye düşünmüş okurumuz Ayhan Bey...
Hazinenin dibi göründüğünde adettir. Derhal kamuda tasarruf gündeme gelir. Ankara'da toplantılar yapılır. Kimse kendi lüksünden vaz geçmediği ve her amir tasarrufu bir altına havale ettiği için bu toplantılardan birşey çıkmaz. Ankara'da şu sırada süren toplantılardan çıkmayacağı gibi...
Kamuda tasarruf için (eğer niyet varsa) ne tür önlemler alınmalı?
Soruyu yıllardır Anadolu'da kaymakamlık yapan Mustafa Çiçek'e sorduk... Dedi ki:
- Bürokrasi çarkının içinde en fazla parayı devasa "kamu binaları"nın yapım bakım ve onarımı yutmaktadır. Ayrıca kent merkezinde bina kiralanması, her görevliye bir oda verilmesi gibi uygulamalardan vaz geçilerek bankalarda olduğu gibi ofis sistemine geçilmelidir. Böylece kamu binalarının en az üçte birinden tasarruf edilecektir.
- Uzman doktor bile bulunamayacak küçük ilçelere 2-3 trilyonluk devlet hastaneleri yapılmaktadır. Bunlara personel ataması yapılmadığı halde gerekli tüm donanımlar - nasıl oluyorsa - kolayca temin edilmektedir. Otobüs yolcusu bile bulamayan bazı merkezlere 20-30 milyon dolarlık havaalanları yapılmaktadır. 3-5 bin nüfuslu ilçelere devasa KÜLTÜR MERKEZLERİ yapılmaktadır. Müteahhit zengin etmeyi ön planda tutan yatırım politikasından vaz geçmelidir.
- Karayolları, DSİ, Köy Hizmetleri ve belediyelerin iş makinası parkları vardır ve her biri yüzde 20 kapasite ile çalışır. Silahlı Kuvvetlerdeki "lojistik merkezi" örneğindeki gibi devlet bu trilyonluk iş makinalarını tek merkezden idare etmelidir.
6- Kamu işçilerinin maaşları genel müdürleri aşmaktadır. Asgari ücretten çalışmaya hazır milyonlar dururken bu kadar yüksek işçi maaşına gerek yoktur.
Tasarruf mevsimi!
Ege Ordusu'nda yemek ve bulaşık işleri 7,6 trilyon liraya özel firmaya ihale edilecekmiş.
Erler artık yemek ve bulaşıkla uğraşmayacakmış.
İşçi ailesinin özel aşçı kiralaması gibi birşey...