Kelimelere, tariflere, sıfatlara, sayfalara sığmayan bir basın duayeniydi 100 yaşında kaybettiğimiz Hıfzı Topuz. Doktoralı gazeteci, yazar, edebiyatçı, tarihçi, aydın. Ömrü boyunca fikir özgürlüğünün, gazeteciliğin ve yayıncılığın gelişmesi, güçlenmesi, yasaklara uğramaması için mücadele etti. Gazeteciler Sendikası’nın kurucusuydu. Üniversitelerde gazetecilik dersleri verdi. 1958 yılında Türkiye’de işsiz kalınca bir burs bulup Strazburg’a gitmişti. Sonrasını anlatır:
“UNESCO’da bir ilan olduğunu öğrendim adaylığımı koydum. ‘Uğraşma 80 aday var. O 80 adaydan bir kişi alınacak’ dediler. Ben kazandım. Ondan sonra hayatım büsbütün değişti. UNESCO bana yeni ufuklar açtı. Bütün dünyayı gezdim. “
Bu göreve seçilmesinde Türkiye’nin Avrupa’daki itibarı da rol oynamıştır.
Emeklilikten sonra biyografik romanlar yazmaya başladı. 50’den fazla kitap yazdı. Son nefesine kadar kalemi elinden bırakmadı. Artık aramızda değil ama kitapları gelecek nesilleri yıllarca aydınlatacaktır. Minnettarız.
Hıfzı Ağabey, Amerikan Hastanesi’nde vefat etti. Cenazesinin alınması için eşinin onayı gerekiyordu. Eşi hastaneye tekerlekli sandalye ile getirildi. Neden mi? Çünkü kısa süre önce kaldırımda yürürken bir scooter çarpmış, Ayşe Topuz’un ayağını kırmış, onu tekerlekli iskemleye mahkûm etmişti. Ayşe Hanım eşini bu talihsiz durumun artırdığı acılarla uğurladı.
Maalesef böyle bir ortamda yaşıyoruz…
TAKSİDE
Kadıköy yine ana baba günüydü. Trafik tıkandı. Korna sesleri birbirine karıştı.
* Ne var ne oluyor?
* Fenerbahçe’nin maçı var abi…
Fenerbahçe’nin maçı olduğu zaman Kadıköy ve civarında trafik felç.
Neyse bir taksi bulduk, trafiğin olmadığı yollardan eve gitmeye çalıştık. Şoför yolda anlattı.
Geçenlerde yaşlı bir hanım müşteri almış.
Tam da maç saatleri…
Kadıköy’den Fener Yolu’na 4 kilometre yolu tam 1,5 saatte katetmişler.
Kadın taksiye bindiğinde ortalık aydınlıkmış. İnerken hava kararmış.
Kadıncağız parayı verirken durumu özetlemiş:
“Gündüz bindik gece indik”
Kadıköy trafiği tam böyle bir şey!
KİTAPÇI
Halkımıza “ kitap okuyun” çağrısı yapan yazımız üzerine telefonla arayan Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk bir gözlemini aktardı:
“ Bir süre önce davet üzerine Moskova’daydık. Bir kitapçıya gittik. Dev bir mağaza. Yabancı dilde kitaplar da satıyor. Ben içeri girerken eşim ‘Ben gelmem burada bekleyeceğim’ dedi. Sebebi neydi biliyor musunuz? Çünkü kitapçıda adım atacak yer yoktu. İçerisi tıklım tıklımdı.”
Bizde böyle müşteri hücumuna uğrayan kitapçı var mı? Tam tersine. Kitaplar satılmadığı için kitapçı mağazaları yarı yarıya oyuncaklara, müzik malzemelerine ayrılmış durumda.
Bu arada hiç tanınmamış kimi yazarların kitaplarını görüyoruz vitrinde. Bu nasıl oluyor diye meraklanırken kitapçı dostumuz “Maddi durumu iyi olanlar yayınevine para ödeyip kitaplarını bastırıyor, bunlar onlar” diyor. Son durum buymuş. Yazar kitabı için üstüne para ödüyormuş!
HAMSİ
Hamsilerin boyu küçülmüş… Ortalama boy 11,5 santimden 9,5 santime inmiş…
DHA’nın haberine göre, uzmanlar bu kısalmayı aşırı avlanmaya bağlıyorlarmış. Hamsiler büyüyemeden avlanınca boy haliyle kısalıyor. Önümüzdeki yıl belki bu küçük hamsileri de bulamayacağız.
Geçenlerde Yunan adasına geziye gidip oradaki balık lokantalarını öven bir arkadaşımızla sohbet ediyorduk:
* Nasıl ahtapot, kalamar falan taze miydi?
* Taptazeydi, hiç buzhane ürünü yoktu.
* Fiyatlar nasıldı?
* Türkiye’nin üçte biri…
* Nerede bu Yunan adası?
* Birkaç mil ötemizde…
Bizimki bir başka mucize. Üç yanı denizle çevrili ülkede ne taze deniz ürünü bulabiliyorsunuz ne kesenize uygun fiyat.
Denizlerimizi cehalet kurutuyor.
ÇOMAR
Hollanda’nın Zeeland eyaletindeki bir ilçede, sokaklardaki köpek dışkısı ile mücadele amacıyla, DNA veri tabanı oluşturulacak. Sokaktaki dışkının hangi köpeğe ait olduğu DNA yoluyla belirlenerek sahibine ceza kesilecekmiş
Bilvesile tanık olduğum bir küçük olayı aktarayım.
Geçenlerde sabahın erken saatlerinde bir kafede oturdum, bir yandan gazeteye göz gezdiriyor bir yandan çayımı yudumluyorum.
Derken bir genç kızın elindeki kocaman bir köpek tam önümden geçerken dışkısını kaldırıma bırakmaz mı?
Genç kız biraz da mahcup, elindeki plastik torbayla dışkıyı kaldırmaya çalışırken ben şaka yollu söylendim:
- Bugün şanslı günümdeyim.
Kız da hiç duraksamadan cevap verdi:
- Biz her gün şanslı günümüzdeyiz.