Â
Özgen Acar dostumuz hoş bir hayat dersi göndermiş. Okuyalım...
      ...Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
      Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
      Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
      Öğrendim ki...
      Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
      Yıkmak bir dakika...
      Öğrendim ki...
      Hayatında nelere sahip olduğun değil
      Kiminle olduğun önemli.
      Öğrendim ki...
      Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
      Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
      Öğrendim ki...
      Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
      Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
      Öğrendim ki...
      İnsanların başına ne geldiği değil
      O durumda ne yaptıkları önemli.
      Öğrendim ki...
      Olmak istediğim insan olabilmem
      Çok vakit alıyor.
      Öğrendim ki...
      Karşılık vermek
      Düşünmekten çok daha basit.
      Öğrendim ki...
      Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
      Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
      Öğrendim ki...
      Sen tepkilerini kontrol edemezsen
      Tepkilerin hayatını kontrol eder.
      Öğrendim ki...
      Kahraman dediğimiz insanlar
      Bir şey yapılması gerektiğinde
      Yapılması gerekeni
      Şartlar ne olursa olsun yapanlar.
      Öğrendim ki...
      Bazı insanlar sizi çok seviyor
      Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
      Öğrendim ki...
      Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
      Bazıları hiç karşılık vermiyor.
      Öğrendim ki...
      Para ucuz bir başarı.
      Öğrendim ki...
      Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
      Kaldırmak için elini uzatır.
      Öğrendim ki...
      Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
      Daha uzun yol yürüyor.
Öğrenmiş olduk...
      Siemens firmasının Akkuyu nükleer santral ihalesi için bugüne dek 10 milyon dolar harcama yaptığını öğrenince bu ünlü firmanın Türkiye'deki en ünlü ismi
Arnold Hornfeld'e sormuÅŸtuk:
     Â
- Peki hiç rüşvet verdiniz mi?      Sayın
Hornfeld, "Kesinlikle hayır" demişti bu sorumuza yanıt olarak.
      Ankara'dan bir bürokrat dostumuz not göndermiş...
     Â
- Soruyu yanlış adrese yöneltmişsin, diyor notunda,
ne Siemens ne diğer büyük kuruluşlar kimseye rüşvet vermez. Ama tüm büyük kuruluşların birer lobi firması vardır. Yüksek değerdeki hediyeler ve komisyonları yerli yerine bu firmalar dağıtır. Soruyu o lobi şirketlerinin başkanlarına sorsaydın daha isabetli davranmış olurdun.      Böylece bunu da öğrenmiş olduk...
Gözler
      Gözün kendisi başlı başına bir mesaj kaynağıdır. Bir kimse gözünüze bakıyorsa, size ilgi duyuyor demektir. Öte yandan bir kimse, gözünü sizden kaçırmakla, sizden bir şey saklamak durumunda olduğunu ifade eder. Bundan dolayı iyi satıcılar, karşısındakini etkilemek isteyen doktorlar, politikacılar ya da yöneticiler konuşurlarken karşısındaki kimsenin gözünün içine bakarlar. Göz ilişkisi kurulduktan sonra diğer ilişkiler yavaş yavaş kurulabilir.
     Â
Doğan CüceloğluErbakan - Clinton
     Â
Erbakan'la
Clinton ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar.
     Â
Clinton, Erbakan'a,
Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Erbakan altta kalmaz ve karşılık olarak der ki:
"Bizde öyle bir teknoloji var ki, partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede koşmayı öğretiyoruz..." Türkiye'ye döndüklerinde
Erbakan'ı bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırır ve attığı palavrayı anlattıktan sonra sorar:
     Â
- Haftaya Clinton geliyor. Yalanımız ortaya çıkacak, acaba ne yapsak?
      Danışmanlardan biri hemen yanıtlar:
      - Hiç korkmayın Hoca Efendi. Alın
Clinton'u Anıtkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız..."
Gazete haberi
      Okurumuz
Murat Özgan, bir gazete haberine dikkat çekiyor:
     Â
- AB ülkelerinde 2001 yılı sonunda internete bağlanmamış okul kalmayacakmış... Ülkelere göre halen internete bağlanmamış okul oranları da veriliyor haberde... ABD'de yüzde 1, İsviçre'de yüzde 2, Japonya'da yüzde 5, Almanya'da yüzde 17... Bizde yüzde 93...      Tabii gazetelerde başka haberler de var...
      - Off Shore hesabı sahiplerine 20'şer milyar liradan 80 trilyon ödeneceği...
      - Batan bankalarda göz göre göre 5 milyar doların iç edildiği...
      -
Murat Demirel'in Egebank'tan 640 milyon doları kendi bankalarına aktarmakla suçlandığı...
      Altınbaş Holding'in hayali ihracattan 500 trilyon götürdüğü...vs...vs...
      Batan bankalara halkın cebinden ödenecek parayla 3 milyon bilgisayar alınabilirdi...
      Altınbaş Holding'e kaptırılan parayla ise 500 bin adet...
      Ne var ki siyasetçi ve bürokrat işbirliğiyle gerçekleştirilen vurgunlardan sıra bir türlü eğitime gelmiyor.
      Mutlu yarınlar diliyoruz...
     Â
*Cihan Demirci’den LAFORİZMA      Akşamcılara benden bir öneri: “Rakınızı artık suyla değil Mesut Yılmaz’la beyazlatın!..
İşkence var mı?
      Son günlerde milletvekili ve bakanların işkenceye karşı demeçleri yoğunlaştı. Pek inandırıcı olmuyorsa da... İşkencelerin münferit olaylar olduğunu... İşkence yapanların cezalandırılacağını... İşkencenin kesinlikle kabul edilemeyeceğini... Falan söylüyorlar...
      Dünkü Cumhuriyet'in baş sayfasında bir fotoğraf dikkati çekiyor.. Polisler topluca bir öğrenciyi copluyorlar. Altındaki habere göre
Cihan Yücel adlı öğrenci Sosyalist İktidar Partisi'nin bir bildirisini dağıtıyormuş.
Süleyman Demirel'e hakaret ettiği için tutuklanmış. Bu tutuklanmayı protesto eden öğrenciler de feci şekilde dövülerek gözaltına alınmışlar.
      Bu manzara milletin gözü önünde cereyan ederken, kapalı kapılar ardında acaba işkence var mı yok mu diye meraklanmanın bir mantığı var mı?
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr